Öksüz hükümete ihanet ediyor

Yazara e-mail göndermek için fotoğrafa tıklayınız.

Biliyorum suçlama ağır ama Enis Öksüz’ün suçu daha da ağır. Bugün Telekom krizi çözülecektir ama, hükümet artık uluslararası platformlarda ve kamuoyunda çok ihtiyaç duyduğu güveni elde edemeyecektir.


9 Temmuz— İki büyük krize rağmen, Derviş’in göreve getirilmesinden sonra yeni bir avans almayı başaran hükümet, ne yazık ki Enis Öksüz gibi ne yaptığını bildiği çok şüpheli isimlerin anlamsız direnişleriyle sonun başlangıcına gelmiştir.

			Türkiye’nin en uzun ömürlü koalisyonu olmayı başaran hükümet, daha kısa süre öncesine kadar tüm eleştirilere ve başarısızlıklara karşın normal seçime kadar daha üç yıl iş başında kalmaya adaydı. Bu öngörü içerde de dışarda da genel kabul görüyordu. Hükümeti ayakta tutan iki önemli unsur vardı; Bir, koalisyon içindeki uyum, iki kamuoyunun güveni ve desteği... ÖNCE UYUMU BOZDULAR Hükümetin kimseye kızmaya hakkı yok, çünkü kendilerini vurdular. İlk darbe aralarındaki uyuma geldi. Enis Öksüz ve Faruk Bal başta olmak üzere kimi MHP’lilerin siyasi şov hevesi yüzünden çok sayıda kriz çıkartıp, sonra çözüm buldular.Sonuçta “Çatışarak uyum” gibi ucube bir yöntem geliştirdiler. Garip olan, gerçekten uyuma inanan Devlet Bahçeli gibi bir liderin bu gelişmelere seyirci kalması oldu. Ya yaşananları farkedemedi ya da göründüğü kadar parti içi hakimiyeti yoktu Öksüz gibilere engel olamadı. Ezcümle, uyumu baltaladılar, bir hilkat garibesini uyum diye ortaya sürdüler. Artık kimse yutmuyor. Daha sonra sıra hükümete yönelik güveni baltalamaya geldi. Başta MHP’liler olmak üzere, önce kendi getirdikleri Derviş’e kendileri güvenmediler. Amerikan ajanından uluslararası şirketlerin maşasına kadar bir sürü ipe sapa gelmez dedikodu yaydılar. Yetmedi, borç istedikleri, kredi talep ettikleri IMF’ye, Dünya Bankası’na düşman gözüyle baktılar. Kredi şartlarını mandacılık ilkeleri olarak ilan ettiler, “şartları kabul edelim” diyenleri mandacı olarak mahkum ettiler. Kendi programlarını mahkum ederlerken, kendilerini mahkum ettiklerini farketmediler. Dahası bu programın, İMF ve Dünya Bankası desteğinin yerini alacak alternatifleri de geliştirmediler. “İMF ve Dünya Bankası mandacılık peşinde”, “Derviş Amerikan ajanı” dediklerinde hemen arkasından “İşte bu da alternatif planımız” diyebilselerdi, belki söylenecek çok şey olmazdı. Muhalefetin yapamadığını kendileri yaptılar. Şovlarla kendilerini ayakta tutan programa güveni, dolayısıyla hükümetin kredibilitesini bitirdiler. DERVİŞ’E DİRENMEK KOLAYDI DA Fazilet Partililerin “Vatanı IMF’ye satıyorlar” gazına gelip, tribünlere mesaj vermek için Derviş’e direnmek kolaydı. Zaten Türk siyasetçisinde Derviş’e karşı bir şüphe oluşturdukları için direnişleri çoğu zaman sonuna kadar götürebildiler. Sonunda İMF’nin dediklerini yapıyor, böylece sorun çıkmıyordu, ama her olayda biraz daha güven kaybettiklerini farketmiyorlardı. Bu kez de “Biz millet menfaati için taviz verdik” cakasını satıyorlardı. İki direnişde nerde duracaklarını bilemediler. İlki hububat fiatlarıydı, ikincisi Telekom yönetim kurulu seçimi oldu. Hububat fiatlarındaki program dışına çıkmayı IMF “Türkiye’nin gerçeğini gözönünde tutarak” kabullendi. Ancak Telekom Yönetim Kurulu konusundaki siyasi şovu IMF’ye yediremediler. Bu kez direnen Derviş değil IMF oldu. “IMF’yi Derviş kışkırtıyor” gibi kahkahalarla gülünecek savunmalara sarılırken, o hiç sevmedikleri Derviş’i nasıl güçlü gösterdiklerini, nasıl uluslararası kuruluşların bile üstüne çıkardıklarını farketmediler. Şimdi çarkedecekler. Kapalı kapılar ardında “Telekom’da 4+2+1 formülü bile değil, benim dediğim gibi 6+1 formülü gerçekleşti. 6 kişi de benim adamım” diye efelenen Enis Öksüz, yine ağlamaklı bir öfke ifadesiyle “Ben karışmıyorum, ne isterlerse yapsınlar”diye acındıracak. HÜKÜMET BİTTİ Ama bugün bulacakları hiç bir çözüm hükümetin sonun başlangıcına geldiği gerçeğini değiştirmeyecek. Çünkü hükümetin bittiğine dair işaretler, “kıyamet alametleri” gibi gözüktü; 1) IMF, Dünya Bankası, yabancı yatırımcılar artık hükümetin verdiği her söze güvenmeyecek, bin kere didikleyecek 2) Köhler’in Ecevit’e yazdığı gibi faizler düşmedikçe program başarıya ulaşamayacak. Ve güven sağlanamayacağı için de faizler düşmeyecek. 3) Güven eksikliği nedeniyle dalgalı kuru beceremiyoruz. Sabit veya bantlı kura geçiş tartışması da güven unsuruna yeni bir darbe olacak. 4) MHP’liler bile ne yaptıklarını hala farketmediler, şova devam niyetlerini gizlemiyorlar. 5) Yeni siyasi oluşumlara kamuoyunun gösterdiği ilgi hükümetin sonunun başka bir işareti. Güniz Sokağa hapsolan Demirel bile yeniden umutlandı. ÖKSÜZ İSTİFA ETMELİ Hükümetin hiç mi şansı yok? Var elbet. Önce “Hükümet neden düştü?” sorusuna verebilecekleri cevapları düşünsünler. Sayın Öksüz, “Telekomu kaptırmak istemedim” dışında tek bir inandırıcı cevap bulabiliyorsa şovuna devam etsin, aksi takdirde yapması gereken tek şey, derhal istifa etmektir. Yoksa kısa süre sonra hükümet istifa etmek zorunda kalacak. Ümit SEZGİN / CNBC-E Ankara Haber Müdürü



		Yenilikçiler yanlış başladı MHP-Derviş çekişmesi ne kadar sürecek? Derviş'in seçenekleri: Ya hiçbiri, ya hiçbir şey Yalova kimin kurbanı? Derviş mezalıkta ıslık çalıyor Ankara'da yaz kabusları Ve Derviş yollara düşer... 'Derviş zehir olsa içerim' Ahlaksız siyasete hukuksuz tasfiye olmaz MHP tribünlere oynuyor Bu kavganın galibi yok Kabine değişecek ama Tantan gidecek mi? FP, Anayasa Mahkemesi'ne "illallah" dedirtti Derviş'i beklerken DSP kongresi yoksa "angarya mı?" Beyaz enerji soruları Derviş yoksa Fenerbahçe mi? Hükümete güvenoyu önerisi

	NTVMSNBC KULLANICILARININ TOP 10'u

	Bu haberi diğer okuyucularımıza tavsiye eder misiniz? hayır 1 - 2 - 3 - 4 - 5 - 6 - 7 kesinlikle

NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
• Microsoft Internet Explorer
• Windows Media Player kullanın