Home page
Haber Menüsü


Ümit Sezgin
Yazara e-mail göndermek için fotoğrafa tıklayınız.
 
Ya çözüm bulun ya bırakın çözsünler
 
Ankara, Kıbrıs sorununa çözüm bulma şansını çoktan yitirdiği için yine kendini ve bizi kandırıyor. İsmail Cem’in dile getirdiği “Ne Kıbrıs’tan vazgeçeriz ne AB’den” sloganı hayal bile değil.
 
NTVMSNBC
NTV-MSNBC
 
27 Kasım—  Avrupa Birliği yöneticileri her vesileyle ve biçimde Rum kesimini üyeliğe almakta kararlı olduklarını açıklıyorlar. Hiç bir şekilde de Türkiye’nin beklediği gibi bir “iyi niyet yaklaşımında” bulunmuyacaklar.

   
 
       
    TOP5 Ergenekon’da 16 kişi daha gözaltında  
NTVMSNBC Reklam  
 

  Bugüne kadar direnmekten başka çözüm üretmeyen Türkiye şimdi de “gerekirse ilhak ederiz” diyerek son söyleyeceğini ilk başta söyleyerek manevra alanını iyice daralttı. Ne sağa dönebiliyor ne sola, kıvıramıyor bile.
       Artık kendimizi kandırmayalım. AB, kriz çözülmeden, sorunlu bir Kıbrıs’ı üyeliğe almaz umudunun hiç bir kıymeti yok. Yalan.
       AB ne olursa olsun, Kıbrıs’ı üyeliğe alacak. AB Parlamento Başkanı Nicole Fontaine’nin sözleri en iyi ispatı: “AB genişlemesi Kıbrıssız düşünülemez.”
       Yetmedi mi? O zaman Kızıl Danny’e kulak verin; “Kıbrıssız genişleme olmaz. Kuzey Kıbrıs’ı ilhak edemezsiniz. Ederseniz AB toprağını ilhak etmiş olursunuz.”
       Ya AB’nin Genişleme Sorumlusu Verheugen’in söyledikleri; “Türkiye neden Denktaş’ta ısrar ediyor? Denktaş ve Kıbrıs için Türkiye’nin çektiği acılar yetmedi mi?”
       
       
AB KRİZE HAZIR YA BİZ?...
       
       Tüm bu açıklamalar iki noktayı gösteriyor. Bir, AB Rum kesimini üyeliğe almaya kesin kararlı. İki, Türkiye’nin çıkaracağı her türlü krize, ilhak dahil, hazırlıklılar.
       Pekiyi biz ne yapıyoruz, Türkiye neler planlıyor. Eğer bugün MGK’dan çok yeni ve önemli kararlar çıkmazsa, bu sorunun tek cevabı var; hiç. Kocaman bir hiç.
       İsmail Cem diyor ki, “Denktaş-Klerides görüşmelerinde taraflar Ada’da yeni bir ortaklık, yeni bir birliktelik kurmalı. Türkiye bunu teşvik ediyor.”
       Bu lafın şu saatten sonra bir anlamı var mı?
       Kendinizi Klerides’in yerine koyun. Arkanıza AB’nin kesin desteğini, garantisini almışsınız, rakibinizi köşeye sıkıştırmışsınız. Yıllardır vermediğiniz tavizi bugün verir misiniz?
       Klerides’in Türk tezlerini kabul etmesi için bir tane mantıklı neden gösterebilir misiniz?
       Şimdiden çok açık 4 Aralık görüşmeleri Türk tarafı adına başarısızdır, sonuçsuzdur.
       Tabii eğer Denktaş “büyük tavizler” vermeyecekse...
       Bugün geldiği noktada da Denktaş’ın dönüp dönüp yine bina okumaktan başka hiç bir yeteneği yok. Tek bir adım atsa, yandaşları affetse bile kendisi kendisini affedemez. Bir ömürlük mücadeleye ihanet ettiğini düşünür.
       
       
TÜRKİYE’NİN YAPMASI GEREKENLER...
       
       Aslında Denktaş’ın içinde bulunduğu halet-i ruhiye, başta Başbakan Ecevit olmak üzere yönetimdeki pek çok insan için de geçerli. Yıllardır çözümsüzlükte direndikten, bu uğurda gerçekten büyük maddi manevi mücadeleler verdikten sonra, gerekli bile olsa artık geri adım atabilmeleri mümkün değil.
       Şanslarını çoktan kaybettiler. Ne yazık ki bu nedenle Türkiye de Kıbrıs sorununu kabul edilir biçimde çözebilme şansını yitirdi.
       Bundan sonra ne olacak? Açık görünüyor. Türkiye ve KKTC her geçen gün biraz daha köşeye sıkışacak. Bunun öfkesiyle tepkiler daha da sert olacak. Bu beraberinde Denktaş’a ve Türkiye’ye yönelik eleştirileri arttıracak. Denktaş ve onun gibi düşünenlerin bugün ihanetle suçladığı isimler, yarın Denktaş ve arkadaşlarını ihanetle, beceriksizlikle suçlayacaklar.
       Keşke Türkiye iş bu noktaya gelmeden Denktaş’ı devre dışı bırakabilmeyi göze alabilseydi. Denktaş’ı onurunu zedelemeden, suçlamadan uzun bağımsızlık mücadelesinin bir kahramanı konumuna çekip, çözüm arayışlarını başka birine devredebilseydi.
       Artık bu saatten sonra mümkün değil. Bırakın Kıbrıs Türklerini, artık TÜSİAD’ın bile açıkca istenmediğini ilan ettiği Denktaş’ı devre dışı bırakmak ne kadar zor, farkında mısınız?
       Bu, 74’den beri sürdürülen politikaların doğru olmadığının itirafı olacak. Bu, 74’den beri işlenen Türk tezlerinden vazgeçildiği anlamına gelecek.
       Böyle dramatik bir adımı atabilmekse her babayiğidin harcı değil.
       Şimdi şahinler kızacak ama artık gerçeği inkar etmekten vazgeçip AB’nin bize dayatmaya başladığı formülü lehimize yontmanın yollarını arayalım.
       Kızıl Danny, formülü net ve kısa koydu; “Ya Kıbrıs ya AB üyeliği”.
       Rum kesimi eğer Ada’nın tüm kesimini temsilen AB’ye üye olacaksa, ki böyle olacağı gözüküyor, Türkiye buna engel olamayacaksa, ki bu da böyle gözüküyor, Ankara kendi üyeliğini de buna bir biçimde dahil etmenin yollarını aramalı.
       Ancak, bunun için dile getirilen, “Şimdi Rum kesimi üye olsun, KKTC Türkiye ile birlikte olur” önerisinin üzerinde çok düşünülmeli.
       Gerçi AB kaynaklarından böyle bir öneriye sıcak bakılmadığı haberleri geliyor ama bu formül Ankara için de çok anlamlı görünmüyor.
       Ama daha önemlisi, Türkiye Ada’daki Türklerin haklarının ve güvenliğinin garantiye alınmasını sağlamalıdır.


       Eğer Türkiye bunları sağlamayı başarabilirse, kendi üyeliği için bir adım atabilirse, Ada’daki Türklerin haklarını ve güvenliklerini garanti altına alabilirse, Kıbrıs’ın AB’ye girmesine çok fazla anlamı kalır mı?
       Böyle bir durumda hem Kıbrıslı Türkler daha iyi yaşam olanaklarına kavuşurken, Türkiye de büyük bir ekonomik yükten kurtulmuş olmaz mı?
       Bu sorulara hayır cevabı verenler daha makul çözümler üretmek zorundalar.
       

Ümit SEZGİN...CNBC-E Ankara Haber Müdürü
 
       
    MSNBC News Hadi Erkan Mumcu'yu dövelim
MSNBC News Kıbrıs'ta son şans-2 Çözüm siyasidir
MSNBC News Kıbrıs'ta son şans-1
MSNBC News ANAP'ın raporu korkuttu
MSNBC News Adını koyalım; Türkiye savaşa girdi
MSNBC News Ankara neden tereddüt ediyor
MSNBC News İki yanlış bir doğru etmez!
MSNBC News ANAP'ta istifalar nereye kadar?
MSNBC News Milletvekili zammı niye geri alınıyor?
MSNBC News Ankara neden heyecanlı ve tedirgin?
MSNBC News Deklarasyon ölü doğdu
MSNBC News Ankara'da "birileri" varmış
MSNBC News Demirel'e uluslararası görev
MSNBC News Teröre cevapta Türkiye'nin rolü
MSNBC News ABD'ye saldırının Türkiye'ye faturası
MSNBC News Okuyan çocuklar, çalışamayan babalar ve Kaddafi'nin muzu
MSNBC News Ecevit, sirenler ve tanrıça Kirke
MSNBC News "Yakın tehlike" Anayasa'da
MSNBC News Krizseverler ve Eylül beklentileri
MSNBC News Ampul muhabbetleri
MSNBC News "Mebus mu oldun muhtar emmi?"
 
     
 
  NTVMSNBC KULLANICILARININ TOP 10'u  
 

Bu haberi diğer okuyucularımıza tavsiye eder misiniz?
hayır   1  -   2  -   3  -   4  -   5  -  6  -  7  kesinlikle

 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler |
Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları