|
Zülfikar Doğan: Türkiye'nin talihi, ya da talihsizliği |
|||
Amerikaya yapılan vahşi ve aptalca saldırının siyasi ve stratejik analizlerini günlerce izleyeceğiz. Ama şimdiden görülen net bir gerçek var; Bu saldırı asıl olarak düzenleyenleri vururken, saldırıya uğrayanın elindeki siyasi ve stratejik kozları son derece güçlendirdi. Saldırının duyulduğu andan itibaren islam ülkelerinde, özellikle Amerikayla sorunlu müslüman gruplarda yaşananları özetleyecek tek kelime panik. Herhalde üzüntülerini açıklarken Yaser Arafatın yüzündeki ifade yıllarca unutulmayacaktır. Çünkü bu saldırı kim düzenlemiş olursa olsun, müslüman ülkeler ve örgütler üzerindeki terörist şüphesini ve kimliğini pekiştirdi, adeta onayladı. Terörizmin yarattığı dehşetten biran sıyrılıp, olaya daha soğukkanlı ve şimdi ne olacak? sorusu perspektifinden bakarsak, görünen o ki, bu işin faturası ilk planda Usame Bin Laden ve onu koruyan Afganistan, Sudan gibi ülkelere çıkacak. Ama asıl olarak orta ve uzun vadede fatura tüm terörizme destek veren ülkelerle birlikte, Amerikanın tek süper güç olma iddiasına karşı çıkan her gruba, her ideolojiye, her ülkeye çıkacak. Görünen o ki artık kimsenin globalizasyona karşı çıkma şansı ve gücü olamayacak. Amerikanın hedeflediği tek süper güçlü global düzene ayak bağı olacak her sorun itirazsız çözülecek. Amerika tüm bu tür girişimlerinde artık çok rahat onbinlerce insanını kaybetmiş, mağdur ve öcalma hakkı bulunan ülke rolünü rahatça oynayabilecek. TÜRKİYE İÇİN KIBRIS RİSKİ Bu yargılardan yola çıkarak Saldırıyı Amerika tezgahladı gibi senaryolar yazmıyorum. Bu saldırıyı kimin yaptığı sorusuna, Kennedye kim suikast yaptı? sorusuna verilen kadar çok cevap verileceğine, hiç bir cevabın da kimseyi tam olarak ikna edemiyeceğine inanıyorum. Ama beni ve Türkiyeyi asıl bundan sonra olacaklar ilgilendiriyor. Amerikanın düzenleyeceği teröristleri ve teröre kucak açan ülkeleri cezalandırma operasyonlarının yanısıra tek süper güçlü global sistem önündeki engelleri kaldırma girişimleri de Türkiyeyi yakından ilgilendirecek. Söz konusu girişimlerin odaklanacağı bölge Ortadoğu olacak elbette... Bu çerçevede Kıbrıs da Türkiyenin önüne acil çözmesi gereken sorun olarak gelebilecek. AB üyesi , globalleşmiş sistemin parçası, tek ve bütünleşmiş Kıbrıs planına Türkiyenin bundan böyle karşı çıkması, kimilerinin deyimiyle mızıkçılık yapması artık mümkün olmayabilir. Hükümetin ve dışişlerinin Türkiye üzerindeki Kıbrıs dayatmalarına hazırlıklı olması gerekiyor. TÜRKİYEYE TERÖR TEHDİDİ Terörden en çok canı yanan ülkelerden biri olarak Türkiye elbette teröre karşı alınacak önlemler sırasında Amerikanın yanında yeralacak. Ancak önümüzdeki dönemde yaşanması kuvvetle muhtemel terörü ve terörist ülkeleri cezalandırma operasyonlarında Türkiye ne kadar yer alacak, hangi rölü oynayacak işte ona önümüzdeki günlerde hükümet ve genelkurmay karar verecek. Onbinlerce insanın ölümünün verdiği acı ve başkenti, sembolik binaları vurulmuş olmanın yarattığı gurur kırıklığıyla Amerikanın bu cezalandırma girişimlerini nereye kadar vardıracağını şimdiden bilmek zor. Amerika spesifik bir grubu, bir örgütü ya da ülkeyi mi hedef alacak, yoksa tüm terörist ilan ettiği ülkelere mi yüklenecek, şu saat itibariyle belli değil. Ancak Başkan Bushun Teröristler kadar , onlara destek veren ülkeler de sorumludur sözü tehlike sinyalleri veriyor. Türkiye olası bu cezalandırma operasyonları içinde Amerikanın İsraille birlikte işbirliği yapmak isteyeceği en önemli ülkelerden biri. Türkiye bu işbirliğinden kaçamaz ama Körfez Savaşında olduğu gibi bir koyup üç alma hevesiyle hareket etmesi de bir anlamda siyasi intiharı olacaktır. Neyseki bu konuda Başbakan Ecevit önceki yıllarda sergilediği sağduyulu tutumuyla şuan için Türkiyenin en büyük güvencesidir. Ancak bu tür cezalandırma operasyonlarında yeralsa da almasa da Türkiye için Amerikanın ve İsrailin müttefiki olması sıfatıyla yeni terörist eylemlerin hedefi olma riski çok yüksektir. Doğrudan islami terör gruplarının eylemlerine hedef olabileceği gibi, halen Türkiyede varlığı devam eden başta PKK ve Hizbullah olmak üzere çeşitli örgütlerin taşaron olarak kullanılması ve desteklenmesi de gündeme gelebilir. Türkiye, özellikle de Ankara bugünden başlayarak bu riskleri hesap etmeli ve alınacak önlemleri biran önce kararlaştırılmalıdır. Aksi halde bir süre sonra New Yorka saldıran uçaklar yoksa bizi mi vurdu? diye kara kara düşünürüz. ÜMİT SEZGİN / CNBC-E ANKARA HABER MÜDÜRÜ | ||||
Okuyan çocuklar, çalışamayan babalar ve Kaddafi'nin muzu Ecevit, sirenler ve tanrıça Kirke "Yakın tehlike" Anayasa'da Krizseverler ve Eylül beklentileri "Mebus mu oldun muhtar emmi?" Ulusal güvenlik tartışılmalı mı? Yılmaz ilerici Bahçeli tutucu mu? Amerikan süttozu ve yoksulluk yardımı Balıkçılar ve politikacılar Öksüz hükümete ihanet ediyor Yenilikçiler yanlış başladı MHP-Derviş çekişmesi ne kadar sürecek? Derviş'in seçenekleri: Ya hiçbiri, ya hiçbir şey Yalova kimin kurbanı? Derviş mezalıkta ıslık çalıyor Ankara'da yaz kabusları Ve Derviş yollara düşer... 'Derviş zehir olsa içerim' Ahlaksız siyasete hukuksuz tasfiye olmaz MHP tribünlere oynuyor Bu kavganın galibi yok Kabine değişecek ama Tantan gidecek mi? FP, Anayasa Mahkemesi'ne "illallah" dedirtti Derviş'i beklerken DSP kongresi yoksa "angarya mı?" Beyaz enerji soruları Derviş yoksa Fenerbahçe mi? Hükümete güvenoyu önerisi |
|||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||