Home page

Haber Menüsü


e. murat yığcı
 
Galatasaraylılık ve demokrasi anlayışı
 
Demokrasilerde fikir ayrılıkları olur tabii ki, ama “Tek fikir benimki” diretmesi olmaz... “Herkes fikrini söylesin ama fikriniz hoşuma gitmezse, cezaların en sertine hazır olun” tehditi olmaz.
 
e. murat yığcı'ya mail.
NTV-MSNBC
 
24 Aralık—  Eğer Sergen kırmızı kart görseydi, GS, büyük ihtimalle Yozgat’tan yenilgiyle dönecekti. Eğer GS’nin ikinci golünü Sergen, hem de kırmızı kart görmedikten bir dakika sonra atmış olmasaydı, bu kadar büyük tartışma olmayacaktı; Selim’in yaptığı harekete gönül rahatlığıyla penaltı diyecek (en azından hakemi penaltı verdiği için yerden yere vurmayacaktık); hakemin maç içindeki hatalı kararlarını da “Hakem de insandır, tabii ki hata yapabilir” diyerek geçiştirecektik. Ama olaylar böyle gelişmedi. Hakem oyunun kaderini değiştirecek bir hata yaptı, gol, atılması gereken futbolcudan geldi ve bir kez daha GS’nin rakibi futbolcular haftayı aynı açıklamayla kapadı: “GS çok iyi bir takım, bizi Avrupa’da çok iyi temsil ediyor, ama bugün galibiyeti haketmiştik, GS’nin hakeme ihtiyacı yok...”

   
 
       
   
MSNBC News Hakem yıldız olmak isterse
MSNBC News Gerçekçi ol, imkansızı iste
MSNBC News Yine Fenerbahçe, yine Galatasaray
MSNBC News Ben F1'i feda ederim
MSNBC News 12 Dev Adam ve Formula 1
MSNBC News Senna mı, Schumacher mi?
MSNBC News 3 büyükler, Süper Lig ve deniz feneri
 
NTVMSNBC Reklam  
 

  Aslında burada konu GS’nin Yozgat maçı değil, konu Galatasaray’da son bir kaç hafta içinde yaşananlar ve yapılan açıklamalar; Galatasaray’ın bizi artık başarılarıyla değil, yaptıklarıyla şaşırtıyor olması, daha da ötesi, “artık” Galatasaraylılar’ın bu yaşananları bu kadar kolay sahipleniyor olması...
       
EN YALIN BİÇİMDE OLAYLARIN GELİŞİMİ
       Maç sonuçlarını bir kenara bırakarak son gelişmeleri kısaca yazıya dökelim:
       1) GS teknik direktörü yaptığı açıklama nedeniyle, işinden olma aşamasına geliyor (Gerçi Lucescu, yönetimden özür diledi ama Fatih Terim’den OK alınmış olsa, bu özrün bir değeri olmayacaktı).
       2) GS’nin milli futbolcusu, önerilen transfer ücretini beğenmediği için, PAF takımına gönderiliyor (Böylece dünyada bir ilke de imza atmış ve bir başarı öyküsü yaratmış oluyorlar: GS PAF takımından, milli takıma...).
       3) Başkan ve İkinci Başkan fikir ayrılığına düşmekle kalmıyor, bunu, yaptıkları özel açıklamalarla gazete manşetlerine taşıyorlar; bunların özel açıklama oldukları düşünülürse, basının burada hiç suçu olmadığı açık; ama her ikisi de barışma toplantısında basını suçluyor...
       
TARTIŞMAYA EVET, TABİİ SADECE BİZ KONUŞURSAK
       Çünkü onlara göre bu demokratik bir tartışma; bunların olması doğal, yani İkinci Başkan, Başkan’ı “güvenilmez biri olmakla suçlayabilir”; Başkan da, İkinci Başkanı... Ama teknik direktör konuşma hakkına sahip değildir... Futbolcunun yönetimin teklifini kabul etme hakkı vardır tabii, ama ibret-i alem için PAF takımına gönderilmeyi kabul ederse... Eski teknik direktör ise ayağını denk almalı, çünkü yaptıkları ya da söyledikleri beğenilmezse, kulübe girmesi yasaklanabilir (en azından belli bir süre).
       Demokrasilerde fikir ayrılıkları olur tabii ki, bizler de sporseverler olarak bu tip tartışmaları görmek isteriz, ama bu tip tartışmalardan sonra, istifaları da görmek isteriz; çünkü istifa etmek de sistemin içinde olan bir şey...
       Demokrasilerde fikir ayrılıkları olur tabii ki, ama “Tek fikir benimki” diretmesi olmaz... “Herkes fikrini söylesin ama fikriniz hoşuma gitmezse, cezaların en sertine hazır olun” tehditi olmaz. Galatasaraylı olmak demek, tüm bunları kabullenmek, bunlara destek olmak demek değildir.
       Ve Galatasaraylı olmak demek, Galatasaray yönetiminin yaptığı her şeyi kabullenmek, takımın zaman zaman hakem sayesinde avantaj yakaladığını gözardı etmek değildir. GS aleyhine yazılan her yazıyı Fenerbahçeliler’in yazdığını düşünmek de, Galatasaraylı olmakla bağdaşmıyor. Galatasaray yönetimini eleştirmek, GS’nin başarılarını küçültmeye çalışmakla da uzaktan yakından ilişkisi yoktur...
       
GALATASARAY TARAFTARI BÖLÜNÜYOR
       Galatasaray taraftarlarını da anlamak zor... Bana göre kendi içlerinde ikiye ayrılmış durumdalar. Bir kısmı kazanmanın her şeyden önemli olduğunu düşünüyor ve kazandıkları sürece onlar için hiç bir şey önemli değil. Çünkü biliyorlar ki, kazanan taraf her zaman haklıdır, konu futbol olduğunda da yapılan tüm itirazlar, bir süre sonra geçerliliğini yitirecektir, ortada kalacak olan alınan puanlar ve kazanılan şampiyonluklar olacaktır. Arada bir de olsa, GS’nin hakem sayesinde avantaj yakaladığını söylemek, GS düşmanlığıdır, sporsever olmak değil... Onlara göre amaç, aracı belirliyor.
       
Gerçek Galatasaray taraftarı ise biraz daha farklı görüyor olayı... Yaşananlardan pek hoşnut değil, tabii kazanmayı seviyorlar, ama haklı bir galibiyetin çok daha değerli olduğunu bilerek ve bundan çok daha fazla zevk alarak yaşıyorlar. Sonuçta her iki durumda da alınan puan aynı olabilir, ama tuttuğunuz takımın kazanmasının aslında sadece ve sadece manevi değeri dışında size bir şey vermediği düşünülürse, bu manevi zevki tam anlamıyla yaşamayı tercin ediyorlar belki de... Tabii ki, amaç, aracı belirleyecektir; ama haksız bir araca ihtiyaç duyan amacın meşruluğu da tartışılır, diyorlar...
       

       Neyse, Galatasaraylılar’ın demokrasi anlayışlarını kenara bırakalım ve bir iki noktaya temas edelim.
       1) Türkiye Süper Ligi’nde 3 büyükler, hakemler tarafından korunuyor. Bu bilinçli yapılmıyor olabilir, yılların yarattığı sempati-antipati, son yıllarda oluşan baskılar olabilir bunun nedeni, ama bu bir gerçek. Bunun örneklerini her hafta görüyoruz; bu bizi zaman zaman rahatsız ediyor, ama daha da kötüsü bunu içimize sindirmiş durumdayız.
       2) GS ise 3 büyükler içinde biraz daha avantajlı durumda olan büyük, ama bunu da normal karşılamalıyız, çünkü eğer büyükler korunuyorsa, eğer, GS, Avrupa’nın en önemli takımlarından biriyse, düz mantıkla, GS’nin daha çok korunması da doğal değil mi? Fenerbahçeliler ve Beşiktaşlılar neden bu kadar feryad ediyor ki, yıllar yılı bu sistemi onlar yaratmadı mı?
       3) Yıldız futbolcuyu korumak, Türkiye’de yanlış anlaşılıyor. UEFA, yıldız oyuncuyu koruyun, diyor, ama ayrıcalık tanımayın. Tabii ki Figo’yu korursun, Zidane’ı korursun, Sergen’i korursun; futbol oynamak isteyen bir yıldız oyuncuyu korumak, oyunun güzelleşmesine hizmet edecektir. Ama bırakın tekme atmayı, rakibinin baldırına taban giren bir futbolcu korunmayı nasıl hakeder ki?
       Bu dünyanın her yerinde kırmızı karttır, pek çok ülkede ise sakatlamaya yönelik kasti hareket olarak değerlendirilip, üstüne üstlük bir de oynamama cezası verilebilecek bir harekettir (Biz bunun son örneğini Capone’da gördük, Rivaldo’ya oyun durduktan sonra kasti girdiği için, temas bile olmadığı halde 2 maç ceza aldı).
       4) Sergen kasti tekme atma hakkına sahiptir. Tabii kırmızı kart görmeyi kabul ediyorsa... Bu hareketi sonunda kırmızı yerine sarı kart gördüğü için de şanslıdır. Ama o bunun farkında değil (bu şartlar altında da hiç bir zaman farkına varmayacak). Çünkü bizler TV ekranlarından baldırına taban yiyen Hüseyin’in kanayan bacağını seyrederken, o, “Rakibe hafif bir temas vardı, neden yerde o kadar çırpındı anlayamadım, zaten sonra ayağa kalktı ve koşmaya başladı” açıklamasını yapıyordu.
 
       
    MSNBC News Süper Lig'e merhaba; ya da ilk beşe girecek son takım hangisi?
MSNBC News Ve McLaren ve Jaguar ve Newey
MSNBC News Türk sporunu kim kurtaracak?
MSNBC News Ve Fenerbahçe şampiyon
MSNBC News F1, bizler ve diğerleri
MSNBC News Taraftar kimliği mi, fair-play mi?
MSNBC News GS zirveye, FB nereye? (2)
MSNBC News Ekonomi mi, spor mu?
MSNBC News Ben en çok Lucescu'ya üzülüyorum
MSNBC News Sözümü geri aldım?
MSNBC News Hagiler, Daumlar ve bizler
MSNBC News Futbolun değişen çehresi (2)
MSNBC News Futbolun değişen çehresi (1)
MSNBC News İşte öyle bir maç
MSNBC News Ya Ali Haydar sigara içmeye başlarsa...
MSNBC News Bir futbol maçından ne beklersiniz?
MSNBC News Başarılı olmak, herşeyi yapma hakkını verir mi?
MSNBC News 'Yeni yeni isabet etmeye başladı da...'
MSNBC News Türkiye' ve Formula 1
MSNBC News Nasrettin Hoca'dan Galatasaraylılar'a
MSNBC News Kaybetmeyi öğrenmek
MSNBC News Spordaki olasılık hesapları
MSNBC News 5 yıldızlı otellerden, Olimpiyat Köyü'ne
MSNBC News Okumuş, okumuş, anlamamış...
MSNBC News GS zirveye, FB nereye?
MSNBC News Biraz ondan, biraz bundan
MSNBC News Euro 2000'den arda kalanlar
MSNBC News Hayallerim, Milli Takım ve Medya
MSNBC News Farklı, farklı, farklı soru (2)
MSNBC News Farklı, farklı, farklı açı
 
     
 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Spor Kapak | Futbol | EURO2000 | World2000 | Basketbol | NBA | Formula1 | Motor Sporları
Tenis | Olimpiyat | Diğer | Foto Galeri | Yardım | Araçlar | Arama |Bize Yazın
Reklam | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları