|
Ergenekonda 16 kişi daha gözaltında | |||
Sapla saman bazen bilerek, bazen istemeden karıştırıldığı için yeni yıla yine bankacılık tartışmasıyla girdik. Bankalara sağlanacak sermaye desteğiyle ilgili olarak kıyamet kopuyor. Yine banka kurtarılıyor, Garibanın parası yine banka patronlarına, Paralar yine hortumculara, Kimin bankasını kurtarıyorsunuz, açıklayın Eleştiriler öylesine abartılıyor ve öylesine ters noktalara yöneltiliyor ki, haklı olabilecek itirazlar bile arada kaynıyor. İşin kötüsü bu maksatlı eleştiriler etkili oluyor ki, Başbakan Ecevit de kendini Bu konuda içimiz rahat değil demek zorunda hissediyor. Eleştirilere tek tek baktığımızda ortaya aslında şu sonuç çıkıyor; bunları yazanlar ya farklı amaçların peşindeler ya da tasarıyla ilgili hiç bir şey bilmiyorlar. Önce bir tasarıyı ortaya koyalım, sonra itirazları inceleyelim. Meclis Genel Kurulunda görüşülmeyi bekleyen tasarıya göre; 30 Eylül 2001 tarihi itibariyle sektörde payı yüzde 1in altında olmayan, ancak sermaye yeterlilik rasyosu yüzde 8e ulaşamayan bankalara, sermaye yeterlilik rasyosu yüzde 5in altında olmamak kaydıyla 7 yıl vadeli hazine tahvili verilecek. Ama bitmiyor; Sermaye yeterlilik rasyosu % 5in altında olanlar, bu oranı yüzde 9a çıkarmaları durumunda, koydukları kaynak oranında tahvil alabilecekler, bu biir. Daha önemlisi piyasa payı yüzde 1in altında olan bankalar birleşip yüzde 1i geçmeleri durumunda bu destekten yararnabilecekler, bu ikiii. Bitmedi. Bir bankanın bu destekten yararlanabilmesi için, bankalar yeminli murakıpları ve kendi denetim kuruluşları dışında iki ayrı kuruluş tarafından denetlenmesi gerekiyor. Yani içi boşaltılan, yanlış ve haksız kaynak aktarımı yapılan bankalar bu destekten yararlanamayacaklar, bu üüüç. Hepsinden önemlisi, yapılacak sermaye desteği geçicidir, faizlidir ve geri alınacaktır, bu da dööört. BANKALARA NEDEN DESTEK?... Şimdi bir de bu desteğin neden verildiğine, neyin amaçlandığına bakalım; Temel olarak, artık zor durumdaki bankaları TMSFye almanın anlamı kalmadı. Görüldü ki, fona alınan bankalar ne satılabiliyor ne de daha verimli, düzgün çalıştırılabiliyor. Sonunda kapatılarak devlete yeni yük getiriliyor. Yani artık fona yeni bankalar alıp daha fazla zarar etmenin anlamı yok. Ayrıca kalan bankalar, daha önce fona alınanlara göre daha iyi koşullarda oldukları için kapatmak da yanlış. Bu noktada haklı bir itiraz var gibi görünüyor. Aynı işlem daha önce fona alınan bankalar için de uygulanamaz mıydı? Onlar da fona alınmadan bu tür bir sermaye desteğiyle kurtarılamazlar mıydı? Kimileri kurtarılabilirdi gibi görünüyor. Ancak bu itiraza tasarıyı hazırlayanların da cevabı var; Fona alınan bankaların büyük bölümü bu tür bir destekle kurtulabilecek durumda değildi. Ayrıca önemli bir bölümünde haksız ve yasalara aykırı işlemler vardı, grup içi şirketlere usulsüz kaynak aktarımı nedeniyle içi boşalmıştı, zaten böyle bir destekten yararlanamazlardı. KÜÇÜKLER MECBUREN BİRLEŞECEK... Bu tasarının en temel amaçlarından biri de küçük bankaları birleşmeye zorlamak. Bugüne kadar yapılan tüm çağrılara, hatta zorlamalara rağmen küçük bankalar birleşmeye yanaşmadı. Şimdi eğer böyle bir sermaye desteğinden yararlanmak istiyorlarsa birleşmekten başka çareleri kalmıyor. Sanıyorum, buna kimsenin söyleyecek bir sözü, itirazı olmasa gerek. Bu noktada çokça dile getirilen bir itiraz şöyle; İlgili bankaların sektördeki payı önceleri yüzde 2 olarak düşünülüyordu, sonra yüzde 1e düşürüldü. Çünkü amaç belli bankaları kurtarmak. Bu itirazı dile getirenler genel olarak rakip grubun bir bankasını işaret ederek, İşte o bankayı kurtarmak için yüzde 2, yüzde 1e düşürüldü diyorlar. Ancak edindiğimiz bilgilere göre oranın yüzde 2den yüzde 1e düşürülmesinden sonra bu destekten yararlanabilecek bankaların sayısı 20 civarında. Yani öyle tek bir banka falan yok ortada. Bu da ithamların doğruluğu konusunda şüphe yaratıyor. AMAÇ REEL SEKTÖRÜ DESTEKLEYEBİLMEK Bütün bunların ötesinde çok temel bir hedef daha var; bankaları yeniden kredi verebilir duruma getirmek. Tasarıyı hazırlayanlar özellikle reel sektörün acilen ihtiyaç duyduğu kredileri bankaların verebilmesi için böyle bir desteğe ihtiyaç duyulduğuna dikkat çekiyorlar. | |||||||||
Yani reel sektörün yeniden hareketlenmesini, yatırımlar yapıp, büyümesini istiyorsak ve reel sektör bunun için bankaların desteğine ihtiyaç duyuyorsa, işte bu imkanı yaratacak bir tasarıya hayır dememek gerekiyor. Yolsuzlukla savaşalım, namussuzluğa pirim vermeyelim, banka boşaltanlara gözaçtırmayalım ama bunları yapıyoruz diye de hayırlı adımlara da set çekmeyelim. Unutmayalım, hastalıklı ağacı kurtarmanın yolu kesmek değildir. Bu arada Sayın Derviş ve arkadaşlarına düşen de çıkıp bu tasarıyı kamuoyuna bir kaç defa tüm detaylarıyla net biçimde anlatmaktır. Unutmasınlar ki sütten ağzı yanan vatandaş yoğurdu üfleyerek bile olsa yemek istemiyor. Ümit SEZGİN CNBC-E / Ankara Haber Müdürü | |||||||||
2001 müsibetti, bin nasihatten evlaydı MHP uyum yasalarına uyum gösterecek Boş bakkal Salkım Hanım'ın tanelerini tartar Ya çözüm bulun ya bırakın çözsünler Hadi Erkan Mumcu'yu dövelim Kıbrıs'ta son şans-2 Çözüm siyasidir Kıbrıs'ta son şans-1 ANAP'ın raporu korkuttu Adını koyalım; Türkiye savaşa girdi Ankara neden tereddüt ediyor İki yanlış bir doğru etmez! ANAP'ta istifalar nereye kadar? Milletvekili zammı niye geri alınıyor? Ankara neden heyecanlı ve tedirgin? Deklarasyon ölü doğdu Ankara'da "birileri" varmış Demirel'e uluslararası görev Teröre cevapta Türkiye'nin rolü ABD'ye saldırının Türkiye'ye faturası Okuyan çocuklar, çalışamayan babalar ve Kaddafi'nin muzu Ecevit, sirenler ve tanrıça Kirke "Yakın tehlike" Anayasa'da Krizseverler ve Eylül beklentileri Ampul muhabbetleri "Mebus mu oldun muhtar emmi?" |
|||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||