Home page

Haber Menüsü


e. murat yığcı
 
Euro 2000’den arda kalanlar
 
Defansta oynayan yandı. Altın gol değil, hırsız gol. Yine de FİFA ve UEFA’ya teşekkürler...
 
e. murat yığcı.
NTV-MSNBC
 
5 Temmuz—  Hiç kuşku yok ki, son zamanların en heyecanlı, en izlenilir ve en çok hatırlanacak şampiyonalarından biriydi 11. Avrupa Futbol Şampiyonası. Son saniyede grup liderlerinin değişip, kupanın kaybedildiği Euro 2000 sonrası, futbolseverlerin de futbola bakışı değişecek bize göre. Hele maçların tümünü TRT ekranlarından izleyenler/dinleyenler, bu konuda herkesten daha şanslıydı. Maçların yorumunu ve analizini hemen her spor ve skor yazarı kendine göre yaptı. Biz de Euro 2000’den aldığımız ve önümüzdeki maçları izlerken işimize çok yarayacak bir iki küçük dersi (ilk üçünü duyduğumuz ‘atasözleri’, kalanını Euro 2000 gözlemi olarak) sizlerle paylaşmak istedik.

   
 
       
    MSNBC News Hayallerim, Milli Takım ve Medya
MSNBC News Farklı, farklı, farklı soru (2)
MSNBC News Farklı, farklı, farklı açı
 
NTVMSNBC Reklam  
 

 
FUTBOLUN GÜZELLİĞİ DE BU
       
Sahada bir takım futbolu, diğeri ise yeterli gücü olmadığı için oyunu çirkinleştirmeyi düşünüyorsa, bu futbolun güzel tarafı değildir bize göre. Ama nedendir bilinmez, kötü oynadığı halde kazanan her takım için, Euro 2000’de bu yorum yapıldı. Özellikle de İtalya maçlarından sonra. Futbol bir olasılık oyunudur, sahada sadece kazanan taraf olmaz hiç bir zaman; kazanan varsa, bir de kaybeden vardır. Eğer İtalya-Hollanda maçında sahadan galip ayrılan taraf Hollanda değilse, bu futbolun adaletsizliğidir, güzelliği değil. Yapılan yorumlarda “İtalya defansı çok iyi direndi, kaleci çok başarılıydı, İtalya biraz şanslı, Hollanda fazlasıyla beceriksizdi” demek doğrudur bize göre, yoksa “İtalya çok kötü oynadı (ki bence defans organizasyonunda çok başarılıydılar), oyunu çirkinleştirmeye çalıştı ve kazandı, ama futbolun güzelliği de bu” yorumu değil...
       
ALLAH İYİ OYNAYANI KORUR
       Bu ‘atasözünü’ Türkiye-Belçika maçını TRT’den izleyenler mutlaka hatırlayacaklardır. Belçika’nın dalga dalga kalemize yüklendiği, bizim de büyük şans eseri kurtulduğumuz maçta, her gol pozisyonunda duyduğumuz bu yorum için bir şey söylemek gereksiz herhalde... Yorum tüm bilgeliğiyle kendini taşıyor. Sakın aklınızdan “İyi oynuyorsak, neden bu kadar çok korunmaya gerek duyuyoruz” düşüncesini geçirmeyin.
       
BİLMİYORUM
       Bu da spor yazar ve yorumcularının son zamanlarda sevdiği cümlelerden biri. Tabii ki bir spor yazarı herşeyi bilemez ama kazanılan maçların sonucunun neleri getirdiğini bilmek zorundadır. Canlı yayında yorum yaparken, yorumcuyla maçı anlatan kişi birbirlerine “Maç böyle biterse ne olur?”, “Valla bilmiyorum”, “Kim çıkar bir üst tura”, “Yarın gazetelerde (bu şaka) okuruz” şeklinde sözler sarfedemez, sarfetmemelidir.
       Neyse, bunları bir kenara bırakalım şimdi, Euro 2000’in bize öğrettiklerine dönelim:
       
DEFANSTA OYNAYAN YANDI
       Şu bir gerçek ki, artık defans oyuncularının işi daha zor. Bir kere çok güçlü olmak zorundalar, rakipleriyle boğuşabilmek için... Sonra çok teknik olmak zorundalar, rakiplerinden aldıkları topu oyuna olumlu sokabilmek için... Bir de hücum presteki futbolcunun topu almak için yaptığı faullerin yarısını bile yapmamaları gerekiyor, sarı ya da kırmızı kart görmemek için. Topu kaptıran golcünün, defans oyuncusuna arkadan yapacağı bir hareketle faul yapma ve sarı kart görmeme hakkı var, ama kurallar bu hakkı (doğal olarak) defanstaki oyuncuya vermiyor. Futbol daha hücuma yönelik olduğu ve onlar da buna ayak uydurduğu için (çünkü artık defanstan çıkıp gol atmak çok şaşırtıcı değil, hatta gerekli), gol yememeye daha az konsantre olabiliyorlar. Belki de bu yüzden tüm maçlardaki (hatta İtalya’da bile) gol ortalamaları yükseliyor. Euro 2000’de atılan gol sayısı, yenilen gol sayısından daha azdı. Süper golcü sayısının azalmasına karşın, gol sayısının artmasının nedenlerinden biri de bu bize göre.
       
ALTIN GOL DEĞİL, HIRSIZ GOL
       Altın Gol uygulaması, üzerinde ısrar edilmemesi gereken bir uygulama; çünkü maçın en güzel olabilecek anlarını çalıyor. Berabere biten ve uzatmaya giden maçın ilk 10 dakikasında atılan bir gol, kalan 20 dakikanın daha heyecanlı, çekişmeli ve gollü geçmesine neden olabilir, hatta uzatmaların da berabere sonuçlanmasına ve penaltı vuruşlarına gidilmesine neden olabilir. O halde oyunun en zevkli anlarını neden çalıyorlar ki bizden?
       
YİNE DE FİFA’YA VE UEFA’YA TEŞEKKÜRLER
       Yine de teşekkürler, çünkü maç kazanmak kadar, sahada iyi futbol oynanmasının da gerekli olduğunu anlayan FİFA ve UEFA, bir süredir getirdiği kurallarla (3 puan, geri pas yasağı, kaleciye 6 saniye) oyunu daha hücumü yönelik, daha şova yatkın hale getirdi. Çünkü futbol artık amatör bir spor değil, transferler ve diğer harcamalar için büyük miktarlar gözden çıkarılıyor ve bunun karşılığı daha çok ilgi, daha çok seyirciyle alınabilir. Seyircinin futbol izleyebilmesi için ise (taraftarlık olgusunu biryana bırakırsak) iyi futbola ve zevkli maçlara ihtiyacı var. Hiç bir futbolsever, ne statta, ne de televizyon başında, sürekli defansı düşünen, orta sahada top çeviren, futbol oynamaya niyeti olmayan bir (ya da bazen iki) takımı izlemek istemez.
 
 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Spor Kapak | Futbol | EURO2000 | World2000 | Basketbol | NBA | Formula1 | Motor Sporları
Tenis | Olimpiyat | Diğer | Foto Galeri | Yardım | Araçlar | Arama |Bize Yazın
Reklam | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları