|
|
12 Dev Adam ve Formula 1 Senna mı, Schumacher mi? Süper Lig'e merhaba; ya da ilk beşe girecek son takım hangisi? 3 büyükler, Süper Lig ve deniz feneri Ve McLaren ve Jaguar ve Newey |
|||
Günümüzde spor severler, biraz daha şanslı sayılabilir. Gazeteler dışında ulaşabilecekleri spor dergisi bulma konusunda, sayı itibarıyla seçme şansına sahipler. Son 20 yıla bir göz atıldığında Cumhuriyet Spor, Gelişim Spor, Türkiyede ve Dünyada Spor, Basket, Fast-Break, SPOR&SPOR, Desporto, genelde dönemlerinin tek seçenekleriydi. Biz spor severler, bugünlerde gazeteler yoluyla okura ulaşan haftalık dergilerin yanı sıra, aylık futbol dergilerine de ulaşma şansına sahibiz. Bir süre önce yayınına ara verilen F1 Racign Türkiye ve otomobil dergilerinin yanı sıra, Skor (Akşam), Futbol (Radikal) ve Gool (Sabah) dergileri haftalık olarak, Goal ve Futbol Dergileri ise aylık olarak bayilerden ulaşabildiğimiz yayınlar. Bunların adı geçen diğer yayınlardan farkları sadece futbolla sınırlı olmaları ve bir iki ufak değişiklik dışında birbirlerine fazlasıyla benzemeleri. İyi dergiler belki, ama yeteri kadar iyi değiller... EN İYİ DERGİ... Mİ ACABA? Çok uzun süre dergicilik yapmış bir kişi olarak, dergi çıkarmanın zorluklarını biliyorum, yine de bu, benim bu saydığım dergilerden daha fazla şey beklememe engel olmuyor. Çünkü biliyorum ki, bu dergileri hazırlayanlar da benim gibi düşünüyor; hiç bir zaman en iyi dergiyi yapamazsınız. Ortaya çıkan dergilerden daha iyisini yapabilecek kapasitedeler, daha çok araştırma, daha derinlemesine analizlerle zenginleştirebilir, daha iyi resimlerle süsleyebilirler dergilerini; daha iyi (ve bana göre daha uzun) söyleşiler sunabilirler bizlere. Gazete mantığıyla değil, dergi mantığıyla yaklaşabilirler olaya... Daha uzun sürede hazırlanmış konularla çıkabilirler karşımıza, çünkü yarının gazetesini hazırlamaları değil, bir hafta (ya da bir ay) elimizde tutacağımız dergiyi hazırlamalarını bekliyoruz onlardan. Günceli yakalamak yerine, detayı kovalamayı seçmeliler belki de; gazetelerin vakitsizlik nedeniyle ulaşamayacakları konuların peşinde koşmalılar... NEDEN SADECE OLUMSUZ ELEŞTİRİ Ve bizler, dergi okumayı seven insanlar olarak, iletişim araçlarının böylesine geliştiği bir ortamda onlara fikirlerimizle, olumlu-olumsuz eleştirilerimizle destek olmalıyız. Belki de Avrupada, ABDde çıkan örneklerin benzerlerini sunmaları için, onları zorlamalıyız. Sadece yerden yere vurmak için değil, (eğer hoşumuza gidiyorsa) beğenilerimizi sunmak için de onlara ulaşmalı, sahiplenmeliyiz sevdiğimiz dergileri... Daha iyisini, daha iyisini, daha iyisini istemeliyiz... Ben artık beşinci, onuncu yılını dolduran dergiler görmek istiyorum Türkiyede; çünkü biliyorum ki, bir derginin yayın hayatında uzun süre kalması, onun kalitesinin artmasına, daha iyi olmasına neden olacaktır. Bunun çok zor olduğunu mu düşünüyorsunuz? İyi bir içerik, iyi bir okur kitlesi ve iyi bir yayın politikasıyla neden olmasın? İmkansız olanı mı istiyorum? EK YAZI Çizgiyi, SPOR&SPORun bıraktığı yerden ileri götürmek için hazırladığımız Desporto, sadece 4 sayı yayınlandı. 1997 yılının son aylarında çıkan ilk sayıda, derginin ilk sayfasında yazdığım Farklı bir dergi, farklı bir okur başlıklı yazıdaki fikirlerimi aynen koruyorum. Ve düşünüyorum: Ben mi değişime karşıyım, yoksa bu ülkede bazı şeyler mi değişmiyor: Harçlığımdan arda kalan parayla dergi almaya karar verdiğimde, sanırım 13 yaşındaydım. Dergi okumanın gerekli olduğunu düşünmüş, belki de dergi okurunun farklı olduğunu farketmiştim. Dergi sayısı bugünlerde olduğu kadar fazla olmadığı için seçim yaparken de zorlanmıyordunuz. Piyasada, genelede özenle hazırlanmış, bilgiyi ve güvenilirliği ön plana çıkaran, günün teknik yeterliliği çerçevesinde güzel dergiler vardı. Gazetecileri medya mensubu olmadığı, -belki de bu nedenle- gazetecilik etiğinin tartışılmadığı günlerde amaç, güzel söz söylemek değil, kararlı bir tarafsızlığı yakalamak ve okura inandırıcı bir ses hediye edebilmekti. Bab-ı Ali olgusundan medya kuruluşlarına geçiş döneminde okur tanımının, aslında okuyan kişi olmadığını farketti Türkiye. Amaç değişti, her kesimin gazete ya da dergi okumasından çok, her kesimden insanın gazete ya da dergi alması hedeflendi. Çocuklar oyuncak, öğrenciler sözlük ya da ansiklopedi, büyükler ise tabak, çanak ya da aklımıza gelmeyen daha pek çok ürün nedeniyle gazete bayilerine koştu. Satılan gazete sayısı arttıkça, okur sayısı düştü. Çünkü gazete ve dergi okuru bilinçlidir, bilgilenmek için okur. Dünyaya bakışı farklıdır, tabak, çanak ya da oyuncak için değil, okuma ihtiyacını gidermek için dergi ya da gazete alır; okura yapılabilecek en iyi hizmet, ona derginin içinde parasının karşılığını vermek olacaktır. | ||||
|
|||||||
Spor Kapak | Futbol | EURO2000 | World2000 | Basketbol | NBA | Formula1 | Motor Sporları Tenis | Olimpiyat | Diğer | Foto Galeri | Yardım | Araçlar | Arama |Bize Yazın Reklam | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||