|
Bunlar günün önemli haberlerinden satır başları. Vaka-i adiye...Asıl haber Libyadan geldi. Kaddafi, Karayiplerde üretilen tüm muzların satın alınması için emir verdi. Yabancı ajanslara düşen bu küçücük haber, beni, Ankarada dile getirilen gevezeliklerin tümünden daha çok çarptı. Kaddafiyi ciddiye almayabilirsiniz ama haber ve olay gerçek. Kaddafi Libyalı bakanlardan Karayip ülkelerinde üretilen tüm muzun satın alınmasını istemiş. Böylece en büyük gelirleri muz olan Karayip ülkelerinin Amerikanın ve Avrupanın baskısından kurtulabileceğini söylemiş. Olur mu, gerçekleşir mi? Vallahi Kaddafi ciddi. Önümüzdeki günlerde Libyalı bakanlardan oluşan bir heyet ticari görüşmeler için Karayiplere gidiyor. Kaddafi tüm muzları satın almasına alır da, Karayip ülkeleri satabilir mi? İşte orası zor görünüyor... Amerika ve Avrupayı muzsuz bırakmayı göze alamazlar. Üstelik satsalar da bu baskıdan kurtulabilmeleri hayal. Ama satabilseler Kaddafi tüm Karayip muzlarını alır, üstelik bir de bunları hem kendi ülkesindeki çocuklara hem de Afrikadaki pek çok yoksul ülkeye bedava dağıtır. İnanmıyor musunuz? Sadece size Kaddafinin kimi yoksul Afrika ülkelerine petrolü ne kadar ucuza sattığına bakmanızı önereceğim. Örneğin Zimbabweye neredeyse bedavaya verdiği petrol Kaddafinin ciddiyetini ispata yetiyor. Pekiyi, kim bu Kaddafi?... Evet, çılgın bir diktatör... Avrupa ve Amerikan medyasına göre, terörist, deli, uçuk, yani olumsuz tüm sıfatların tartışmasız sahibi... Türkiyede de Kaddafiye bakış açısı çok farklı değil. Bir süre öncesine kadar İslamcı gruplardan daha sıcak yaklaşım vardı ama Erbakana başbakanlığı döneminde Bedevi çadırında gazetecilerin önünde fırçayı atınca, o cenahtan da desteğini büyük ölçüde yitirdi. Ama işte, o çılgın diktatör, şimdi çevresindeki ülkeleri bıraktı dünyanın öbür ucundaki ülkelere yardım edeceğini açıklıyor. Dönün bize, bizde ne oluyor? O Bedevi diye 9 sütuna manşet aşağıladığımız adam yardım olsun diye Karayiplerin muzunu almaya kalkarken, bizim demokrat yöneticilerimiz de Dünya Bankasından gelecek 500 milyon dolarlık Yoksulluk yardımını bekliyor. Yoksul bebelere Amerikan süttozu dağıtacağız. Abartmıyorum, çarpıtmıyorum. Libya liderini övüyor değilim. Elbette Kaddafinin defolarını, vatandaşlarına yaşattığı baskı rejimini biliyorum. Ama benim derdim diktatör Kaddafinin Libyası değil, benim anlatmaya çalıştığım Sosyal Demokrat Ecevitin, Milliyetçi Bahçelinin, liberal Mesut Yılmazın Türkiyesi... Aradaki çelişki canımı yakıyor. Bölgemizde lider, Dünyada sözü geçen ülke olacağız diye diye bizi getirdikleri yeri, Karayiplerden muz almaya kalkan Kaddafinin Libyasının konumuyla karşılaştırınca utanıyorum. ÇALIŞAN ÇOCUKLAR ÇALIŞAMAYAN BABALAR Çocuklar bugün yeniden dersbaşı yaptılar. Ne mutlu onlara.. Bir de okuyamayan çocuklar var..Yoksulluktan okuyamayan, haylazlıktan okumayan..Her suçta ilk zanlı adayı olarak bekleyen tinercisi var, balicisi var... Çalışan çocuklar da var.. Sanayide çıraklıktan, sokaklarda mendil satmaya kadar geniş bir yelpazede sömürülen, ezilen çocuklar.. Ama artık daha vahimi var; Çalışan çocukların çalışamayan babaları. Bir kaç gündür bit pazarlarında ikinci el ders kitabı, giyilmiş önlük için pazarlık eden annelerin, babaların görüntülerini izledik. Bir öğretmen okula bu yıl başlayan çocuğu için en ucuz ve en sıradan önlüğü almak zorunda kaldığı için nasıl utandığını anlatıyordu tv mikrofanlarına bağırarak... Öfkeden utanmayı bile unutmuştu da farkında değildi. Asıl farkında olmadığı, kendisinin ve oğlunun yine de şanslı sayılabileceğiydi. Hiç olmazsa Baba arkadaşlarımın babası her sabah işe gidiyor, sen niye gitmiyorsun? gibi oğlunun yürek buran, onur kıran sorularıyla karşılaşmıyor. Hiç olmazsa, kimi meslektaşlarımız gibi işsiz kaldığını eşine ve çocuklarına belli etmemek için her sabah işe gider gibi erkenden evden çıkmak zorunda kalmıyor. Ekim ayının başında Dünya Çalışan Çocuklar Günü var. Göreceksiniz, çalışan çocukların nasıl sömürüldüğüne dair ne nutuklar dinleyeceğiz. Doğru çalışan çocuklar sömürülüyor, koşulları düzeltilmeli, yardım edilmeli de, çalışamayan babalar ne olacak? Onlara kim yardım edecek? Kaddafi mi? Ümit Sezgin / CNBC-E Ankara Haber Müdürü | ||||
Ecevit, sirenler ve tanrıça Kirke "Yakın tehlike" Anayasa'da Krizseverler ve Eylül beklentileri "Mebus mu oldun muhtar emmi?" Ulusal güvenlik tartışılmalı mı? Yılmaz ilerici Bahçeli tutucu mu? Amerikan süttozu ve yoksulluk yardımı Balıkçılar ve politikacılar Öksüz hükümete ihanet ediyor Yenilikçiler yanlış başladı MHP-Derviş çekişmesi ne kadar sürecek? Derviş'in seçenekleri: Ya hiçbiri, ya hiçbir şey Yalova kimin kurbanı? Derviş mezalıkta ıslık çalıyor Ankara'da yaz kabusları Ve Derviş yollara düşer... 'Derviş zehir olsa içerim' Ahlaksız siyasete hukuksuz tasfiye olmaz MHP tribünlere oynuyor Bu kavganın galibi yok Kabine değişecek ama Tantan gidecek mi? FP, Anayasa Mahkemesi'ne "illallah" dedirtti Derviş'i beklerken DSP kongresi yoksa "angarya mı?" Beyaz enerji soruları Derviş yoksa Fenerbahçe mi? Hükümete güvenoyu önerisi |
|||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||