|
Live Vote is temporarily unavailable.
|
|
Geçen yazımızda Yönetim olarak istikrar sağlanamadığında, futbol takımında da istikrar sağlanamıyor. Belki de son 11 yılda Metin Aşık, Güven Sazak, Hasan Özaydın, Ali Şen ve Aziz Yıldırım başkanlığındaki Fenerbahçenin tam olarak kavrayamadığı nokta bu. Şampiyonluk için 1 yıl sabredemeyen sarı-lacivertli kulüp, her seferinde daha uzun süre sabretmek zorunda kalıyor diye yazmıştık; sarı-lacivertli yönetim ve taraftar gereken sabrı gösterdi, şu anda iyi futbol oynayan iyi bir takıma sahip olan, şampiyonluğun en güçlü adaylarından biri görünümündeler. Türkiye Kupası finalinde Gençlerbirliğine yenilmeleri ya da şampiyonluğu kaybetmeleri bu gerçeği değiştirmeyecektir bana göre...
Sezon başından bu yana tutarlı ve soğukkanlı demeçlerle de artık yönetim olarak bir bütün olduklarını gösterdiler. Gerçi başarısızlık denen o çok ciddi sınavı daha yaşamadılar ama sanırım bu sınavdan da başarıyla çıkacaklardır.
KADI KIZINDAKİ KUSURLAR ARTIYOR
Galatasaray cephesindeki sorunlar, biraz da artarak, yerini koruyor. Geçen yazımızda Takım 4 yıl içinde hayallerin bile ötesinde bir başarı grafiği yakaladı. Onlar başarı için sabretmenin gerekli olduğunu anlamış durumdalar, şimdi ise sahadaki başarının kulübün başarısı için yeterli olmadığını anlama aşamasındalar. Takım UEFA Kupasını kazandı, olmadı; Süper Kupayı kazandı, yine olmadı; bir türlü maddi sorunlarını aşamıyorlar diye yazmıştık ve eklemiştik: Yine de 1990da Alp Yalmanla başlayan istikrarı, 96dan sonra (bir iki pürüz olmasına karşın) devam ettiren Faruk Süren yönetimi, kulübün futbol şubesinin başarılı olması nedeniyle de, gelen tüm eleştirilerin karşısında durmayı başardılar. Ezeli rakipleri Fenerbahçeyi çok gerilerde bırakmaları, Galatasaray yönetimine bir süre daha vakit kazandıracaktır. Ama ya sonra?. Şimdi ya sonra bölümüne gelmiş durumdayız artık.
Belki Galatasaray hala kendine özgü bir futbolu olan, tüm Avrupanın tanıdığı, çekindiği ve saygı duyduğu bir takım ama geçen yıl Fatih Terim ve Hakan-Arif ikilisini kaybeden sarı-kırmızılılar, bu yıl da Hagi, Okan, Emre üçlüsünü kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya bulunuyorlar. Takımda yaşı ilerleyen Popuscu, Bülent, Suat üçlüsünün de gelecek yıl aynı perfarmansı gösteremeyecekleri tahmin edilir, maddi sorunların aynı şekilde devam ettiği ve gidenlerin yerini doldurmanın zorluğu da gözönüne alınırsa, sarı-kırmızılı kulübün içinde bulunduğu durumun zorluğu ortaya çıkacaktır.
ŞANS DİYE BUNA DERİM
Geçen yazımızda DİP NOT: HER YIL ŞAMPİYONLUK OLMAZ arabaşlığında Anadolu takımlarının artık dişle rakipler olduğunu söylemiş ve Gaziantepspor, Gençlerbirliği ve Antalyaspordan bahsetmiştik. Şans bu ya, Gençlerbirliği, Türkiye Kupasını aldı, Gaziantepspor da şampiyonluk mücadelesi veriyor. Bir başka deyişle, Türkiye Ligi halen, tarihinde sadece 4 değişik şampiyon çıkaran bir lig olma özelliğini korusa bile, çok yakında Türkiye 1. Ligi (artık Trabzonsporu da saymazsak) 3 takımın egemenliğinden kurtulacak. Yeterki Anadolu takımları yakaladıkları istikrarlı çıkışı bir kaç yıl sürdürüp, şampiyon olmanın çok da uzak bir ihtimal olmadığını düşünmeye başlamasın ve bunu gerçekleştirmek için gerekli adımları atmayı düşünsünler.
NOT: TARAFTAR ANKETİ
28 Ağustos tarihli yazımızda Fenerbahçenin başarısızlığının ardında yatan nedenler nedir? diye sorduğumuzda ankete katılan 2197 kişinin yüzde 49 gibi bir çoğunluğu yönetimi ve teknik kadroyu, yüzde 17si ise futbolcuların suçlu olduğunu düşündüğünü belirtmiş. Basın/medyanın Fenerbahçenin önceki yıllardaki başarısızlığındaki payı ise yüzde 25 ankete göre.
Galatasarayın başarısının ardında yatan nedenler nedir?sorusuna verilen 2377 yanıtta ise yönetimin ve teknik kadronun başarıdaki payı yüzde 40 olarak görülüyor. Ankete göre futbolcuların sarı-kırmızılı takımın başarısındaki payı yüzde 48. | |