Home page
Haber Menüsü


Ümit Sezgin
Yazara e-mail göndermek için fotoğrafa tıklayınız.
 
Keçeciler, son soruyu önce sordu
 
Keçeciler, AB üyeliği sürecinde sorulması gereken en kritik soruyu sordu; “Kürt hareketini ne yapacağız?” AB üyesi ülkeler içinde önemli ve etkili gruplar, Türkiye’yle ilişkilerde “kırılma noktası” olarak Kürt hareketinin geleceğini gösteriyorlar.
 
Ankara
 
26 Şubat—  Ya Türkiye, “Böyle bir hareket yoktur” diye görmeme politikasını sürdürecek ya da bu harekete PKK’nın güdümünden uzak yasal ve yeni bir mecra bulunmasına izin verecek. İdam, Kürtçe öğretim gibi tıkanan sorunların çözümü de verilecek bu kararda yatıyor.

   
 
       
    TOP5 Ergenekon’da 16 kişi daha gözaltında  
NTVMSNBC Reklam  
 

  Kendisi ne kadar aksini söylese de Devlet Bakanı Keçeciler’in bayram demeci, “bilinçli, planlı, kasıtlı ve tasarlanarak” atılmış bir adımdır.
       Şunu unutmamak lazım ki, Keçeciler, bugün yalnız kabine içinde değil, Türk politikası içindeki en eski, en kıdemli, politik manevrayı en iyi bilen isimlerden birisidir. Ayaküstü, merdiven altında, demeç olsun diye böyle önemli bir sözü edecek şaşkınlardan değildir.
Keçeciler’in demecini okumak için tıklayın...
Böyle bir çıkışı Genel Başkanı Mesut Yılmaz’ın bilgisi haricinde asla yapmayacak kadar da parti geleneğine sahiptir, sadıktır. Yılmaz’ın talimatıyla değilse bile en azından onun zımni onayını aldıktan sonra bu çıkışı yaptığına kesin gözüyle bakabilirsiniz.
       
MAKSADI AŞAN ALGILAMA
       Keçeciler, “PKK’nın dağda olmasından siyasette olması iyidir” derken, sözlerinin maksadı aşan bir biçimde algılanıp tepki göreceğini de eminim hesap etmiştir ve göze de almıştır.
       Şimdi, “maksadı aşan şekilde algılıyorlar” yakınmalarına aldırmayın. Aslında Keçeciler, söylemek istediğini net biçimde söyledi, anlayan da net biçimde anladı. Eline sağlık.
       Kendisine verilen hamasi cevapların, özellikle MHP’lilerden gelen tepkilerin bir önemi yok. Zaten bu noktada önemli olan bir cevap verilmesi değil, sorunun açık biçimde sorulmasıydı.
       
PKK SONRASI KÜRT HAREKETİ
       AB üyesi ülkeler içinde önemli ve etkin gruplar, ne yazık ki bir süredir Türkiye’nin karşısına aynı sorunu çeşitli versiyonlarıyla çıkıyorlar;
       “PKK terör örgütüydü, çökerttiniz, sorun kalmadı. Ama şimdi Kürt hareketini ne yapacaksınız, nasıl bir yaşam hakkı tanıyacaksınız?”
       Soruyu yöneltenlerin meşrebine göre soru içindeki kelimelerin rengi de değişiyor, kimi daha suçlayıcı oluyor, kimi daha anlayışlı. Ama sorunun özü hep aynı. Hiç kuşkusuz üyelik süreci ilerledikçe bu soruların ses tonu da yükselecek.
       Elbette, Türkiye’nin tercihi böyle bir soruyla hiç karşılaşmamaktır. Türkiye içinde ayrılığı, bölücülüğü hedeflemese bile bir Kürt hareketinin oluşması gerçekten rahatsızlık vericidir. Bu tür bir hareketin, içinde barındırdığı çok yüksek bölücülüğe kayma potansiyeli ciddi biçimde tedirgin edicidir. Nitekim, daha önce yaşanan DEP, ÖZDEP, HADEP gibi denemeler sırasında ne yazık ki bu partilerin yönetimleri bölücü akımlardan uzak durmayı başaramamışlar, PKK’nın etkisinden kurtulamamışlardır.
       Bütün bu gerçeklere rağmen, kabul edelim ki, artık AB üyesi ülkelerin önemli bir bölümü Türkiye’de bir Kürt hareketinin varlığını kabul etmekte, tanımakta, daha da önemlisi Türkiye’nin de tanımasını istemektedir.
       İşte kritik karar bu. AB’ye üye olmak isteyen Türkiye, ne yapacağına karar vermek zorunda;
       Ya Türkiye’de legal de olsa, üniter yapıya saygılı da olsa, bir Kürt hareketinin varlığının zararlı olduğu görüşünde ısrar edecek ya da böyle bir harekete yasal zeminde yaşama şansı tanıyıp, yeni bir mecra gösterecek.
       
TÜRKİYE BU KARARI TARTIŞMALI
       Türkiye bu kararı ciddi biçimde ve uzun uzun tartışarak almalı. Çünkü her iki kararın da artıları var, eksileri var.
       “Biz Türkiye’de bir Kürt hareketine izin veremeyiz. AB bunu istiyorsa, biz AB üyeliğine karşıyız” diye kestirip atmak ne kadar hataysa, “Madem AB’ye üye olmak istiyoruz, o halde tartışmadan çabucak bu kararı alalım, Kürt hareketine siyasallaşma yolunu açalım” diye kestirip atmak da o kadar yanlış ve tehlikelidir.
       AB’ye üye olsak da olmasak da artık Avrupa’nın Türkiye’de bir Kürt hareketinin varlığını kabul ettiğini görmezden gelmenin bu saatten sonra anlamı yok. Üstelik yalnız Avrupa değil ABD’de de önemli bir grup bu görüşe katılıyor.
Keçeciler savunmada: Yanlış anlaşıldım
O zaman “Kürt hareketi yoktur” görüşünde ısrar etmek zorlaşıyor. Bu durumda da belki Türkiye Kürt hareketine nasıl bir zemin yaratılacağı konusunu düşünmek zorunda.
       Bunun somut koşulları da var. Örneğin Güneydoğu’da Fazilet Partisi’nin kapatılmasından sonra en büyük ve etkili parti konumuna HADEP geldi. İlk seçimde, -eğer kapatılmazsa- Güneydoğu milletvekillerinin önemli bir bölümü HADEP’ten seçilecektir.
       Bu durumda Türkiye ne yapacak? Eğer HADEP’liler daha önce DEP’lilerin yaptığı gibi saçma sapan yemin şovlarına kalkışırlarsa iş kolay. Ensesine çöküp içeri atarsın. Ama ya HADEP’liler gelip Meclis kürsüsünden adam gibi yemin edip, üniter yapıya bağlılıklarını sergileyip, çok ciddi ama yasal bir muhalefete başlarlarsa Türkiye ne yapacak?
       
İDAM KİLİTLENMESİ NASIL ÇÖZÜLECEK


       Aslında idam cezası, Türkçe dışında dillerle öğretim gibi tartışma konularının temelinde de bu sorun var. Türkiye bu konuda tavrını belirlemedikçe, idam cezasının kaldırılması, Kürtçe öğretim ve yayın gibi sorunları çözebilmesi zor görünüyor.
       Çünkü idam cezası deniyor, tartışma derhal Apo’nun asılmasına indirgeniyor. Türkçe dışında dillerin öğrenilmesi deniyor, iş derhal getiriliyor Kürtçe eğitime. Türkçe dışında dillerle TV ve radyo yayın hakkı deniyor, tartışma birden Kürtçe TV tartışmasına dönüşüyor.
       Ve bütün bu tartışmalar, PKK’nın, Apo’nun ve 15 yıllık acılarla dolu bir savaşın gölgesinde yapıldığı için de çözüm bulunamıyor. İşte Türkiye bu PKK ve Apo gölgesinden kurtulmak istiyorsa, yasal, bölücülükten uzak Kürt hareketleri konusunda kararını vermek zorunda.
       

Ümit SEZGİN / CNBC-e Ankara Haber Müdürü
       
 
       
    MSNBC News MHP kendi ikna olmalı
MSNBC News İdam için uyum formülü
MSNBC News Uyum yasalarını MHP değiştirmeli
MSNBC News Bahçeli'yi "anlamak" zorundayız
MSNBC News Bahçeli ve Sezer de ABD'ye gitmeli
MSNBC News Kime, ne verilecek, nasıl geri alınacak?
MSNBC News Bankacılık operasyonu: Kim kimi kurtarıyor?
MSNBC News ANAP'ta istifalar nereye kadar?
MSNBC News Milletvekili zammı niye geri alınıyor?
MSNBC News Ankara neden heyecanlı ve tedirgin?
MSNBC News Deklarasyon ölü doğdu
MSNBC News Ankara'da "birileri" varmış
MSNBC News Demirel'e uluslararası görev
MSNBC News Teröre cevapta Türkiye'nin rolü
MSNBC News ABD'ye saldırının Türkiye'ye faturası
MSNBC News Okuyan çocuklar, çalışamayan babalar ve Kaddafi'nin muzu
MSNBC News Ecevit, sirenler ve tanrıça Kirke
MSNBC News "Yakın tehlike" Anayasa'da
MSNBC News Krizseverler ve Eylül beklentileri
MSNBC News Ampul muhabbetleri
MSNBC News "Mebus mu oldun muhtar emmi?"
 
     
 
  NTVMSNBC KULLANICILARININ TOP 10'u  
 

Bu haberi diğer okuyucularımıza tavsiye eder misiniz?
hayır   1  -   2  -   3  -   4  -   5  -  6  -  7  kesinlikle

 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler |
Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları