Home page

Haber Menüsü


e. murat yığcı
 
Basketbola 1 yıl ara verelim
 
Avrupa Şampiyonası bitti ve artık gerçeklerle yaşamak zorunda kalacağız... İkinci olmak, Türk spor tarihi açısından büyük bir başarı. Şimdi sorun bunu Türk sporu açısından büyük bir başarıya çevirebilmek.
 
e. murat yığcı'ya mail.
NTV-MSNBC
 
10 Eylül—  Evet, artık basketbola 1 yıl ara verebiliriz. Ne de olsa Avrupa Basketbol Şampiyonası bitti ve alınan tarihi sonucun da etkileri geçtikten sonra, bizler gerçeklerle yaşamak zorunda kalacağız. Ben kendi adıma sonuçtan fazlasıyla memnunum. Bir kere Yugoslavya’nın bu şampiyonluğa daha çok yakıştığını düşünüyorum; belki de EuroBasket 2001’den şampiyonlukla ayrılacak bir Türkiye’nin ‘başarıya giden yolu farklı yorumlamaya devam edeceğini’; Avrupa ikinciliğinin, basketbol üzerinde tarihin tozlu sayfalarında ve anılarda yeretmesi dışında bir etkisinin kalmayacağını düşündüğüm için... Bana göre bu ikincilik yeni bir başlangıç olmalı... Ama bugünkü konumuz bu değil. Geçen yazıda değindiğimiz sorunlar ve çözüm önerilerini bir kenara bırakarak, EuroBasket 2001’den aklımızda kalanlara geçelim...

   
 
       
   
MSNBC News 12 Dev Adam ve Formula 1
MSNBC News Senna mı, Schumacher mi?
MSNBC News Süper Lig'e merhaba; ya da ilk beşe girecek son takım hangisi?
MSNBC News 3 büyükler, Süper Lig ve deniz feneri
MSNBC News Ve McLaren ve Jaguar ve Newey
 
NTVMSNBC Reklam  
 

 
UZUN YILLAR UNUTULMAYACAK
       32. Avrupa Basketbol Şampiyonası sonuçlarıyla olduğu kadar, oynanan maçlarla da uzun süre akıllarda kalacak. Ne de olsa Türkiye, zar zor alınan bir Letonya galibiyetinden (85-82) sonra, Slovenya’dan fark (57-71) yedi; İspanya maçında ise maç gitti derken, galibiyet (84-79) geldi. Keza Hırvatistan maçı, 19 sayı farkla geri düştüğümüz maçtan, uzatmada galip (87-85) ayrıldık.
       Almanya maçında bitime 6 saniye kala 3 farklı gerideydik; adamlar geriye çekilip bizi beklemek yerine, baskılı savunmayla faul yapmayı düşünse maçtan yenik ayrılacaktık. Maç Hidayet’in 3’lüğüyle uzatmaya gitti ve sonuçta gülen taraf Türkiye oldu (79-78).
       
YUGOSLAVYA ŞAMPİYONLUĞU HAKETTİ
       Yugoslavya maçında yine büyük heyecan vardı, pek çok Avrupa finalinde göremediğimiz kalitede bir basketbol vardı ama bence haksız bir sonuç yoktu. Bunun nedeni Türkiye’nin kötü bir takım olması değil, Yugoslavya’nın Türkiye’den iyi bir takım olmasıydı bana göre.
       Finali kazansak ve kupaya uzansak tabii ki çok daha iyi olurdu ama ne yazık ki basketbolda bazı takımlar, bazı takımlardan daha iyi olabiliyor. Daha iyi savunma yapıyor, zamanı daha iyi kullanıyorlar. Yugoslavya da bu takımlardan biri...
       Yıldızlarını takıma daha iyi adapte etmişler. Bizde herkes yıldız, çıksınlar, oynasınlar demiyorlar; aynı maçta çalışıldığı belli olan hücumları defalarca tekrarlayabiliyorlar. 7-8 farkla önde olduklarında bile boş hücumları sayıya çevirmek yerine, 24 saniyeye yakalanmayı bile göze alarak zamanı kullanıyorlar. Yani bir takım olmayı başarmışlar. Bunun üzerine bir de final oynama alışkanlığını ekleyin...
       
12 DEV ADAM ADI YAKIŞIYOR
       Türkiye cephesinde işler biraz daha farklı yürüyor. Milli takım, gerçekten de 12 Dev Adam ismini hakediyor bana göre. Tek tek bakıldığında hemen hepsi bir takımı yıldız kimlikleriyle sürükleyebilecek isimler. Ama şampiyonaları yıldızlar değil, takımlar kazanıyor. “Hiçbirimiz mükemmel değil, ama biz iyi bir takımız” dedikleri zaman çok daha iyi, çok daha korkulan bir ekip olacaklar. Bunun için zamanları da var.
       Takım Harun (33) ve Orhun (34) dışında en az 5 yıl daha bu iskeleti koruyabilme şansına sahip (Kerem, Hidayet, Mehmet Okur daha 22; Ömer Onan, 23; Mirsad, 25; Hüseyin, 26 ve İbrahim, 27 yaşında). Büyük ihtimalle ABD’deki Dünya, İsveç’teki Avrupa Şampiyonası’nda da aynı kadroyla sahaya çıkacak ve daha olgunlaşmış, daha takımlaşmış olarak mücadele edecekler.
       ABD ve İsveç’te Avrupa ikincisi ünvanıyla sahaya çıkacak olmaları, rakiplerin daha iyi motive olmasını sağlayacaktır. Tabii ki beklentiler de daha büyük olacağı için, baskı da artacak; ama ben yine de bu isimlerden kurulu, takım olabilen bir Türkiye’nin, başarıyı son anlara bırakmadan alacak güçte olduğunu düşünüyorum.
       
UZAYLI HAKEM ARANIYOR
       
EuroBasket’te bir hakem faciası yaşandı mı, bilmiyorum ama bir kaç yorum faciası yaşandı. Bu nedenle FİBA, en kısa zamanda gerekli düzenlemeleri yapmak zorunda. Bir kere Avrupa Şampiyonası’na Avrupa Kıtası dışından, Dünya Şampiyonası’na da uzaydan hakem getirtmeliler. Çünkü hakemler bazı takımları, sırf kendi ülkelerine rakip olmasın diye, baltalamaya çalışıyor.
       Örneğin İspanya’nın rakibini belirleyebilecek Türkiye maçına İspanyol hakem veriyorlar; İspanyol hakem de “İspanya’nın rakibi Türkiye olmasın da, kim olursa olsun” diye düşünerek, Türkiye aleyhine çalıyor tüm faulleri. Ama beklenen olmuyor ve İspanya diğer maçta yenildiği için zaten Türkiye’nin rakibi olma şansını yitiriyor. Tabii burada basın mensuplarının pek çoğunun gözünden kaçan bir ayrıntı var: Aynı gün oynanan Yugoslavya-İspanya maçında da bir Türk hakem, Murat Biricik görev yapıyor. Ama Biricik görevini iyi yaptığı (ya da yapamadığı) için Yugoslavya finale çıkarak, Türkiye’nin rakibi olma hakkını kazanıyor.
       Ya da tüm basının tüm bu veryansınları ve “Hakemler bizi yaktı” haykırışları bir komplo teorisi olmaktan öteye geçemiyor ve Milli takım oyuncularının da söylediği gibi “Bir iki hata vardı ama hakemler çok da etkili olmadı, biz yaptığımız hatalar nedeniyle yenildik” olasılığı gerçekleşiyor.
       Milli takımın çıtayı daha da yükseğe çekmek ve başarıyı kalıcı kılmak için hangi olasılığı kabulleneceği belli; sizler ise seçim yapmakta serbestsiniz...
       
YAZININ ANA FİKRİ
       Avrupa Şampiyonası’nda ikinci olmak, Türk spor tarihi açısından büyük bir başarı. Şimdi sorun bunu Türk sporu açısından büyük bir başarıya çevirebilmek. Yani Türkiye’de her geçen gün biraz daha unutulan basketbolun daha güncel olmasını sağlamak. “12 Dev Adam ve Formula 1” yazısında da belirttiğimiz gibi Amerika’yı yeniden keşfetmeye gerek yok... “Basketbolu okullara yayma konusunda Fransa’yı, salary cap denen maaş çatısının belirlenmesi konusunda NBA’i, naklen yayın politikasında Formula 1’i örnek alan bir Türkiye Basketbol Federasyonu, basketbolu canlandırabilir.” Çünkü zaten bu ülkede varolan bir potansiyel var. Önemli olan basketbol heyecanına bir yıl ara verdirmeden, bunun devamını getirebilecek atılımları yapabilmek.
       “Bunun gerçekleşeceğine inanıyor musun?” diye sorarsanız, yanıtım “Hayır” olur. Çünkü bu iş emek ister, uzun süreli çalışma ve istikrar ister. Yani Türkiye’nin yabancı olduğu kavramların, birinin değil, üçünün birden bir araya gelmesi gerekiyor. İçimden “Bu şampiyonluk bir itici güç olacaktır, ne de olsa bu bir başlangıç” demek istiyorum ama bir yandan da otomobillerimizi parketmek için basketbol/spor sahalarından vazgeçtiğimiz bir ülkede yaşadığımız geliyor aklıma... İnşallah yanılırım...
       
       TRT’ye özel not: Bu zevkli karşılaşmaları bizlere ileten TRT çalışanlarına binlerce teşekkür. Yine de turnuva süresince yanıtını bulamadığım bir soru var: Futbol maçlarında bile skoru 90 dakika ekranda tutan bir kurum, basket maçlarında skoru ve hucüm süresini neden maç boyunca ekranda göstermez ki?
       
       
FİNAL İÇİN SONUÇ TAHMİNİ: 79-68
       Belki inanmayacaksınız ama, Pazar akşamı saat 18.30 gibi (evet, biz gazeteciler zaman zaman -hatta her zaman- tatil günlerinde de çalışırız, ama daha önce de yazdığımız gibi eğer sevdiğiniz işi yapıyorsanız, çalışmıyorsunuz demektir) NTVMSNBC’den ayrılırken EuroBasket final maçı için skor tahmininde bulunmuş ve maçın 79-68 Yugoslavya lehine sonuçlanacağını söylemiştim. Maç 78-69 sonuçlandı.
       “Basketbolda istatistikler her şeyi söylemez ama yine de önemlidir” diyerek maç öncesi yaptığımız kısa araştırmanın sonuçlarını sizlerle paylaşalım:
       Yugoslavya, final maçı öncesi yaptığı 5 maçta rakiplerini ortalama 68 sayıda tutarken, rakip potalara 94.2 sayı bırakmış.
       Türkiye ise final maçı öncesinde rakip potalara ortalama 78.4 sayı atmış, rakiplerinden ise ortalama 79 sayı yemiş. (Evet, yani finale yükselen Türkiye’nin attığı toplam sayı, yediği toplam sayıdan daha az.)
       “Türkiye çok iyi savunma yaptı” diye düşünen pek çok basın mensubu bu rakamların farkında olmayabilir ama Avrupa basketbolunda maç başına yenen ortalama 79 sayı oldukça yüksek bir istatistik. Savunmanın önemini bilen Aydın Örs’ün de bu rakamların bilincinde olduğunu ve buna bir çare aradığını tahmin ediyoruz.
 
       
    MSNBC News Formula 1'de sürprizler bitmiyor
MSNBC News Türk sporunu kim kurtaracak?
MSNBC News Ve Fenerbahçe şampiyon
MSNBC News F1, bizler ve diğerleri
MSNBC News Taraftar kimliği mi, fair-play mi?
MSNBC News GS zirveye, FB nereye? (2)
MSNBC News Ekonomi mi, spor mu?
MSNBC News Ben en çok Lucescu'ya üzülüyorum
MSNBC News Sözümü geri aldım?
MSNBC News Hagiler, Daumlar ve bizler
MSNBC News Futbolun değişen çehresi (2)
MSNBC News Futbolun değişen çehresi (1)
MSNBC News İşte öyle bir maç
MSNBC News Ya Ali Haydar sigara içmeye başlarsa...
MSNBC News Bir futbol maçından ne beklersiniz?
MSNBC News Başarılı olmak, herşeyi yapma hakkını verir mi?
MSNBC News 'Yeni yeni isabet etmeye başladı da...'
MSNBC News Türkiye' ve Formula 1
MSNBC News Nasrettin Hoca'dan Galatasaraylılar'a
MSNBC News Kaybetmeyi öğrenmek
MSNBC News Spordaki olasılık hesapları
MSNBC News 5 yıldızlı otellerden, Olimpiyat Köyü'ne
MSNBC News Okumuş, okumuş, anlamamış...
MSNBC News GS zirveye, FB nereye?
MSNBC News Biraz ondan, biraz bundan
MSNBC News Euro 2000'den arda kalanlar
MSNBC News Hayallerim, Milli Takım ve Medya
MSNBC News Farklı, farklı, farklı soru (2)
MSNBC News Farklı, farklı, farklı açı
 
     
 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Spor Kapak | Futbol | EURO2000 | World2000 | Basketbol | NBA | Formula1 | Motor Sporları
Tenis | Olimpiyat | Diğer | Foto Galeri | Yardım | Araçlar | Arama |Bize Yazın
Reklam | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları