|
Ergenekonda 16 kişi daha gözaltında | |||
Kendisi ne kadar aksini söylese de Devlet Bakanı Keçecilerin bayram demeci, bilinçli, planlı, kasıtlı ve tasarlanarak atılmış bir adımdır. Şunu unutmamak lazım ki, Keçeciler, bugün yalnız kabine içinde değil, Türk politikası içindeki en eski, en kıdemli, politik manevrayı en iyi bilen isimlerden birisidir. Ayaküstü, merdiven altında, demeç olsun diye böyle önemli bir sözü edecek şaşkınlardan değildir. Keçecilerin demecini okumak için tıklayın... Böyle bir çıkışı Genel Başkanı Mesut Yılmazın bilgisi haricinde asla yapmayacak kadar da parti geleneğine sahiptir, sadıktır. Yılmazın talimatıyla değilse bile en azından onun zımni onayını aldıktan sonra bu çıkışı yaptığına kesin gözüyle bakabilirsiniz. MAKSADI AŞAN ALGILAMA Keçeciler, PKKnın dağda olmasından siyasette olması iyidir derken, sözlerinin maksadı aşan bir biçimde algılanıp tepki göreceğini de eminim hesap etmiştir ve göze de almıştır. Şimdi, maksadı aşan şekilde algılıyorlar yakınmalarına aldırmayın. Aslında Keçeciler, söylemek istediğini net biçimde söyledi, anlayan da net biçimde anladı. Eline sağlık. Kendisine verilen hamasi cevapların, özellikle MHPlilerden gelen tepkilerin bir önemi yok. Zaten bu noktada önemli olan bir cevap verilmesi değil, sorunun açık biçimde sorulmasıydı. PKK SONRASI KÜRT HAREKETİ AB üyesi ülkeler içinde önemli ve etkin gruplar, ne yazık ki bir süredir Türkiyenin karşısına aynı sorunu çeşitli versiyonlarıyla çıkıyorlar; PKK terör örgütüydü, çökerttiniz, sorun kalmadı. Ama şimdi Kürt hareketini ne yapacaksınız, nasıl bir yaşam hakkı tanıyacaksınız? Soruyu yöneltenlerin meşrebine göre soru içindeki kelimelerin rengi de değişiyor, kimi daha suçlayıcı oluyor, kimi daha anlayışlı. Ama sorunun özü hep aynı. Hiç kuşkusuz üyelik süreci ilerledikçe bu soruların ses tonu da yükselecek. Elbette, Türkiyenin tercihi böyle bir soruyla hiç karşılaşmamaktır. Türkiye içinde ayrılığı, bölücülüğü hedeflemese bile bir Kürt hareketinin oluşması gerçekten rahatsızlık vericidir. Bu tür bir hareketin, içinde barındırdığı çok yüksek bölücülüğe kayma potansiyeli ciddi biçimde tedirgin edicidir. Nitekim, daha önce yaşanan DEP, ÖZDEP, HADEP gibi denemeler sırasında ne yazık ki bu partilerin yönetimleri bölücü akımlardan uzak durmayı başaramamışlar, PKKnın etkisinden kurtulamamışlardır. Bütün bu gerçeklere rağmen, kabul edelim ki, artık AB üyesi ülkelerin önemli bir bölümü Türkiyede bir Kürt hareketinin varlığını kabul etmekte, tanımakta, daha da önemlisi Türkiyenin de tanımasını istemektedir. İşte kritik karar bu. ABye üye olmak isteyen Türkiye, ne yapacağına karar vermek zorunda; Ya Türkiyede legal de olsa, üniter yapıya saygılı da olsa, bir Kürt hareketinin varlığının zararlı olduğu görüşünde ısrar edecek ya da böyle bir harekete yasal zeminde yaşama şansı tanıyıp, yeni bir mecra gösterecek. TÜRKİYE BU KARARI TARTIŞMALI Türkiye bu kararı ciddi biçimde ve uzun uzun tartışarak almalı. Çünkü her iki kararın da artıları var, eksileri var. Biz Türkiyede bir Kürt hareketine izin veremeyiz. AB bunu istiyorsa, biz AB üyeliğine karşıyız diye kestirip atmak ne kadar hataysa, Madem ABye üye olmak istiyoruz, o halde tartışmadan çabucak bu kararı alalım, Kürt hareketine siyasallaşma yolunu açalım diye kestirip atmak da o kadar yanlış ve tehlikelidir. ABye üye olsak da olmasak da artık Avrupanın Türkiyede bir Kürt hareketinin varlığını kabul ettiğini görmezden gelmenin bu saatten sonra anlamı yok. Üstelik yalnız Avrupa değil ABDde de önemli bir grup bu görüşe katılıyor. Keçeciler savunmada: Yanlış anlaşıldım O zaman Kürt hareketi yoktur görüşünde ısrar etmek zorlaşıyor. Bu durumda da belki Türkiye Kürt hareketine nasıl bir zemin yaratılacağı konusunu düşünmek zorunda. Bunun somut koşulları da var. Örneğin Güneydoğuda Fazilet Partisinin kapatılmasından sonra en büyük ve etkili parti konumuna HADEP geldi. İlk seçimde, -eğer kapatılmazsa- Güneydoğu milletvekillerinin önemli bir bölümü HADEPten seçilecektir. Bu durumda Türkiye ne yapacak? Eğer HADEPliler daha önce DEPlilerin yaptığı gibi saçma sapan yemin şovlarına kalkışırlarsa iş kolay. Ensesine çöküp içeri atarsın. Ama ya HADEPliler gelip Meclis kürsüsünden adam gibi yemin edip, üniter yapıya bağlılıklarını sergileyip, çok ciddi ama yasal bir muhalefete başlarlarsa Türkiye ne yapacak? İDAM KİLİTLENMESİ NASIL ÇÖZÜLECEK | |||||||||
Aslında idam cezası, Türkçe dışında dillerle öğretim gibi tartışma konularının temelinde de bu sorun var. Türkiye bu konuda tavrını belirlemedikçe, idam cezasının kaldırılması, Kürtçe öğretim ve yayın gibi sorunları çözebilmesi zor görünüyor. Çünkü idam cezası deniyor, tartışma derhal Aponun asılmasına indirgeniyor. Türkçe dışında dillerin öğrenilmesi deniyor, iş derhal getiriliyor Kürtçe eğitime. Türkçe dışında dillerle TV ve radyo yayın hakkı deniyor, tartışma birden Kürtçe TV tartışmasına dönüşüyor. Ve bütün bu tartışmalar, PKKnın, Aponun ve 15 yıllık acılarla dolu bir savaşın gölgesinde yapıldığı için de çözüm bulunamıyor. İşte Türkiye bu PKK ve Apo gölgesinden kurtulmak istiyorsa, yasal, bölücülükten uzak Kürt hareketleri konusunda kararını vermek zorunda. Ümit SEZGİN / CNBC-e Ankara Haber Müdürü | |||||||||
MHP kendi ikna olmalı İdam için uyum formülü Uyum yasalarını MHP değiştirmeli Bahçeli'yi "anlamak" zorundayız Bahçeli ve Sezer de ABD'ye gitmeli Kime, ne verilecek, nasıl geri alınacak? Bankacılık operasyonu: Kim kimi kurtarıyor? ANAP'ta istifalar nereye kadar? Milletvekili zammı niye geri alınıyor? Ankara neden heyecanlı ve tedirgin? Deklarasyon ölü doğdu Ankara'da "birileri" varmış Demirel'e uluslararası görev Teröre cevapta Türkiye'nin rolü ABD'ye saldırının Türkiye'ye faturası Okuyan çocuklar, çalışamayan babalar ve Kaddafi'nin muzu Ecevit, sirenler ve tanrıça Kirke "Yakın tehlike" Anayasa'da Krizseverler ve Eylül beklentileri Ampul muhabbetleri "Mebus mu oldun muhtar emmi?" |
|||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||