| | | | Çünkü genelde bu iki konu sözkonusu olduğunda, olasılıklar üzerine konuşuruz; elimizde somut sonuçlar olmaz hiç bir zaman, sonuç değil, bakış açısıdır önemli olan çünkü. Ülkenin önemli bir bölümü fakirlik sınırında olduğu halde, “ekonomik program başarılı” demecine rastlamamız mümkündür. Kazanılan başarıların ardında temel eğitimi yurt dışında almış olan Türk asıllı sporcular olduğunda ise büyük bir rahatlıkla “Türk sporunun patlama” yaptığını düşünürüz. Euro 2000’de çeyrek final oynayan Milli Takımı, başarısız ilan edebiliriz. Beşiktaş, Barcelona’yı yendiğinde göklere çıkartıp, Milan’a yenildiğinde yerin dibine sokabiliriz takımı.
Her iki konuda da yapılan doğru yorumların bile bir karşı yorumu vardır. Yeterki sihirli sözcüğü kullanmayı aklımıza koymuş olalım: Beşiktaş, Barcelona karşısında disiplinini kaybetmedi, iyi de ya durum 1-0’ken Barcelona bir gol atsaydı... Scala iyi bir teknik direktör olduğunu kanıtladı, iyi de Milan karşısında Scala kurmamış mıydı takımı... Beşiktaş artık Avrupa fobisinden kurtuldu, iyi de gelecek hafta Leeds maçında yenilirse ne olacak bu takımın hali...
Belki de daha iyi olur, Beşiktaş yenilmeyi öğrenirse eğer, belki bizlere de bunu öğretebilir çünkü. Belki o zaman ne Naim Süleymanoğlu’nu yerden yere vururuz, ne de Milan’a 4-1 yenilen Beşiktaş’ı. | |
5 yıldızlı otellerden, Olimpiyat Köyü'ne
