|
|
GS zirveye, FB nereye? Biraz ondan, biraz bundan Euro 2000'den arda kalanlar Hayallerim, Milli Takım ve Medya Farklı, farklı, farklı soru (2) Farklı, farklı, farklı açı |
|||
Gelen mesajların çoğunda Galatasaraylı olmakla suçlandığımızda ve yazdıklarımızda Fenerbahçeyi aşağılayan bir tavır olduğunu okuduğumuzda bunları düşündük işte. Neden mi? Birincisi ben Fenerbahçeli değilim, ama Galatasaray ya da Beşiktaşlı da değilim. Bu nedenle Fenerbahçeli dostlarımızın yazdığı gibi yazıda kendi takımımı korumak gibi (son paragraftaki Anadolu takımları artık güçleniyor cümlesi dışında) bir niyetim olmadı, -mesleğime ve taşıdığım basın kartına olan saygım nedeniyle tarafsızlığı ilke edinmeye çalıştığım için- olamaz da... Ama sanırım bu tarza alışmak gerekiyor Türkiyede. Galatasaray aleyhine bir yazı yazdığınızda, Galatasaraylılar sizi Fenerbahçeli olmakla suçluyor, Fenerbahçe aleyhine yazdığınızda ise bu sizin Galatasaraylı olduğunuzun kanıtıdır. (Beşiktaşlılar için ise sadece Beşiktaş düşmanısınızdır). Yapılan ankete katılan okurlarımızın yüzde 35i takımın başarısızlığının ardında yatan nedenleri yönetime bağlamış. Ama tek bir Fenerbahçeli bile Yönetim yanlış transfer yapıyor, geçen yıl 7 stoper/liberoyla lige başladık, oyun stiline uygun oyuncu alınmıyor dememiş. Ankete katılanlara göre basının suçu yüzde 25, yani görüş belirten her 4 kişiden biri basını suçluyor, tek bir kişi bile Ya kardeşim, ben Vansporda staj yapsam ve takımı birinci lige çıkarsam, beni takımın başına getirmezler, ama Rıdvan geçen yıl takımın başındaydı yazmamış. Okurların yüzde 17si teknik kadroyu suçlamış. Hangi teknik kadro? Takımın başında ne kadar kalacağı belli olmayan bir teknik kadro, futbolculara nasıl söz geçirebilir ki? Bu teknik kadrodan nasıl uzun vadeli bir plan yapmasını beklersiniz? Fenerbahçeli taraftarlar basını suçlamakta belki haklı olabilirler, ama onlar da, yönetim katındakiler kadar, alınan her futbolcuyu göklere çıkartan basına/medyaya inandıkları ve daha takımlarının oyununu görmeden takımlarını şampiyonluğa şartladıkları için suçlular. Tabii ki futbolda amaç gol ve şampiyonluk, ama bu sadece iyi bir kadro kurmakla olmuyor, o kadroyu sahaya yansıtacak ve aldığı yenilgilerde de ardında duracak teknik heyetle, yönetimle (ki Fenerbahçe bu kez bunu başardı) oluyor. İkincisi, gelen maillere göz attıktan sonra bir-iki kez daha okuduğum bu yazıda, Fenerbahçeyi aşağılayıcı herhangi bir satıra ben rastlayamadım. Fenerbahçeli taraftarlar -kızgınlıktan olsa gerek- önce NTVMSNBCyi suçlayıp, daha sonra NTVMSNBCde yayınlanan bir yazıda olmayan noktalara değinip, NTVMSNBCdeki yazının ana fikrini, kızgınlık dolu ifadelerle bizlere iletmişler. Yani Fenerbahçenin yeni bir kadroyla mücadele ettiğini, bu kadar yeni bir kadrodan şampiyonluk beklemenin, takıma biraz haksızlık olduğunu söylemişler. Gençlerbirliği takımının da ligde mücadele eden güçlü takımlardan biri olduğunu belirterek futbolun 3 ihtimalli bir oyun olduğunu eklemeyi de unutmamışlar. Biz ne yazmışız? Şampiyonluk için 1 yıl sabredemeyen sarı-lacivertli kulüp, her seferinde daha uzun süre sabretmek zorunda kalıyor demişiz. Biraz daha açalım, Fenerbahçe yönetimi kurduğu kadroyu yıl sonunda şampiyon göremeyince, tüm futbolcuları gözden çıkartıyor ve yeni bir kadro kuruyor. Yeni kadro uyum sürecini yaşayamadan bir-iki başarısız sonuç alıyor ve dağılma aşamasına geliyor. Sonra ne demişiz? Ne de olsa herkes, takımın sadece 2 rakibi varmış gibi düşünüyor.... Bir Andersson etmeyen Gençlerbirliği yorumu yapılabiliyor. Burada gözardı edilen gerçek, artık Anadolu takımlarının da iyi futbol oynayan dişli ekipler olduğu... Gençlerbirliği takımının Fenerbahçeyi yenmesi çok da sürpriz bir sonuç değil, diğer takımların da başına gelebilecek bir olasılık. Anlamayanlar için biraz daha açalım. Gençlerbirliği takımının Fenerbahçeyi yenmesi çok da sürpriz bir sonuç değil, diğer takımların da başına gelebilecek bir olasılık (evet, yukarıdakiyle aynı cümle), bu nedenle yapmanız gereken takımınıza güvenmek, kaybettikleri maçtan sonra da onları sahadan alkışlarla uğurlamak. Çünkü hiç kimse sahaya yenilmek için çıkmaz, ne Fenerbahçe, ne Galatasaray, ne de Gençlerbirliği forması giyenler. BİR DİP NOT DAHA Aslında daha yazılacak çok şey var ama bence bunlar bile Fenerbahçeli (ve tabii Galatasaraylı, ve tabii ki diğerleri) taraftarları gerçekten bu konudaki düşüncelerini tartmak ve varsa eğer bize göndermek için yeterli olacaktır. Yazılan ilk yazı, ne Fenerbahçenin 3 maçı gözönüne alınarak yazıldı (zaten rakamlar ve isimler de bunu kanıtlıyor bana göre) ne de olmayan bir tepki uydurularak. Konuştuğumuz pek çok Fenerbahçeli, ezeli rakiplerinin Süper Kupayı kazanmasının ardından alınan yenilgiye Onlar Süper Kupayı kazandı, biz Gençlerbirliğine yenildik tepkisini verdi. Gönderilen mesajlarda sevindirici bulduğum tek konu ise Fenerbahçeli taraftarların (inanarak yazdılarsa eğer) takımın yenilgisini çok önemsememeleri ve Fenerbahçenin -hazırlık maçlarını saymazsak- sadece 3. maçı yapmış olduğunun bilincinde olmaları. DİP NOTUN ANA FİKRİ Biz okurlarımızdan konuyla ilgili fikirlerini bizlere iletmelerini istemiştik, onlar tepkilerini iletmeyi uygun görmüşler. Bu kez kendilerinden Fenerbahçe başarılıdır (ya da başarısızdır), çünkü ve Galatasaray başarılıdır (ya da başarısızdır), çünkü girişli yazılar istiyoruz. | ||||
|
|||||||
Spor Kapak | Futbol | EURO2000 | World2000 | Basketbol | NBA | Formula1 | Motor Sporları Tenis | Olimpiyat | Diğer | Foto Galeri | Yardım | Araçlar | Arama |Bize Yazın Reklam | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||