Doğru her zaman doğru mudur?

Meclis’te seçim barajını düşürme girişimleri eskilerin deyimiyle akim kaldı, hatta daha başlayamadan bitti. Bu girişimin başarısızlığında en büyük etken ise hiç kuşkusuz Cumhurbaşkanı Sezer’in kararlı çıkışları.

NTV-MSNBC


18 Eylül— Sezer, seçimin ertelenmesine ve bu amaçla yapıldığını düşündüğü barajı düşürme girişimlerine çok net ve kararlı biçimde karşı çıkarak, pek çok heveslinin umudunu kırdı.


		Ergenekon’da 16 kişi daha gözaltında • Gölcük’te kaza: 6 asker şehit oldu • Erdoğan ile Başbuğ her hafta görüşecek • Baykal’dan kuvvetler ayrılığı uyarısı • Dink cinayetindeki suistimaller bu kitapta

“Dava konusu kural ile yönetimde istikrar için öngörülen yüzde onluk baraj, temsilde adalet ilkesi ile bağdaşmamaktadır. Yüzde onluk yüksek baraj partilere aldıkları oy oranında parlamentoda temsil hakkı vermediği için Anayasa’nın 67. Maddesi’nin 6. maddesindeki temsilde adalet ilkesine aykırıdır.”
Yukardaki sözler Cumhurbaşkanı Sezer’e ait. Bugün baraj indirme girişimlere karşı çıkan Sezer, 1995 yılında Anayasa Mahkemesi üyesiyken böyle düşünüyordu. Peki bu bir çelişki mi? Elbette hayır, çünkü o günün doğrularıyla bugünün doğruları çok farklı.
Pekii gerçekten Sezer barajın düşürülmesine karşı mı? Dün Anayasaya aykırı bulduğu barajları bugün aynı Anayasaya uygun mu buluyor? Bu sorunun cevabını vermeden önce olayı bir hatırlayalım.

ECEVİT BAŞVURMUŞ, SEZER DE KARAR VERMİŞTİ.
Hafızası sağlam olanlar 1995 yılının Ekim ayını hatırlarlar. DYP-SHP koalisyonu seçim kanununda yaptığı çok sayıda değişiklikle “ülke seçim çevresi milletvekilliği” adıyla yeni bir milletvekili “kategorisi yaratmıştı.
Kısaca özetlemek gerekirse partiler aldıkları oy oranına göre 450 milletvekilini bölüşecek, 100 milletvekili ise yine partilere tahsis edilecek, onlar da istedikleri isimleri atayacaklardı. Bu yüz kişi oy pusulalarında yer almayacak, yani seçmen doğrudan bu isimler için oy kullanamayacak, takdir genel başkanların olacaktı.
Bu yasayı Anayasa Mahkemesi’ne kim götürdü, hatırlıyor musunuz? Zonguldak milletvekili Bülent Ecevit, Ankara Milletvekili Mümtaz Soysal ve 91 milletvekili.
Ecevit,Soysal ve arkadaşları yasanın pek çok maddesine karşı çıkarlarken, bu sistemle ülke barajının da yüzde onun altına düştüğünü ileri sürüyorlardı.
Anayasa Mahkemesi 11 Kasım 1995’de kararını açıkladı. Yüce Mahkeme Ecevit ve Soysal’a hak verdi, “ülke seçim çevresi milletvekilliği” uygulamasını Anayasa’ya aykırı bularak iptal etti. Mahkeme ayrıca yüzde 10 barajını Anayasa’nın
Bu karara dört karşı oy çıktı. Başkan Yekta Güngör Özden, üyeler Güven Dinçer, Selçuk Tüzün ve Ahmet Necdet Sezer.
Yazının başında verdiğimiz satırların Sezer’in kararın altına düştüğü muhalefet şerhinden. Sezer detaylı şerhinde baraj tartışmalarına da değiniyor ve yüzde 10 barajının Anayasa’nın 67. Maddesindeki Temsilde Adalet ilkesine aykırı olduğunu savunuyordu.

1995’DEN BUGÜNE NE DEĞİŞTİ ?
Sezer yüzde 10 barajıyla ilgili görüşleri açısından aslında çok bir şey değişmedi. Bu nedenle Sezer’in barajla ilgili görüşlerinin değişmediği de açık.
“Dönem değişti” demek de doğru değil, bugün de iyi niyetle yapılacak bir değişiklik Sezer’in tepkisiyle karşılaşmayacaktır. Burda anahtar kelime “iyi niyet”.
Sezer de biliyor ki, bugünkü girişimlerin iyi niyetle uzaktan yakından “merhabası” bile yok.
Can derdine düşen, seçim kaygısına kapılan birileri, birden bire ne hikmetse temsilde adalet gibi demokratik ulvi değerleri hatırlayıverdiler.
Gözlerimiz yaşaracaktı neredeyse, fena halde hislendik.
Lakin kimse yemedi.

Eğer YTP’liler, ANAP’lılar ve SP’liler seçim süreci başlamadan önce bu işe soyunsaydılar, baraj kabusu yaşamadan barajın adaletsizliğini farketseydiler belki inanırdık.
Hatta ve hatta, bu işe “Hele baraj maraj diye Meclis’i toplayalım, gerisi kolay seçimi erteleriz” diye düşünmeden girişselerdi, kabullenebilirdik.
O zaman Cumhurbaşkanı Sezer de, “barajı indirecekler, ne diyorsunuz?” sorusuyla karşılaşınca öyle buruk buruk gülümsemez, “gidin işinize” der gibi bir ifadeyle cevap vermezdi.
“Baraj taktiği” tutmadı. Şimdi tek çareleri kaldı, “harbi, harbi” ortaya çıkıp “Kardeşim biz seçimi erteletmek istiyoruz” demeleri.
Cesaret edebilirler mi? Baraj fiyaskosu yaşamasalar belki ama şimdi iyice cesaretleri kırılmışa benziyor.
Yine de can havli son bir çıkış beklemek yanlış olmaz. Hani derler ya, çıkmamış candan umut kesilmez

ÜMİT SEZGİN / NTV-CNBC-e Ankara Haber Müdürü



		Yanlışı çok, doğrusu yok bir seçim Yeni hükümet kurulmalı, 3 Kasım'da seçim yapılmalı "Örtün" bu tartışmayı!... Derviş "Süper CHP'li" mi olacak? Erken seçim en son ihtimal Artık DSP'nin de muhalefeti var İyi tatiller sayın milletvekilleri!... Bahçeli, Ecevit'le acilen görüşmeli Peki, şimdi n'olacak? On soru, on cevap İdama yeni formül ve MHP'nin yalnızlaşması Ecevit'in hastalığından mı yoksa kendimizden mi korkuyoruz? Hazırlıklı olun, Ankara sert tartışacak! Terim "gerçekten imparator" olmak istiyorsa Derviş senaryoları; "Nereye payidar nereye?" Bayar, biraz "ithal" kalmalı!!! Bahçeli "1 Nisan şakası" yapmadıysa Hükümet kendini derhal yenilemeli Yasayı "kahramanca" çiğnemek Ecevit idam tartışmasını bitirmeli Keçeciler, son soruyu önce sordu MHP kendi ikna olmalı İdam için uyum formülü Uyum yasalarını MHP değiştirmeli Bahçeli'yi "anlamak" zorundayız Bahçeli ve Sezer de ABD'ye gitmeli Kime, ne verilecek, nasıl geri alınacak? Bankacılık operasyonu: Kim kimi kurtarıyor? 2001 müsibetti, bin nasihatten evlaydı

	NTVMSNBC KULLANICILARININ TOP 10'u

	Bu haberi diğer okuyucularımıza tavsiye eder misiniz? hayır 1 - 2 - 3 - 4 - 5 - 6 - 7 kesinlikle

NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
• Microsoft Internet Explorer
• Windows Media Player kullanın