| | | | Kongreye parti yönetimi açısından bakarsak, bir heyecandan çok “angarya sıkıntısından” söz etmek doğru olacak. Parti yönetimi bugünkü durumdan son derece memnun olmalı ki, ne politikalarda ne de kadrolarda bir değişim arayışı var. Doğaldır ki, beklentisi olmayan bir yönetim için de kongre olsa olsa bir angaryadır. Hatta bu ekonomik krizde gereksiz israftır. Parti yönetimi de böyle düşünüyor olmalı ki, geçtiğimiz sonbaharda yapılması gereken kongre bir kaç kez ertelenerek Nisan sonunu buldu.
Şimdi parti yönetimi yasal zorunlulukları yerine getirerek yeniden seçim yapacak. Bülent Ecevit hiç kuşkusuz, sorgusuz, sualsiz tek gerçek genel başkan adayı. Bunun aksi fısıltı düzeyinde dahi dile getirilmiyor, getirilemeyecek de.
“ECEVİT ÇEKİLEBİLİR” HAYALİ...
Kimi çevrelerde, özellikle Ankara’yı, siyaset dünyasını ve Ecevit’i tanımayan kimi mahfillerde DSP liderinin kongrede genel başkanlıktan çekileceği, koltuğu bir veliahtına bırakacağı yönünde bir umut var. Özellikle İstanbul’da ekonomi çevrelerinde bir süredir dile getirilen bu beklenti, Ankara’nın, siyasetin gerçeğiyle hiç bir şekilde örtüşmüyor, literatürdeki ismi “ham hayalden” öte gitmiyor.
Ecevit çiftinin, Bülent ve Rahşan Ecevit’lerin böyle bir teklifi duymaya bile tahammülleri yok. Tam aksine, Bülent Ecevit kongrede yapacağı konuşmada “Sıra tek başımıza iktidarda” mesajı verecek. Öğrenebildiğimiz kadarıyla Ecevit yapacağı konuşmada hükümetin başarılı icraatlarını sıraladıktan sonra yeni ekonomik programı anlatacak ve partiden ekonomik programa tam destek isteyecek.
Kongrede parti programı tartışılmayacak, sosyal demokrasi ya da demokratik solun yeni koşullara uyarlanması konusu gündeme gelmeyecek, hükümetin uyguladığı programın demokratik sol perspektiften nasıl değerlendirilebileceği ele alınmayacak. CHP kongresi mi bu.
YAKIN ÇEVRE TARTIŞILABİLİR Mİ?
Parti içi muhalefet Ecevit’in genel başkanlığını tartışmaya açabilir mi?
Kimi hayalperestlerce dile getirilen bu sorunun iki temel hatası var. DSP’de parti içi muhalefet yok, biir, Ecevit’in genel başkanlığı sorgulanamaz, ikiii.
Belki belki, parti içinde “muhalif olmayan” ama rahatsızlıkları bulunan bazı isimler Ecevit’in yakın çevresine karşı hoşnutsuzluklarını dile getirebilirler. O da tabii kulislerde.
Nitekim kulislerde, Rahşan hanıma yakın kimi isimlerin Bülen Ecevit’e en yakın isim olan Hüsamettin Özkan’dan rahatsızlık duydukları ve değişmesini talep ettikleri yönünde iddialar var. Buna karşılık Bülent Beyin de “Hüsamettin Bey’e karşı çıkan bana karşı çıkmış olur” dediği rivayet olunuyor.
Bir başka rivayet de kimi isimlerin parti yönetiminin güçlendirilmesini istediği, bu çerçevede İsmail Cem, Şükrü Sina Gürel, Nami Çağan gibi isimlere parti yönetiminde görev verilmesini talep ettikleri yönünde.
Tüm bu iddiların asla, kat’a, zinhar doğru olmadığını biliyorum. Bu nedenle parti yönetiminin bana herhangi bir açıklama göndermesine gerek yok. İşte burda yazıyorum, bu iddiaların hepsi hilaf-i hakikattır. DSP içinde aykırı ses yoktur.
ŞANSSIZ MEDYA...
Biliyor musunuz, DSP kongresine doğru en mutsuz ve heyecansız kesim Ankaralı gazeteciler. Kurdun sisli havayı sevmesi misali kongre atmosferine bayılan gazeteciler, DSP kongresi öncesinde boynu bükük oturuyorlar. İstihbarat şefleri, haber müdürleri kongreye gönderecek muhabir bulmakta zorlanıyorlar. Galiba siyasi muhabirler de DSP kongresini “angarya” olarak görüyorlar. | |
DSP kongresinin ertelenmesi için dava
