|
Ergenekonda 16 kişi daha gözaltında | |||
Yumurta geldi kapıya dayandı. Hükümet ortakları eğer AB üyeliğini istiyorlarsa, bugüne kadar ekonomideki hassasiyetler nedeniyle hep erteledikleri sorulara cevap vermek zorundalar. İdam tamamen kalkacak mı? Kıbrısta çözüm bulunacak mı? Türkçe dışında yayına ve öğretime izin verilecek mi? Ahret sualleri gibi... Ama Ankara bugüne kadar görüş birliğine varamadığı için ertelediği bu sorulara önümüzdeki kısa dönemde net cevap vermek, Hayır diyecekse de net biçimde demek zorunda. Artık idare edemez. TÜM GÜÇLERİYLE VURACAKLAR Kim ne düşünüyor, tekrarlamaya gerek yok, hepsi biliniyor. Ama artık bu fikirlerden bir karar üretilip, Türkiyenin resmi politikası haline getirilmesi gerekiyor. Çünkü AB de en geç sonbahar sonunda Türkiye ile ilgili bir karar verecek. İşte bu kesin karar gereği Ankara, zorlu günler yaşayacak. Çünkü bir karar verilmeden önce taraflar tüm kozlarını tüm güçleriyle oynayacaklar. Yılmaz, idam ve Kıbrıs konusunda ortaklarını becerebildiği kadar sıkıştırmaya çalışacak. Bahçeli, Öcalanı kullanarak idam konusunda sonuna kadar direnecek. Ecevit, Kıbrıs Fatihi ünvanını yeniden piyasaya sürecek. Tabii birbirlerini vahim biçimde suçlayacaklar. Belki Yılmaz hainliğe varan ithamların hedefi olacak. Bahçeli, AByi ister görünüp istememekle, iki yüzlü davranmakla eleştirilecek. Ecevit Pasif kalıyorsunuz, gücünüz yetmiyor, sağlığınız mı bozuk? eleştirilerini bizzat kulağıyla duyabilecek. DERVİŞ CESARET VERDİ Seslerin bu kadar yükselmesine yumurtanın kapıya dayanması kadar Dervişin açıklamalarının verdiği cesaret de neden olacak. Sayın Derviş Artık ekonomi güçlendi, bir seçimden etkilenmez. Kim gelirse gelsin ekonomik programı değiştiremez demedi mi? Seçimden etkilenmeyecek bir ekonomik program hükümet ortakları arasındaki tartışmadan, hiç etkilenmez!... Bu nedenle ortaklar daha rahat, daha cesur tartışabilecekler. Ekonomi gerçekten etkilenmeyecek mi, göreceğiz. Ama şurası da bir gerçek ki, Dervişin seçimle ilgili çok tartışılan açıklamaları ortaya koydu ki hükümet ortakları hiç bir şekilde erken seçimi istemiyorlar, isteyemiyorlar. Yani tartışsalar da, birbirlerine hakarete yönelik eleştiriler yöneltseler de hükümeti bozup seçime gitmek gibi bir niyetleri yok. Ama iş şirazesinden çıkarsa ne olur bilinmez, orasını da Sayın Derviş düşünsün. NE KARAR VERECEKLER? Peki bu süreç sonunda ortaklar hangi cevapları, hangi kararları verecekler. Şimdiki açıklamalarına bakarsanız hiç bir karar veremeyecekler gibi görünüyor. Sanki anlaşmaları imkansız gibi bir hava var. Ama öyle ya da böyle alacakları kararlar var. Bir kere idam konusunda bu süreçte kaldıralım ya da kaldırmayalım yönünde bir karar ihtimali, seçim kadar uzak. Orta vadeye bıraktık deyip seneye sallayacaklar. Kıbrıs konusuna gelince. Mesut Yılmazla İsmail Cem arasındaki etkinlik ve yetki tartışması kızışacağa benziyor ama Kıbrıs konusundaki karar da belli gibi; İkili görüşmelerin sonucunu bekleyelim. BM Genel Sekreteri Kofi Annanın da yarından itibaren olaya müdahil olmasıyla Kıbrıs konusundaki çözüm arayışları daha bir uluslararası boyut kazanacak. Göreceksiniz Annan kendi gücünün yetmediğini görürse ABDyi daha etkin biçimde devreye sokacak. Bu arada AB de Kuzey Kıbrıs olmasa da Rum kesimini üyeliğe alırız yaklaşımının inandırıcı olmadığını farketmişe benziyor. Bu da adada çözüm umudunu güçlendiriyor. Türkçe dışında dillerde yayın ve bu dillerin öğretimi konusu ise diğerlerine göre çözüme daha yakın. Ortakları Bahçeliyi bu konuda ikna edebilecekler gibi görünüyor. Ehlileştirilmiş ve kontrol altına alınmış Türkçe dışında yayınlara izin çıkacağa benziyor. Yine aynı şekilde bu dillerle eğitime değil ama öğretime izin çıkması büyük ihtimal. | |||||||||
OHAL sorunu ise sadece bir MGK toplantısı bekliyor. Askerlerin de onayı alındıktan sonra OHAL kaldırılacak. Askerlerin OHALde direnmesi beklenmemeli. Çünkü OHALsiz de bölgeyi kontrol altında tutabilecek bir güçleri olduğu gibi, AB konusunda hükümetin işini zorlaştırmaktan kaçındıkları açıkca ortaya çıktı. Pekiyi bu kararlar AByi ikna edecek mi? Daha bu konuda bir ipucu yok. Biz bir Ulusal Program verdik, onlar tartışmadan kabul ettiler, yapın görelim dediler. Ama eleştirileri haklarını saklı tuttular. Şimdi biz kendi programımızı tartışıyoruz. Esas eleştirilerini, biz programımızı tamamladık diye karşılarına çıktığımızda dile getirecekler. Galiba asıl kıyamet de o zaman kopacak. Ümit Sezgin / CNBC-e Ankara Haber Müdürü | |||||||||
Terim "gerçekten imparator" olmak istiyorsa Derviş senaryoları; "Nereye payidar nereye?" Bayar, biraz "ithal" kalmalı!!! Bahçeli "1 Nisan şakası" yapmadıysa Hükümet kendini derhal yenilemeli Yasayı "kahramanca" çiğnemek Ecevit idam tartışmasını bitirmeli Keçeciler, son soruyu önce sordu MHP kendi ikna olmalı İdam için uyum formülü Uyum yasalarını MHP değiştirmeli Bahçeli'yi "anlamak" zorundayız Bahçeli ve Sezer de ABD'ye gitmeli Kime, ne verilecek, nasıl geri alınacak? Bankacılık operasyonu: Kim kimi kurtarıyor? 2001 müsibetti, bin nasihatten evlaydı |
|||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||