| | | | Aslan ile Bıçakçıoğlu, kuliste sohbet ettikleri sırada Bıçakçıoğlu’nun telefonu çalar. Beyhan Aslan da benim gibi şaşırır biraz.
“Ne o ya Bıçakçıoğlu, biriniz Tarkan’a savaş açıyorsunuz, (MHP İstanbul Milletvekili Mehmet Gül’ün, Tarkan’ın erkek arkadaşları ile olan ilişkilerine yönelik saçma iddialar üzerine yaptığı açıklama ve çıkışı ima ediyor) diğeriniz onun müziğini cep telefonunuz için seçiyorsunuz. Hayırdır” diye sorar.
Bıçakçıoğlu’nun yanıtı tercihin tamamen ideolojik olduğunu gösteriyor:
“Yok be ağabey, bizim tercihimiz başka nedenlerden kaynaklanıyor. Partisel nedenlerden. Son Anayasa değişikliğinden sonra biz kurtlar kuzu kuzu olduk. Ben, bu mesajı vermek için bu melodiyi seçtim. Uygun değil mi?”
TÜP GEÇİT YAPMAK MI, LİDER DEĞİŞTİRMEK Mİ ZOR
Turizm Bakanı Mustafa Taşar bir grup gazetece ile sohbet ederken konu Türkiye’de siyasete ve dolayısıyla da parti içi demokrasiye geldi. Taşar, Genel Başkanı Mesut Yılmaz duymasın ama, şöyle bir fıkra ile durumu özetledi:
Türk’ün teki, önüne çıkan bir şişeye tekmeyi çakınca şişe kırılmış. İçinden bir cin çıkmış. Türk’e, “Beni şişeden çıkardın, dile ne dilersen?” demiş. Türk’ün ekonomik krizden canı çıkmış. Bir daha kriz yaşamasın diye ekonomik bir talepte bulunmaya karar vermiş:
‘İstanbul’a tüp geçit yapılacak. Bunu sen benim için yap, bütün geliri de benim olsun’ demiş. Cin düşünmüş taşınmış, ‘Allah aşkına, beni niye bu kadar zor bir şeyle uğraştırıyorsun. Kaç şerit olacak, kaç araç geçecek, denizin kaç metre altında olacak; pek çok soruya cevap vermem gerekecek. Onun yerine sana para vereyim, sen istediğin gibi kullan” demiş’. Türk’ün aklı fikri ekonomik krizde. Eğer yeni bir kriz yaşanırsa, o zaman aldığı paranın bir süre sonra pula döneceğini biliyor. Krizden kurtulmaya kararlı ya bizim Türk. Bu kez, ‘O zaman sen en iyisi, bu liderlerin hepsini değiştir, Türkiye rahata kavuşsun’ önerisinde bulunur.
Cin, düşünür taşınır yanıtını verir:
“Sen en iyisi tüp geçidin kaç şerit olacağını söyle. O daha kolay.”
DEVLETTE TEK MEMUR KALMAZ
Devlet Güvenlik Mahkemeleri ile ilgili yasa, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından veto edilince yeniden Meclise geldi ve Adalet Komisyonu’nda süratle geçti. Komisyondaki görüşmeler sırasında Adalet ve Kalkınma Partisi Yozgat Milletvekili Mehmet Çiçek, Osmanlı’da kadıların sonsuz harcama yetkisi bulunduğunu belirterek şunları anlattı:
“Kadılar bu haklarını hep adalet içinde kullanmışlar. Ama bir gün, kadının teki, devletin bu kararında samimi olup olmadığını ölçmek için her ay 6 altın alırken 90 altın talep etmiş. Ödeme yapılmış. Ama kadının neden bu kadar para aldığı da merak konusu olmuş. O ay bakmışlar kadı ev veya arsa gibi çok pahalı bir şey aldı mı, diye. Ama kadının harcamalarında hiçbir değişiklik olmadığı görülmüş. Bunun üzerine herkes şaşırmış. Ama ay geçtikten birkaç gün sonra kadı getirmiş 84 altını iade etmiş. Bunu neden yaptığı sorulduğunda da, ‘Ben devleti sınadım’ demiş. | |
Ergenekon’da 16 kişi daha gözaltında
Gerçekleri
gizlemeleri zor
