|
“Ya bu Williams’lar ne yapacak bu yarışta” diyor komşu masadaki çalışma arkadaşımız. Hay Allah, söylemeyi unuttum sizlere, gazeteciler zaman zaman pazar günleri de çalışmak zorunda kalırlar. Eğer spor servisinde görevliyseniz, siz hobiniz olan şeyi yapmaya ve çalışıyor gibi görünmeye devam edersiniz. Yok eğer işiniz ekonomiyle ilgiliyse, pazar günü çalışmaya ve çalışıyor gibi görünmeye mecbursunuzdur. (Ne demişler, sevdiği işi yapan hiçbir şey yapmıyor demektir).
Williams’ların neler yapabileceği, Ralf Schumacher’in yaptığı çıkışla az da olsa ortaya çıkıyor. Bizim gibi startı büyük bir zevkle izleyen NTVMSNBC Ekonomi Servis şefi Levent Gürses “Ralf, Williams’la öne geçti, bakalım Montoya ne yapacak?” diyor; kendi televizyonunun sesini açıyor ve ‘gürültüye’ biraz daha katkı yapıyor. Yarış boyunca Formula 1’le pek ‘ilgilenmeyen’ komşu masa sakiniyle karşılıklı yorumlar yapıyoruz; o bize bu işin ekonomik yönünü anlatıyor, biz de ona Formula 1’in aslında bir spor sayılmaması gerektiğini, teknolojinin, heyecanın, stratejinin, şansın, magazinin, deneyim ve birikimin, daha aklımıza gelmeyen pek çok unsurun biraraya geldiği bir ‘sirk’ olduğunu anlatıyoruz. O bize Ferrari ve McLaren’in rekabeti azalttığını söylüyor, biz de ona ‘Şehre artık yeni kovboyların gelme zamanının geldiğini’...
Kısaca F1 Racing’in son bir kaç sayısında yazılanları özetliyoruz hemen: Bu yıl daha zevkli ve çekişmeli bir mücadele izleyeceğiz. Geçen yıl yapılan yeni düzenlemeler, takımların hazırlıkları ve piste yeni katılanlar (lastikler, takımlar, teknik transferler ve pilotlar) sayesinde, bu yıl pistlerin en iyi iki pilotu olan Hakkinen ve Schumacher dışında şampiyonlukta iddiası olabilecek birçok başka pilot/takım olduğu ortaya çıkacak.
Yarış sonunda McLaren ve Ferrari’nin hâkim olduğu ve birçok pilotun üçüncü ve dördüncü sırayı bile sevinerek kabullendiği günlerin artık geride kalmaya başladığı ortaya çıkıyor. Hepimiz sevinç içinde çalışmaya geri dönüyoruz. Biz bu yıl daha iyi bir mücadele izleyeceğimizi garanti altına aldığımız, o ise ‘gürültüden’ en azından 2 hafta boyunca kurtulduğu’ için... | |
Taraftar kimliği mi, fair-play mi?
