|
|
Euro 2000'den arda kalanlar Hayallerim, Milli Takım ve Medya Farklı, farklı, farklı soru (2) Farklı, farklı, farklı açı |
|||
Spor basını bir süredir Jardelin iyi gölcü olup olmadığını tartışıyor. Galatasaraylılar, Jardele kötü golcü deyinlerin, takımı yıpratmayı amaçladığını söyleyerek küplere biniyor, yapılan diğer eleştirilere kulak tıkıyorlar. Galatasaray karşıtları ise buldukları her fırsatta sarı-kırmızılı takımı eleştiriyor. Haginin alacağı transfer ücretinden, Jardelın kaçırdığı gollere kadar hemen her fırsatta... Takımın defansta bir sorun yaşadığı gerçek, alınan 7 farklı galibiyet bile bunu örtmeye yetmiyor. Ama bir takımın daha sezon başında bundan daha hazır olmasını beklemek biraz haksızlık olmuyor mu? Fenerbahçe, Beşiktaş ya da Trabzonspor daha mı hazır lige? Ya da ligin diğer takımları... Ben de Galatasarayın bu yıl şampiyon olmasının zor olduğunu düşünüyorum. Ama bunun nedeni takımın geçen yılkinden daha güçsüz olması değil, 4 şampiyonluk yaşamanın futbolcularda yaratacağı motivasyon gücünün azaltacağını düşünmem ve diğer rakiplerin bu yıl geçen yılkine göre çok daha farklı bir yapılanma içinde olması. Kulübün önemli parasal sorunları var (ve belki de Fatih Terimin varlığı bile bu yıl bu sorunları örtmeye yetmeyecekti), bunları aşabilmek sarı-kırmızılı kulubün ilk amacı olmalı, çünkü geçen yıldan alınması gereken ders, UEFA Şampiyonu olmanın bile bir kulübün nakit sıkıntısını aşmaya yetmeyeceğiydi. Sarı-kırmızılı ekip takımın çok önemli üç taşını kaybetti. Pres yapan bir santrafordan, daha golcü, fırsatçı ama kendi için oynayan bir santrafora geçti. Üstüne üstlük Hakanın gidişi, futbol takımının olduğu gibi kulübün de dengesini bozmaya devam ediyor. Takım, Arifin gidişini fazla önemsememiş olsa gerek ki, zor maçlarda takımı ateşleyen bu futbolcunun yerini doldurmak için bir girişimde bulunmadı. Galatasarayın yaptığı tek doğru yorum, bana göre, Lucescuyla Fatih Terimin yerini doldurmaya çalışmak yerine, sadece teknik direktörlük koltuğunu doldurmaya çalışmış olması. (Kulüp Terim tüm futbol şubesinden sorumluydu, Lucescu sadece takımdan sorumlu olacak açıklamasını yaptı). Tabii ki Lucescunun bu görevdeki başarısını zaman gösterecek, ligin hemen başında alınan galibiyetler değil. Yine de Galatasaray bu yılın önemli şampiyonluk adaylarından biri. Fenerbahçe ve Beşiktaşla yapacakları mücadelenin, diğer takımların da -şampiyonluk şansları olmamasına karşın- katkılarıyla bu yıl daha zevkle izleneceği herkesin ortak fikri. Ortak olunan bir diğer fikir ise Galatasarayın geçen yılki başarısını tekrarlayamayacağı. İyi de Galatasarayın geçen yılki gibi olmadığını söyleyenler, takım bu yıl UEFA Kupasını kazanamazsa haklı mı çıkacak? OLİMPİYATLAR MI BAŞLIYOR? Dünyanın en büyük spor organizasyonu yaklaşık 20 gün sonra Sydneyde başlayacak ama biz, basında bununla ilgili tek bir satır bile okuyamıyoruz diyenler haklı, çünkü gerçekten de yıllardır süregelen bir alışkanlık nedeniyle olsa gerek, futbol dışındaki sporlar, gazete sayfalarında kendine fazla yer bulamaz. Bu yıl da aynı şey oldu, 116 kişilik Türkiye Olimpiyat kadrosu bile kendine gazete sütunlarda yer bulamadı. Olimpiyatlar Oyunları da, -geleneksel olarak- 20 gün boyunca futboldan yer kaldıkça haber olmayı başaracak. Yalnız bu yıl biraz da farklı bir yapı içinde Türkiye. Geçen yıllara oranla madalya şansı biraz daha fazla. Daha da önemlisi, bu tip organizasyonlarda başarının sadece madalyayla ölçülmemesi gerektiğini düşünürsek, yüzme ve atletizmde yarı final ya da belki final mücadelesi verebilecek sporcuların olması. Bakalım Türkiye Olimpiyat Komitesi, Sydneyden kaç manşet çıkarabilecek? FORMULA 1 VE TRANSFERLER Formula 1 severler yakında futbolseverleri geçer mi bilemem ama Formula 1in dünyanın en çok izlenen spor organizasyonu olmaya doğru hızla gittiği bir gerçek. Sezonda sadece 17 yarış olduğu gözönüne alındığında, -yakında- izlenilirlik oranlarıyla futbolun tahtını bile sarsabileceğini söyleyebiliriz. Formula 1deki tüm transferler oldukça gürültü çıkarıyor, ne de olsa 11 takımın 22 otomobilinde yer kapmaya çalışan 22 pilottan bahsediyoruz. Son büyük transfer İngilizlerin deli dolu genç pilotu Jenson Buttondan geldi. Button iyi bir pilot, yine de yeni takımı Benettondaki şansının Formula 1deki güvenlik sırları nedeniyle (Formula 1de her takımın ve her otomobilin küçük ama kendine özel pek çok ayrıntısı bulunuyor) -F1 Racing Dergisi yazarı Okay Karacanın aksine- biraz az olduğu düşünüyorum. Merak ettiğim konu şu: Benetton sadece 2 yıllığına kiraladığı pilota güvenip, otomobilin sırlarının ne kadarını açıklayak? | ||||
|
|||||||
Spor Kapak | Futbol | EURO2000 | World2000 | Basketbol | NBA | Formula1 | Motor Sporları Tenis | Olimpiyat | Diğer | Foto Galeri | Yardım | Araçlar | Arama |Bize Yazın Reklam | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||