Home page

Haber Menüsü


e. murat yığcı
 
Futbolun değişen çehresi (2)
 
Uzun süreli ve istikrar kelimelerini birarada düşünmeyi beceremeyen bir ülke olduğumuz düşünülürse ve başarıya giden yolun anahtarının da buradan geçtiğini gözönüne alırsak, biraz zor.
 
e. murat yığcı'ya mail.
NTV-MSNBC
 
3 Mart—  Geçen hafta yayınladığımız yazıda NTVMSNBC sitesinde yeralan bir haberden yola çıkarak, futbolun değişen çehresine bir göz atmış ve belki de 2006 yılında Japonya ve Kore’nin ortak yapacağı Dünya Kupası’nın, tüm ülkelerden ‘şifreli kanallardan ve ücret karşılığı izlenebileceğine yolaçacak gelişmeleri’ kısaca anlatmaya çalışmıştık. Geçen hafta ‘bizim, onlardan daha iyi durumda (!) olduğumuzu da’ belirtmiştik son cümlemizde...

   
 
       
   
MSNBC News Futbolun değişen çehresi (1)
MSNBC News İşte öyle bir maç
MSNBC News Bir futbol maçından ne beklersiniz?
MSNBC News Ya Ali Haydar sigara içmeye başlarsa...
 
NTVMSNBC Reklam  
 

 
BİZ ONLARDAN İLERDEYİZ
       
Amerika Birleşik Devletleri’nden sonra ‘payTV’yi yani izle ve öde sistemini en iyi uygulayan ülke konumundaki İngiltere’de bu gelişmeler yaşanırken, Türkiye, her zaman olduğu gibi “alt yapı gelişimini sorun etmeme” avantajını kullanarak bir anda büyük yol katetmeyi başardı. İngiltere’nin gelecek yıl yapmayı planladığı yayın anlaşmasının benzeri biz de bu yıl uygulanmaya başladı bile...
       İngiltere, 1992 yılında başladığı naklen yayın macerasında, ancak 2000’li yılların başında izle ve öde sistemine geçmeye cesaret edebildi. Adalılar, ilk kez Oxford-Sunderland maçıyla bu sistemi denedikten sonra, Premier Lig yetkilileri ve yayını yapacak olan Sky Sport arasındaki anlaşmaya göre şimdilik sadece 6 maç izleyebilecek ve maç başına sadece 5-10 sterlin ödeyecekler. Sky Sport yetkilileri sistemi iki yıl içinde geliştirmeye çalıştıklarını her fırsatta yineliyor.
       Türkiye’deki Digiturk-Atlas ortaklığında ise durum biraz daha farklı. Yarım sezon için tüm maçlara 70 milyon TL. ödeyecek olan futbolseverler, bu ödemeyle Standart Paket adı verilen yayınla, her hafta 3 maçı canlı olarak izleme şansına sahip olacak. İzle ve öde sisteminde ise 5, 10, 20 milyon gibi 3 farklı fiyat bulunuyor.
       Türkiye için yeni bir dünya olan izle ve öde sistemi, aslında futbol için de yeni bir fikir. Amerika Birleşik Devletleri’nde pek çok önemli boks unvan maçında kullanılan sistem, bu maçların ana gelirlerini oluşturan kaynaklardan biri.
       
VE FİFA VE DÜNYA KUPASI VE İZLE-ÖDE SİSTEMİ
       İşte FİFA’nın planları da, kulüplerin televizyon gelirlerinin, Türkiye’de 465; Fransa’da 230; İngiltere’de 840; Almanya’da 300; İtalya’da 430 ve İspanya’da 285 milyon dolar seviyelerine yükseldiği böyle bir dönemde ortaya çıkıyor. Transfer sisteminin değişmesini isteyerek UEFA ile kıran kırana bir tartışmaya giren FİFA’nın yeni projesi Dünya Kupası’nı da izle ve öde sistemiyle yayınlamak. Bu, en basit biçimde, “kablolu TV’si olmayanlar maçları izleyemeyecek” demek oluyor...
       FİFA’nın -nedenini şimdilik kimsenin anlayamadığı- amacı, Dünya Kupası’nı şifresiz yayın yapan kuruluşların egemenliğinden kurtarabilmek. Plana göre katılımcı 32 ülke kendi maçlarını yayınlama hakkına sahip olacak; ayrıca açılış törenini, yarı finalleri ve final maçını yayınlayabilecek. Kalan maçları izlemek isteyenler ise izle-öde sistemine dahil olacak ve seçtiği maç için belli bir ücret ödemek zorunda kalacak.
       Tekrar hatırlatalım FİFA’nın Dünya Kupası’nın Avrupa yayın haklarını 750 milyon sterlik ödeyerek satın alan Alman işadamı Prisma Kirsch, yayın hakkını devretme hakkına sahip. Dünyanın en büyük medya organlarından Kırch, 2002 Dünya Kupası’nın yayın haklarına da sahip. Bazı İngiliz ve Fransız televizyonları Fransa 98’de ödenenin 4 katını ödemeye hazır olduklarını belirtmesine karşın, Belçika televizyonlarından VTM ve VRT’nin, maddi koşulların ağırlığı yüzünden maç naklinin mümkün olmayacağını bildirdiler.
       
İNGİLTERE’DE İŞLER NASIL YÜRÜYOR?
       İngiltere’de de izleyicilerin tek tek ya da sezonluk yayın satın alma hakları bulunuyor. Burada amaç taraftarlara daha fazla seçim hakkı tanımak ve kulüplere de esneklik sağlamak için tek tek ya da sezonluk satın alma hakları olacak. Dilerseniz kablolu yayın yapan NTL televizyonuna 40 maçı yayınlama hakkını veren, her takımın en az bir, en fazla 6 maçının yayınlanmasını kapsıyor İngiltere’deki yayın hakları anlaşmasına bir göz atalım:
       Anlaşma Pazar günü 16.00 ve Pazartesi günü 20.00’da oynanacak 66 karşılaşmanın naklen yayın hakkını kapsıyor. Anlaşmada ayrıca pazar sabahı maçların özet görüntülerini yayınlama hakkı da bulunuyor.
       İzle ve öde sistemi içinde ise sadece 40 maç yayınlama hakkı olacak. Bu maçlar Pazar günü saat 14.00’da oynanacak karşılaşmalardan seçilecek, her kulüp en az bir, en fazla 6 kez yayın yapma hakkına sahip olacak.
       Cumartesi günleri, şifresiz kanalların yayın yapma hakkı olacak.
       Kulüpler sadece arşiv görüntülerine yayınlama hakkına sahip olacak. Önümüzdeki dönemlerde kendi özel televizyonlarında maçlarını yayınlama hakları olacak. Şimdilik buna en yakın örnek, 15 yıl için Nike firmasından aldığı ücretle Brezilya’nın aldığı ücreti ikiye katlayan Manchester United’ın MUTV’si.
       Internet: Premier Lig kulüpleri cumartesi, pazar ve pazartesi günü oynadıkları maçlarını kendi internet sitelerinden pazartesi geceyarısından sonra gösterme hakkına sahip olabilecek.
       
SON SÖZ
       Futbolun değişen yüzü ne demek? Futbolda mücadele tabii ki kazanmak için yapılıyor, ama hem puan, hem maç, hem de para kazanmak için. Ve futbolun en yetkili birimleri, çok kısa bir süre sonra, Formula 1 benzeri yeni organizasyonlarla, futbolun cirosunu daha büyük rakamlara ulaştırmaya, TV gelirlerinden daha büyük paylar elde etmeye çalışacaklar.
       Yayın şirketleri, FİFA’nın bile Dünya Kupası için izle ve öde sistemini öderdiği bu günlerde, TV yayınları için astronomik rakamlar ödemek yerine, kulüplerle ortaklık kurma yolunu seçmeye çalışacaklar (Zaten bunun örnekleri hem dünyada, hem de ülkemizde var). Manchester United, uzun bir süre daha yayın işine atılmaya cesaret eden kulüp olarak kıskançlık dolu gözlerle izlenecek.
       Peki biz bu çerçeve içinde neredeyiz?
       
Bana göre biz bu çerçevenin dışındayız. Uzun bir süre daha Manchester United’ın uzun süreli istikrar ve başarı sonrasında bu günlere geldiğinin bilincine varmadan gelişmeleri izleyen kulüp yöneticileriyle ve (Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş dışında) 10 bin kişiyi stada çekemeyen kulüplerimizin ellerinde sanki çok değerli bir mal varmış gibi yayın şirketleriyle kıran kırana pazarlık edebildiği bir ülke olarak hayal dünyasında (yani çerçevenin dışında) yaşamaya devam edeceğiz.
       Peki kurtuluş umudumuz var mı?
       Uzun süreli ve istikrar kelimelerini birarada düşünmeyi beceremeyen bir ülke olduğumuz düşünülürse ve başarıya giden yolun anahtarının da buradan geçtiğini gözönüne alırsak, biraz zor.
 
       
    MSNBC News Başarılı olmak, herşeyi yapma hakkını verir mi?
MSNBC News 'Yeni yeni isabet etmeye başladı da...'
MSNBC News Türkiye' ve Formula 1
MSNBC News Nasrettin Hoca'dan Galatasaraylılar'a
MSNBC News Kaybetmeyi öğrenmek
MSNBC News Spordaki olasılık hesapları
MSNBC News 5 yıldızlı otellerden, Olimpiyat Köyü'ne
MSNBC News Okumuş, okumuş, anlamamış...
MSNBC News GS zirveye, FB nereye?
MSNBC News Biraz ondan, biraz bundan
MSNBC News Euro 2000'den arda kalanlar
MSNBC News Hayallerim, Milli Takım ve Medya
MSNBC News Farklı, farklı, farklı soru (2)
MSNBC News Farklı, farklı, farklı açı
 
     
 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Spor Kapak | Futbol | EURO2000 | World2000 | Basketbol | NBA | Formula1 | Motor Sporları
Tenis | Olimpiyat | Diğer | Foto Galeri | Yardım | Araçlar | Arama |Bize Yazın
Reklam | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları