 |
|
|||||
 |   |  |  | |||||||||||||||||||||||
| ||||||||||||||||||||||||||
  |
 Ergenekon’da 16 kişi daha gözaltında |
|||
|
|||
 |
|||||||
|
|||||||
|
|||||||
| Başbakan Ecevit bugün yaptığı 55 dakikalık basın toplantısıyla ortaya koydu ki, fiziki sağlık problemleri olsa bile mental açıdan sorunu yok. Yani başka deyişle akli melekeleri yerinde. Özetle “Hükümet başbakanıyla birlikte görevinin başındadır ve erken seçim düşünmemektedir” diyen Ecevit için şimdi artık AB kriterleri sorununu çözme zamanıdır. Eğer Ecevit çözüm çabalarını yoğunlaştırabilir ve konuyu yeniden gündemin ilk sırasına taşıyabilirse, sağlığıyla ve hükümetle ilgili spekülasyonlara da son verebilir. YENİ FORMÜL ASKERDEN Mİ? Dünden beri Ankara’da AB kriterlerinin en zorlusu, idam cezasının kaldırılması konusunda yeni bir formül dile getiriliyor. Öneri sahiplerine göre idam cezasını kaldırmaktaki en büyük zorluk kamuoyunun bir kısmında terör örgütü lideri Öcalan’ın affedileceğine dair uyanan kuşku. Özellikle şehit aileleri ve MHP tabanının önemli bir bölümü terör suçlarından idam cezasının kaldırılması durumunda Öcalan için bir süre sonra af kampanyaları başlatılacağı endişesi taşıyor. Avrupa’dan da destek görebilecek bu kampanya sonunda Öcalan’ın affedilmese bile cezasında önemli bir indirime gidileceği kaygısı, idam cezasının kaldırılmasının önündeki en ciddi engel gibi görünüyor. İşte yeni formül bu kaygıları gidermeye yönelik. İdam cezası kaldırılmadan hemen önce veya eşzamanlı olarak Anayasa’dan af ve ceza indirimi yetkisi de çıkartılacak. Böylece, hem bu tür kampanyaların önü kesilecek hem de kamuoyuna Öcalan’ın asla affedilmeyeceği ve cezasının indirilmeyeceğinin garantisi verilmiş olacak. Şimdi öneri daha kapsamlı hale getirildi ve idam cezasının yerine getirilecek cezanın netleştirilmesi talebinin yanına Anayasa’dan af ve ceza indirimi yetkisinin kaldırılması gereği de eklendi. BU FORMÜL DE MHP’Yİ İKNA ETMEZ... Peki bu formül kimi nasıl ikna eder? Öncelikle şunu söylemek lazım ki bu formül de MHP’yi idamın kaldırılması konusunda ikna etmeye yetmez. Çok açık olmak gerekirse, MHP hiç bir şartta, Öcalan yaşadığı müddetçe idam cezasının kaldırılmasına “evet” demeyecek, diyemeyecek. Ayrıca MHP kurmayları için seçim stratejisinin önemli bir ayağı da büyük ihtimalle yine Öcalan’ın idamı olacak. Bu nedenle üretilen herhangi bir formülün MHP ve Bahçeli’yi ikna etmesinin yolu yok. Önemli olan; formülün, muhalefet partilerini, hükümetin diğer iki ortağı DSP ve ANAP’a destek vermeye ikna edip etmeyeceği.   Öcalan’a “idamsız” formül AKP ve SP açısından bakarsak bu iki parti de varlıklarını sürdürebilmek için AB’ye, AB’nin özgürleştirici ortamına şiddetle ihtiyaç duyuyorlar. Tam da bu nedenle AB’nin kapısını açacak adımlara ikna edilmeleri daha kolay görünüyor. Zaten bugüne kadarki itirazlarının temelinde de siyasi hesaplar ve hükümeti yıpratma çabaları ön plandaydı. Ancak Sezer’in düzenleyeceği zirveyle birlikte olay artık bir hükümet meselesi olmaktan çıkıp, bir basamak daha yükselerek ulusal bir sorun statüsüne kavuşuyor. Bu ortamda da AKP ve SP’nin idam cezasının kaldırılmasına “evet” oyu vermesi kolaylaşıyor.Benzer gerekçeler DYP için de geçerli. Partisi tarafından “AB fatihi” ünvanı verilen Çiller’in bu yolu tıkayan isimlerden biri olmayı göze alması hayli güç. Ancak şurası da bir gerçek ki, Çiller hükümetin bu zaafını sonuna kadar kullanmak, deyim yerindeyse hükümet üyelerini inim inim inletmek için elinden gelen herşeyi yapacaktır. Çiller’in siyasi hırsa kapılıp sonsuza kadar direnmesi de bir olasılık ama, Köşk’teki zirvede ya da zirveden sonra çıkıp “Ulusal çıkarlarımız gereği bu hükümete destek vererek Avrupa’nın yolunu açan yine biz olacağız” demesi de ciddi bir olasılık. Zaten kendisi de demiyor mu “Son tahlilde ‘Apo’nun asılması mı AB mi’ derseniz tabii ki AB derim”. MHP YALNIZLAŞTIKÇA HIRÇINLAŞACAK Devlet Bahçeli’nin Çin’den yaptığı sert açıklamaların gerisinde Atayurdunda olmanın yarattığı coşkun duygular yatmıyor. Bu planlı, programlı, strateji gereği yapılmış bir açıklama. MHP, daha fazla baskı altında kalmamak için sertleşiyor. “Apo’nun dosyasını hemen Meclis’e indirelim” diyen bir kişiye “idamı kaldıralım” demenin daha güç olduğu ortada değil mi? MHP sertleşecek, sertleştikçe yalnızlaşacak, yalnızlaştıkça da sertleşecek. Sonunda idam cezası kaldırılsa bile MHP bu işin dışında kalmış olacak. Böylece hem seçim atmosferinde elinde kendini savunabilecek doneleri olacak hem de AB yolu açılırsa, hükümet ortağı olarak bunun rantından da yararlanabilecek. SİVİL TOPLUM ÖRGÜTLERİNE DÜŞEN... Cumhurbaşkanı Sezer’in düzenleyeceği zirve öncesinde ve sonrasında sivil toplum örgütlerine düşen görevler var. | |||||||||
|
Herşeyden önce TÜSİAD, TOBB, TÜRK-İŞ gibi kuruluşlar kamuoyuna AB yolunu açacak kriterlerin yerine getirilmesini istediklerini net bir dille bir kere daha açıklamalıdırlar. Artı bununla yetinmeyip Meclis’te grubu bulunan partilerin liderlerini teker teker ziyaret edip, bu konuya siyaset üstü, bir ulusal mesele olarak bakmalarını isteyebilirler. Bu ve benzeri adımlar özellikle muhalefet partilerinin ikna edilmesinde önemli rol oynayacaktır. Artık Ecevit’in hastalıkları üzerine spekülasyon yapmaktan vazgeçip, çok geç olmadan herkesin elinden geleni yapması gereken döneme girildiği net biçimde görünüyor. Ümit SEZGİN / CNBC-e Ankara Haber Müdürü | ||||||||
| |
|||
 |
|
 |
|||||||||||||||
   |
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
| Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||
 | |||||||||||||||||
Ecevit'in hastalığından mı yoksa kendimizden mi korkuyoruz?
