|
|
Live Vote is temporarily unavailable.
|
|
Bir Formula 1 pilotundan ne beklersiniz? Öncelikle hızlı ve kararlı olmasını, teknik konularda takımı yönlendirebilmesini ve iş ahlakının en üst seviyede olmasını beklersiniz. Bir Formula 1 yıldızı ise bu saydıklarımıza liderlik yeteneği ve karizmayı, hepsinden önemlisi kazanma hırsını eklemeli. Çünkü daha önce de yazdığımız gibi, Formula 1’deki savaş kazanmanın da ötesinde işini en iyi biçimde yapmak için veriliyor bir süre sonra; zaten zirvede bulunan bir pilot için rakip başkaları değil, kendisi olmak zorunda.
Saydığımız konularda 10 üzerinden 10 alacakları garanti olan bu iki pilotu nasıl karşılaştıracağız o halde? Sorun değil, 10 üzerinden 11 almayı hakediyorlar...
Günümüzün en hızlı pilotu Schumacher, zaten bu konuda rakamlar gerekli şeyleri söylüyor. Ama rakamların söylediği bir diğer şey de 161 yarışta 65 pole-position alan Ayrton Senna’nın, 158 yarışta 41 pole-position alan Schumacher’den daha hızlı olduğu. Son iki yılı domine etmeyi başaran Schumacher, sıralama turlarında hiç bir zaman Senna kadar başarılı olamadı. Bir de buna Senna’nın Prost, Piquet, Mansell gibi dünya şampiyonlarıyla yarışmak zorunda kalmasını ekleyin.... Kısaca +1 Senna’nın.
Yarış içindeki perfornams göz önüne alındğında, limitte yarışma konusunda her iki pilot da oldukça başarılı. Her ikisi de limite yakın tur zamanları yapmayı başararak, rakiplerini hata yapmaya ve yarış dışı bırakma konusunda usta pilotlar.
Schumacher, yarıştığı dönemde ulaşılan teknik gelişmeler nedeniyle biraz daha şanslı. Alman pilot yarış içinde bile 3-4 kez strateji değiştirebilmek gibi bir avantaj sahip ve bunu en iyi biçimde kullanıyor.
Her ikisi de pistteki değişimlere en iyi biçimde uyum sağlayabiliyor. Schumacher de, Senna da ıslak havada harikalar yaratma konusunda rakipsizler... Schumacher, Ferrari’nin de desteğiyle +1’i alıyor.
Aynı otomobille fark yaratma konusunda da iki pilotu karşılaştırmak zor. Yine de Senna’nın takım arkadaşının Prost, Schumacher’in takım arkadaşının ise Barrichello olduğu düşünülürse, Brezilyalı’nın biraz daha ağır bastığını söylemek yanlış olmaz. Schumacher’in de Senna gibi unutulmaz yarışları oldu ama rakipler gözönüne alındığında burada da +1 puanı Senna’ya veriyoruz.
Teknik bilgi sözkonusu olduğunda Schumacher 2000’li yıllarda gerçekten rakipsiz. Ferrari’nin otomobilini böylesine geliştirmesinde önemli bir rolü olduğu herkes tarafından biliniyor. Buna bir de Alman pilotun teknik ekiple saatler süren çalışmaları bıkmadan, usanmadan sürdürmesini ekleyin.
Ama Senna’nın da içgüdüleri ve duyarlılığı sayesinde zamanının efsanevi isimlerinden biri olduğu söylenenler arasında. Örneğin Brezilyalı pilot, sesini beğenmediği için yarışta otomobilin motorunun değiştirilmesini istiyor, teknik ekip bir hata bulamamasına karşın, Ron Dennis’in Senna’yı rahat ettirmek için verdiği emirle motoru değiştiriyor. Daha ayrıntılı bir inceleme sonrasında krank milinde bir çatlama olduğu ve yarıya devam edilse Senna’nın yarış dışı kalacağı görülüyor. Yani burada her ikisine de +1 puan veriyoruz...
Pistte en önemli konulardan biri hiç kuşkusuz istikrar. F1’de hızlı pilotların sayısı az değil, ama bu kadar uzun sure aynı istikrarla hızlı giden pilotların sayı az. Rakiplerinden kondisyon olarak da daha üstün olmayı başaran iki pilot, bunun avantajını yarışın tüm etaplarında aynı perfonmansı sergilemeyi başararak gösterdiler.
Kazanma hırsı her ikisinde de fazlasıyla var. Farklı olan Senna’nın kazanabilmek için önüne çıkan tüm engelleri, her türlü riske karşın aşmayı göze alması. 1990 Japonya GP’sinde önünü kesen Prost’a 230 km hızla, bilerek çarpması halen F1’in unutulmaz sahnelerinden biri olarak hatırlanıyor. Gerçi 1997’de de Alman pilot benzer bir olay yaşamıştı ama Schumacher, hiç bir zaman Senna kadar ileri gitmedi. Bu nedenle, burada centilmenlik kazansın diyor ve +1’i Schumacher’e veriyoruz.
Aslında yazının başında da söylediğimiz gibi, ayrı dönemlerde yaşamış iki pilotu karşılaştırmak çok da doğru bir yol değil. Senna ve Schumacher’in beraber yarıştığı 2 yıl ise Senna’nın zirvede, Schumacher’in basamakların en başında olduğu yıllardı.
Senna inanılmaz başarılı bir sürüş tekniği olan, zeki, çabuk karar verebilen ve bana göre sporcuyla yıldız sporcuyu ayıran ‘karizma’ denen şeye fazlasıyla sahip olan bir isimdi. Bu nedenle tüm zamanların en başarılı ve en önemli sporcularından biri olarak anılmaya devam edecek.
Schumacher de doğuştan sporcu kişiliğiyle ve her geçen gün olgunlaşan karakteriyle (Prost’un da söylediği gibi) rekor sahibi olmayı fazlasıyla hakeden bir sporcu. Tüm zamanların en iyileri arasına girmeyi şimdiden haketti ve 2004 yılına kadar da Formula 1’i domine etmeye devam edecek.
O halde ne yapalım? Bu ikiliyi karşılaştırırken, Senna’yı ya da Schumacher’i öne çıkarmanın diğerinin değerini düşürmeyeceğini bilerek, orta karar bir yol izlemeye karar verelim... Kısaca genel değerlendirme sözkonusu olduğunda her ikisine de +1 vermek en doğru karar gibi görünüyor. | |
Süper Lig'e merhaba; ya da ilk beşe girecek son takım hangisi?