Home page
Haber Menüsü


Ümit Sezgin
Yazara e-mail göndermek için fotoğrafa tıklayınız.
 
Teröre cevapta Türkiye’nin rolü
 
Türkiye için gün mü doğdu? ABD’ye teröre vereceği tepkide koşulsuz destek olursak Amerikalılar ve bütün dünya gerçekten bundan sonra terörle mücadelemizdeki haklılığımızı anlar mı?
 
 
14 Eylül—  Kimse terörü haklı gösteremez, onbinlerin ölümüne sevinemez. Bunu Türkiye’den iyi kimse bilemez. ABD elbette gerekli cevabı verecek, tabii ki Türkiye de terörle mücadelede Amerika’ya destek olacak. Ama bunu Türkiye için bir fırsatı ganimet bilmek, terör sorunumuzun bittiğine hükmetmek, hele hele “bir koyup üç alma hesapları” yapmak ne kadar anlamlı?...

   
 
       
    MSNBC News Zülfikar Doğan: Türkiye'nin talihi, ya da talihsizliği
 
NTVMSNBC Reklam  
 

  Amerika teröre cevap vermeye hazırlanıyor, eli kulağında... NATO Kuruluş Sözleşmesi’nin 5. Maddesi’nin işletilmesi kararı da alındı. Yani ABD’ye yapılan saldırı, tüm NATO ülkelerine yapılmış kabul edildi. Şimdi diğer 18 üye ülke cezalandırma operasyonunda yer alacak.
       Türkiye elbette ölen binlerce insana üzüldü, terörü lanetledi. Ancak bir kaç gündür, gerek televizyonlarda yapılan söyleşilerde, gerekse gazetelere verilen demeçlerde kimi “uzman yorumcuların” bu saldırıyı “Türkiye için bir şans” olarak değerlendirdiklerini görüyoruz.
       İki tezleri var; “Amerikalılar ve tüm dünya terörün gerçek yüzünü, vahşetini gördü. Artık Türkiye’yi anlayacaklar ve terörle mücadelesinde destek olacaklar”.
       İkinci tez ise, “Amerika’ya yapacağı bir harekatta destek olursak müttefik olarak önemimiz ve güvenilirliliğimiz artar. Bu nedenle de Amerika bize daha çok ekonomik destek verir, biz de krizden çıkarız”. Yani “bir koyup üç alabiliriz”.
       
AMERİKA’NIN TAVRI DEĞİŞİR Mİ?
       İlk tezden başlayalım; “Acaba Amerika ve özellikle de Avrupa gerçekten bizi anlayıp, terörle mücadelemize destek verir mi?”
       Öncelikle, terör değerlendirmesi yapılırken “Uluslararası terör” ve “Ulusal terör” ayrımı kullanıldığını unutmamak gerekiyor.
       Yani ABD’ye yönelik son saldırı gibi eylemler uluslararası terördür, çünkü bir ülkenin uluslararası politikasını değiştirmeye yöneliktir. Türkiye’nin yaşadığı PKK eylemleri türü eylemler ise “ulusal terör”dür, çünkü temeli etniktir.
       Gerek Amerika, gerekse Avrupa bugüne kadar uluslararası terörle mücadele yolu olarak, “mislisiyle cevap verme” yöntemini tercih etti. Yani “terör örgütünü bul, hiç tereddütsüz yok et”
        “Ulusal terör” konusunda ise tavırları farklıydı. Özellikle Avrupa ülkeleri ulusal terörün etnik bir sorundan kaynaklandığı noktasından hareketle hep şu görüşü savundu; “Ulusal terörü yaratan etnik gruba daha çok hak ver, terör bitsin”. Bu görüşün temelinde etnik terörü yaratan grupların haklı olabileceği inancı yatarken, uluslararası terörü yaratanların hiç bir haklılık noktası olamayacağı görüşü vardı.Yani Türkiye’ye “PKK terörünü yok etmek istiyorsan Kürtlere yeni sosyal ve siyasal haklar ver” diyenler, kendilerine yönelik uluslararası terörü yok etmek için uluslararası politikalarını terörü yaratanların istediği yönde bir parça olsun değiştirmeyi hiç düşünmüyorlardı bile.
       
FİLİSTİNLİLER ÖLÜME NEDEN SEVİNDİ?
       Bugün söylemek için erken, hatta riskli ama yine de yazacağım. Onbinlerce ölümü sokaklarda kutlayan, kutlama amacıyla baklavalar dağıtan Filistinlilere hepimiz gerçekten çok kızdık. Yaptıklarının onaylanabilir en ufak bir tarafı yoktu. Pekiyi ama bir insanı, bir milleti ölüme sevinir hale acaba hangi uluslararası politikalar getirdi? Filistinlilerin ölüme sevinmesinde bir yanlış yok mu? Bu yanlışda tek pay Filistinlilerin mi?
       Bu terörü onaylamak ya da desteklemek değil. Terörün haklısı olmaz, olmayacak da, ama bu gerçek terörün her türü için geçerli.Uluslararası terörün de haklısı olmaz, ulusal terörün de.
       Acaba Amerika ve özellikle de Avrupa bu yaşanan faciadan sonra
       bu çifte standart dolu görüşünden vazgeçer mi? Yoksa Amerika 18 NATO ülkesinin desteğiyle kendine yönelik terör merkezlerini yerlebir edip, kendi sorununu çözecek, ardından da aynı görüşe dönülecek mi?
       Yani Amerika’nın terör sorunu halledildikten sonra Türkiye hala “kardeşim benim teröristim haksız, ama senin teröristinin haklı olduğu noktalar var. Şu Kürtlere biraz daha siyasi haklar verin” cevabını mı alacak?
       Acıların yoğun yaşandığı dönemlerde bu tür soruları sormanın riskini biliyorum. Ancak gelişmeler çok hızlı, Amerika kısa sürede harekete geçecek gibi görünüyor. Türkiye birden kendini Irak’a, Afganistan’a, hatta Pakistan’a karşı düzenlenecek bir harekat içinde bulabilir.
       Bu soruları sormadan, cevapları konusunda emin olmadan böyle bir harekat içinde ne kadar yer alacağınızı nasıl bileceksiniz?...
       
NATO BİR BÜTÜN MÜ?
       Biz bu soruları sormadan, bu işten ne kadar faydalanacağımızın hesabını yaparken, kimi NATO ülkelerinin bu soruları ciddi biçimde sorduğu ortaya çıkıyor.
       Örneğin Rusya, “Çeçen sorununu arada çözerim” hesabıyla bu işe dört elle sarılırken, teröre karşı uluslararası tepkinin en şiddetli biçimde gecikmeden verilmesini önerdi. Oysa aynı gün Fransa’dan “Bu saldırıya verilecek cevabın ölçülü olmasını umuyoruz” açıklaması yapıldı. Belli ki Fransa’da birileri “Verilecek tepkinin boyutu Avrupa’da dengeleri nasıl etkiler?” gibi soruları çoktan sormaya başlamış.
       Elbette Türkiye Amerika’nın teröre karşı mücadelesine destek verecek, üzerine düşeni yapacak. Bu, PKK’ya karşı mücadelemizde en büyük desteği veren Amerika’ya karşı borcumuz aynı zamanda.
       Ama dikkat etmemiz gereken bu desteğin karşımıza yeni sorunlar çıkarmayacak ölçü ve biçimde olması. PKK’nın yeniden dirilmesine veya yeni örgütler kurulmasına yolaçacak tepkileri yaratacak bir destek operasyonunun ne Türkiye’ye ne de Amerika’ya faydası var. Bunu Amerika anlar, yeter ki biz anlayalım ve anlatmaya çalışalım.
       “Bir koyup üç alma” hesaplarına gelince... Aslında cevap vermeye bile gerek yok. Böyle hesaplar yapmak hem ayıptır, hem de ham hayaldir. Önce şu Körfez Krizi’nden kalan üçü bir alalım, yenisine sonra bakarız.
       

Ümit SEZGİN / CNBC-E Ankara Haber Müdürü
       
 
       
    MSNBC News Okuyan çocuklar, çalışamayan babalar ve Kaddafi'nin muzu
MSNBC News ABD'ye saldırının Türkiye'ye faturası
MSNBC News Ecevit, sirenler ve tanrıça Kirke
MSNBC News "Yakın tehlike" Anayasa'da
MSNBC News Krizseverler ve Eylül beklentileri
MSNBC News "Mebus mu oldun muhtar emmi?"
MSNBC News Ulusal güvenlik tartışılmalı mı?
MSNBC News Yılmaz ilerici Bahçeli tutucu mu?
MSNBC News Amerikan süttozu ve yoksulluk yardımı
MSNBC News Balıkçılar ve politikacılar
MSNBC News Öksüz hükümete ihanet ediyor
MSNBC News Yenilikçiler yanlış başladı
MSNBC News MHP-Derviş çekişmesi ne kadar sürecek?
MSNBC News Derviş'in seçenekleri: Ya hiçbiri, ya hiçbir şey
MSNBC News Yalova kimin kurbanı?
MSNBC News Derviş mezalıkta ıslık çalıyor
MSNBC News Ankara'da yaz kabusları
MSNBC News Ve Derviş yollara düşer...
MSNBC News 'Derviş zehir olsa içerim'
MSNBC News Ahlaksız siyasete hukuksuz tasfiye olmaz
MSNBC News MHP tribünlere oynuyor
MSNBC News Bu kavganın galibi yok
MSNBC News Kabine değişecek ama Tantan gidecek mi?
MSNBC News FP, Anayasa Mahkemesi'ne "illallah" dedirtti
MSNBC News Derviş'i beklerken
MSNBC News DSP kongresi yoksa "angarya mı?"
MSNBC News Beyaz enerji soruları
MSNBC News Derviş yoksa Fenerbahçe mi?
MSNBC News Hükümete güvenoyu önerisi
 
     
 
  NTVMSNBC KULLANICILARININ TOP 10'u  
 

Bu haberi diğer okuyucularımıza tavsiye eder misiniz?
hayır   1  -   2  -   3  -   4  -   5  -  6  -  7  kesinlikle

 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler |
Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları