|
Ergenekonda 16 kişi daha gözaltında | |||
Öyle bir tablo çizildi ki, sanki MHP hükümet ortağı bir parti değil de, oyunbozan, mızıkçı çocuktu. İşte Devlet Bahçeli, asıl olarak bu imajdan rahatsız. Bu imaj yüzünden bugüne kadar hükümet uygulamalarına yaptıkları katkının, koalisyona uyum için gösterdikleri çabanın hakettiği övgüyü alamamasından yakınıyor. Bahçeli, gazete ve televizyonların temsilcileriyle yaptığı 2 saatlik sohbet toplantısında tüm sorulara sabırla cevap verirken, mealen hep aynı mesajın altını çizdi; Bizi doğru anlarsanız, göreceksiniz ki biz karşı çıkmak için karşı çıkan, sürekli huysuzluk yapan bir parti değiliz. Biz görüşlerinde ciddiyetle, kararlılıkla duran bir hareketiz. MUHATAPLARIMIZ NET OLSUN Devlet Bahçelinin kurmaylarıyla katıldığı toplantıda ortaklarına, özellikle de hükümetin ANAP kanadına ve Kemal Dervişe verdiği mesaj ise net, açık, kararlı olun şeklinde formüle edilmişti. Muhataplarından isim vermeden şikayetçi olurken de hep aynı sorunun altını çizdi, İçerde başka dışarda başka, bugün başka yarın başka konuşulmamalı. Bu netlik ve kararlılık talebine en somut örneği uyum yasaları paketi üzerinden verdi. Adalet Bakanı tarafından hazırlanan paketi tüm ortakların uzun süre inceledikten sonra önce zirvede sonra Bakanlar Kurulunda ele aldıklarını ve tartıştıklarını hatırlattı. Ve ANAP lideri Yılmazı kastederek sordu; O görüşmelerde, tartışmalarda hiç itiraz etmeyenlerin, tasarı üzerinde mutabakata varılırken ses çıkarmayanların şimdi tasarıyı değiştirmeyi talep etme hakları var mıdır? Herhalde bu soruya Sayın Yılmazdan net bir cevap gelecektir. Bahçelinin net ve açık olun mesajlarının bir diğer muhatabı tabii ki Kemal Dervişti. Bahçeli, Dervişe mesajını iki ayrı cümleyle formüle etti; -Kim şeffaf olacaksa önce liderlerin huzurunda şeffaf olacak -Ben çalışmaları, anlaşmaları gazetecilerden önce duymak istiyorum. DERVİŞ MHPYİ İKNA ETMEK ZORUNDA Bahçelinin aslında Kemal Dervişten istediği son derece basit; Koalisyon adabına uy, MHPyi karar süreçlerinin dışında bırakma. Hükümetin bir ortağı olarak, icraatlerin sorumluluğunu da paylaşan bir partinin bu talebi elbette son derece makul. Derviş ve arkadaşlarının bu noktada şöyle bir itirazı olabilir; Ama MHPliler önlerine ne giderse gitsin itiraz ediyorlar, engellemeye, değiştirmeye çalışıyorlar. Doğrudur, olabilir, MHPliler özellikle IMF, Dünya Bankası ve Amerikan orijinli tasarılara milliyetçi ideolojileri nedeniyle alerjik yaklaşıyor olabilirler. Ama bunun çözümü, bu tasarıları onlardan saklayıp, son dakikada IMF böyle istiyor, yoksa anlaşma olmaz dayatmasıyla önlerine getirmek değil. Gerçi bugüne kadar kimi tasarılar böyle son dakika oldu bittileriyle MHPye kabul ettirilebildi ama gelinen noktada da ilişkiler son derece yıprandı. Bugün Bahçeli, Derviş için başarısız diyemiyor ama belli ki içinden de başarılıdır demek gelmiyor. Çok gayretli demekle yetiniyor. Aslında aynı hükümette yeralan ortaklar olarak birinin başarısının diğerinin de başarısı olduğunu bilmelerine rağmen, yine de takdir etmek zor geliyor. SUSMAK BİLMEMEK DEĞİLDİR Bahçelinin şu mesajını da Kemal Derviş, satır aralarını okuyarak dikkate almak zorundadır: Susmak bilmemek değildir. Her zaman gelişmeleri çok yakından takip ediyoruz. Bize göre güven unsuru programın tutarlılığına ve kararlılıkla yürütülmesine bağlıdır. Güven unsuru kişilere bağlı değildir. Bu sohbet toplantısı Bahçelinin yeni uygulamaya koyduğu bir açılımın ilk adımı gibiydi. Galiba bundan sonra Devlet Bahçeli belirli aralıklarla basın mensuplarına bu tür açıklamalarda bulunacak ve MHPyi anlatmaya çalışacak. Sonuç itibariyle Bahçelinin iki saatlik açıklamalarından benim aldığım mesajların toplamının özeti ise şu; Kimse MHPyi sevmek zorunda değil. Ancak MHPyle çalışmak isteyenler, MHPyi doğru anlamak zorunda. Tabii bu mesaj bizler, gazeteciler için de geçerli. Her ne kadar MHPyle çalışmak gibi bir konumda değilsek de, Bahçeli kamuoyunu bilgilendiren kurumlar olarak MHPyi doğru anlamamız ve anlatmamız gerektiğine dikkat çekiyor. Eh, haksız demek de mümkün değil. APO-AB KORELASYONU Bu açılım dışında Devlet Bahçelinin anlattıkları içinde başka yeni antetli bir unsur yoktu. Örneğin MHP idam konusunda eski görüşlerini saklı tutuyor. İdam cezasının kaldırılmasına karşı değiller ama Aponun ve PKKlıların idam cezalarının infazında ısrarlılar. TCKnın 312 Maddesinin AB yolunda Türkiyenin önünde engel olduğuna inanmıyorlar. Genel olarak da, o bildiğimiz klasik kendimizi ABye anlatamıyoruz klişesinden vazgeçecekler gibi görünmüyorlar. Yalnız burda yeni bir tehlike var. Kürtçe eğitim talebi, kimliklerde Kürt ibaresinin yeralması isteği gibi konular gündeme geldiğinde Devlet Bahçeli çok önemli saydığı bir saptamadan söz etti; Türkiyede birilerinin ABye üyelik sürecini PKKnın siyasallaşması sürecine çevirmeye çalıştığından şüpheleniyoruz. PKKnın siyasallaşması kriterlerini ABye üyelik kriterlerinin arkasına saklamaya çalışıyorlar. Bu saptama doğru bile olsa büyük bir riski içeriyor; ABye üyelik sürecini PKKya endekslemek. Yani MHP bu süreçte önüne gelecek her teklifi, her adımı, Acaba bunun arkasında PKK mı var, bu adım PKKya mı yarar? kuşkusu perspektifinden değerlendirecekse, eyvah!.. | |||||||||
Elbette sağlanacak her yeni özgürlüğü, atılacak her ileri adımı yalnız PKK değil, radikal dinci örgütler de dahil, tüm gruplar kullanmaya çalışacaktır. Peki bu böyle diye biz özgürleşmekten vaz mı geçeceğiz? Böyle bir bakış açısı bırakın özgürleşmeye, demokratikleşmeye yönelik yeni adımlar atmayı, bizi varolan özgürlükleri de kısıtlamaya götürür. Kuşkunun ve korkunun gölgesinde özgürleşemeyiz, demokratikleşemeyiz. MHP de bunu anlamak zorunda. Ümit Sezgin / CNBC-e Ankara Haber Müdürü | |||||||||
Bahçeli ve Sezer de ABD'ye gitmeli Kime, ne verilecek, nasıl geri alınacak? Bankacılık operasyonu: Kim kimi kurtarıyor? ANAP'ta istifalar nereye kadar? Milletvekili zammı niye geri alınıyor? Ankara neden heyecanlı ve tedirgin? Deklarasyon ölü doğdu Ankara'da "birileri" varmış Demirel'e uluslararası görev Teröre cevapta Türkiye'nin rolü ABD'ye saldırının Türkiye'ye faturası Okuyan çocuklar, çalışamayan babalar ve Kaddafi'nin muzu Ecevit, sirenler ve tanrıça Kirke "Yakın tehlike" Anayasa'da Krizseverler ve Eylül beklentileri Ampul muhabbetleri "Mebus mu oldun muhtar emmi?" |
|||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||