|
Krizler her gün insanımızın sofrasından bir lokma daha çalarken kimi politikacı ne olduğunu, neden ve nasıl olduğunu anlamıyor, hayali Türkiye düşmanları üretip rahatlamaya çalışıyordu. Kimi, neler yaşandığının bal gibi farkına varıp,sisli havadan siyasi çıkarlar üretmenin yollarını ararken kimi de samimiyetle çırpınıyor ama sonucu değiştiremiyordu. Hepsi ama hepsi, namuslusu namussuzu, akıllısı akılsızı, dürüstü çıkarcısı gerçeği görüyordu; Artık halkın gözünde tüm suçların günah keçisiydiler. Artan yoksulluğun, toplumsal kirlenmenin, sosyal yozlaşmanın, hırsızlığın, hortumculuğun, akla gelen her olumsuzluğun faturasını halk onlara, politikacılara kesmişti. Çünkü artık onları vareden ve ayakta tutan güveni yoketmişler, kurutmuşlardı. Çünkü siyaseti kirletmişler, toplumsal yaşamı pisletmişlerdi. Artık onlar güvensizlik çöllerinde ayakta kalmaya çalışan birer kaktüs gibiler. Bir damla güvenle bir koca yılı geçirecekler, geçirebilirlerse... Şimdi yaz...Derin maviliklerin, sonsuz ufukların, yelkenleri dolduran rüzgarların ve tabii ağlarda yaldızlanan balıkların mevsimi...Canım lüferlerin, levreklerin, kofanaların, tadına doyulmaz barbunların dönemi. Ama balıkçılar da tıpkı politikacılar gibi. Aynı vurdumduymazlığın, aynı sorumsuzluğun kurbanı... Yıllarca hiç bitmez zannettiler... Ne yaparsak yapalım bu halk bizi destekler diyen politikacılara nazire edercesine, Koca denizin balığı mı tükenirmiş? dediler. Politikacılar yalan üstüne yalan söyleyip, halkın inancını acımasızca törpülerlerken, balıkçılar ırıplarla, trollerle denizlerin yüreğini kazıdılar. Hiç faydası olmadı uyarıların. Doğruyu söyleyince dokuz köyden kovulmaktan korkan politikacılar günü kurtarmak için ya sustular ya yalan söylediler. Gün gelip günü kurtaramayacaklarını bir türlü farketmek istemediler. Aç mı kalalım? dedi balıkçılar, çoluğumuza çocuğumuza iki lokma götüremeyecek miyiz? Biz vatandaşı değil miyiz bu memleketin? Gün gelip denizlerin istese de tek bir lokma veremeyeceğini farkedemediler. Denizler tükenmez, halkın inancı hiç bitmez gibiydi. Her seferinde yeni düzenler kurdu politikacılar, yeni yöntemlerle halkın her gün azalan inancını biraz daha sömürdüler. Her seferinde daha büyük ağlar yaptı balıkçılar, daha açıklara gittiler, daha derinlere indiler. Radarlarla, sonarlarla kuşattılar. Her seferinde denizlerin rahmini daha derin kazıdılar, daha derin ve daha acımasız. Ve bugün denizler kısır, insanlar inançsız, güvensiz. BALIKÇILAR SÜRGÜN Balıkçılar aç...Çoğu borçlarını ödemek için teknesini, ağını satmış, deryalardan sürgüne savrulmuş. Köhne lokantalarda acemi garson, kötü otellerde beceriksiz komi olarak hiç bitmeyecek bir cezayı çeker gibiler... Geçmiş yılları özlemeye bile korkuyorlar... Garson Ahmet gece yarıları alkol kokan masaları silerken, Ahmet Reisin deniz kokan yakamozlu gecelerini hatırlamaktan bile ürküyor. Garson Ahmet sarhoş müşterilere başüstüne efendim derken, kadim fırtınalarda Ahmet Reisin gemicilerine Yelkenlere camadana talimatı verişini hatırlayınca, sesi çıkmıyor, boğazı düğümleniyor. Kahrın kime ne faydası var?.. Geçmişe yanmanın, pişmanlık girdaplarında kavrulmanın ne hükmü var? POLİTİKACILAR MAHKUM Politikacılar mahçup...Bir halkın kaderine hükmeden mağrur insanlar, tarihin derinliklerinde kalmış birer silüet gibiler. Partidaşların uğruna oğlunu kurban etmeye kalkıştığı başbakanlar, Kaf Dağının ardındaki efsaneler kadar uzak. Memleketlerinin kilometrelerce dışında, davullar, zurnalar, şenliklerle karşılanan, elleri öpülen, lider, önderler çok gerilerde kalmış. Politikacılar mahkum...Şimdi seçim bölgelerine sessizce gidip, suçlu gibi evlerine saklanırlarken, katıldıkları şenliklerde yuhalanırlarken, bir büyük düşüşün, hüznünü,çocuklarının Babam politikacı demeye utandığını bilmenin ızdırabını yaşıyorlar. Ahlanmanın, vahlanmanın kime ne faydası var? Yeni, yenilikçi gibi sıfatlar taşıyan partiler kurmanın kendini kandırmaktan başka ne anlamı var, halk artık kanmadıktan sonra?... Ümit SEZGİN / CNBC-E Ankara Haber Müdürü | ||||
Öksüz hükümete ihanet ediyor Yenilikçiler yanlış başladı MHP-Derviş çekişmesi ne kadar sürecek? Derviş'in seçenekleri: Ya hiçbiri, ya hiçbir şey Yalova kimin kurbanı? Derviş mezalıkta ıslık çalıyor Ankara'da yaz kabusları Ve Derviş yollara düşer... 'Derviş zehir olsa içerim' Ahlaksız siyasete hukuksuz tasfiye olmaz MHP tribünlere oynuyor Bu kavganın galibi yok Kabine değişecek ama Tantan gidecek mi? FP, Anayasa Mahkemesi'ne "illallah" dedirtti Derviş'i beklerken DSP kongresi yoksa "angarya mı?" Beyaz enerji soruları Derviş yoksa Fenerbahçe mi? Hükümete güvenoyu önerisi |
|||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||