ANAP artık eyleme geçsin

Yazara e-mail atmak için fotoğrafın üzerine tıklayınız

ANAP, Türkiye’nin yeniden yapılandırması için “kendi” programını açıkladı. Bu program için, ANAP’ın 4-5 Ağustos’ta yapılan Büyük Kongresi’nden bu yana süren bir çalışma gerçekleştirildiğini biliyoruz.

Ankara


5 Kasım— Türkiye’nin ekonomik, siyasi ve idari anlamda yeniden yapılanması için yeni felsefesini ortayan koyan ANAP’ın bu çalışmasını, partinin yeni vitrini olarak görülen Erkan Mumcu’nun eseri demek de mümkün. Tabi eserin hazırlanmasındaki teknik çabanın önemli bölümü İstanbul Milletvekili Nesrin Nas’a ait; ama siyasi sahibi ve sorumlusu Mumcu. Görünen o ki, Mumcu, partisine damgasını vurmaya çalışıyor.

			Ne kadar başırılı olur bilinemez; ama partinin eski kuşağı buna pek de olur vermiyor gibi. ANAP’ın bakanları Rüştü Kazım Yücelen, Mustafa Taşar, Yaşar Okuyan başta olmak üzere eski ANAP’lılar, “Canım bunlar Erkan’ın çalışmaları” noktasında. Ancak, ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz bu çalışmaya sahip çıktığını ortaya koydu. Bundan da önemlisi, bu çalışma partinin büyük kongresinden sonraki en üst yönetim organı olan MKYK’nın onayını aldı. O zaman, her ne kadar bu çalışmaya Erkan Mumcu damgasını vurulduysa da rapor ANAP’ındır. MHP’NİN ALINGANLIĞI Konuya girmeden önce, bu raporla ilgili MHP’nin tepkisini değerlendirmek gerek. ANAP, büyük kongresi ardından böyle bir siyasi çalışma başlattı. Bu çalışmayı yaparken de koalisyonu bozmak, ‘Bunlar olmazsa koalisyondan çekiliriz’ gibi bir görüntü sergilemedi. ANAP, bir yandan zamanı geldiğinde, “Ben demiştim” demek için bu çalışmayı yaparken diğer yandan da, (hatta asıl amacı) raporu ortaklarına benimsetebilirse kendi başarısı olarak görüleceğini düşünüyor. Böylece sürekli aşağı doğru giden grafiğini yukarı doğru çekebileceğini varsayıyor. ANAP koalisyon ortağı, ama ayrı da bir parti. Yani koalisyon oldu diye, kendi önerilerini ortaya koymayacak mı? ANAP bu raporla, ülkedeki krizden sorumlu olmadığını bile söylemiyor. Aksine, sorunun ortak olduğunu vurguluyor. Bu çerçevede ANAP’ın bu çalışmasına MHP’nin gösteridiği alınganlığı anlamak mümkün değil. MHP Grup Başkanvekili İsmal Köse, bunu adaba da edebe de aykırı bulurken, diğer grup Başkanvekili Mehmet Şandır, “Bir yandan hükümet ortağı, diğer yandan muhalefet gibi davranılamaz” dedi. Aslında, ANAP’ın raporundaki pek çok öneri MHP ile uyumlu. MHP’nin bunu sorun yapacağına, ülkenin yeniden yapılanması konusuna bu yönüyle yaklaşsa daha iyi olmaz mı? ANAP HEDEFİNE ULAŞTI MHP’nin eleştirilerine rağmen ANAP, bu raporla istediği sonucu şimdiden elde etmiş durumda bile. Rapor daha yayınlanmadan kamuoyunda yoğun ilgi gördü, medyada geniş yer aldı. Raporun yayınlanmasından sonra meydana gelen yankı daha da büyük oldu. Barajı aşamadığı belirtilen bir parti için, böylesine bir çalışmanın bu kadar geniş yankı uyandırması oldukça iyi bir sonuç bence. Ama hemen şunu da vurgulayalım. ANAP bunu hep yapar; ama iş eyleme geçmeye geldiğinde geri çekilir. Bakalım bu kez de öyle olacak mı? ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz, bugüne kadar pek çok program açıkladı; insan hakları, demokrasi, serbest piyasa, liberalizm konularında pek çok çıkış yaptı. Ancak iş eyleme geldiğinde, en azından çoğu zaman, ne Yılmaz’ın kendisinden ne de ANAP’tan bir ses dahi çıkmadı. Şimdi ANAP’ın önünde, bu tutumunu değiştirdiğini gösterecek önemli bir fırsat var. Bir koalisyon sorunu yaratmadan, açıklanan programın kendi gücüyle gerçekleştirebileceği bölümlerini icraata dökmeli. Neler mi yapılabilir? EN AZ İKİ BAKAN AYRILSIN Devletin küçültülmesi konusunda hemen harekete geçebilir. Örneğin koalisyon ortaklarını incitmeden en azından iki, hatta üç devlet bakanlığını boşaltabilir. ANAP’lı bakanlara bağlı olan, Gümrük Müsteşarlığı ile Tekel Genel Müdürlüğü’nü Maliye Bakanlığı’na; MTA’yı Enerji Bakanlığı’na bağlayabilir. Bağlanan bakanlıklar da ANAP’ın. Bu arada Özelleştirme İdaresi ile Demir Çelik Genel Müdürlüğü (ki buna Tekel Genel Müdürlüğü de eklenebilir) ekonomiden sorumlu Devlet Bakanlığı’na devredilebilir. Boşaltılan bakanlıklara bağlı diğer birimler ise Mesut Yılmaz ile diğer devlet bakanları/bakanıyla ilişkilendirilebilir. Böylece ANAP, herşeye hazır olduğunu gösterir. Başka şeyler de yapabilir. Parti harcamalarının şeffaflaştırılması için diğer partileri beklemeye gerek yok. ANAP, her üç ayda bir parti harcamalarını kamuyonun bilgisine sunabilir. Ön seçim gibi konular ise daha yasalara bile gerek kalmadan bir parti tarafından rahatlıkla gerçekleştirilebilir. ANAP’ın raporu bir siyasal parti çalışması olarak olumlu görülmesi gereken bir rapor. Bu doğru, ama şimdi beklenen eylemdir. İşte o zaman raporun samimiyeti ortaya çıkacak.



		"Vurun Derviş'e" haftası Referandumluk maddeye rötar Top Meclis'te Medeni kanun ve piyasalara uyarı Sezer haksız mı? Diyanet İşleri Başkanı'na destek Kolay milletvekili oluyorlar Dünya yeniden şekillenirken İslam dünyası Böyle olmamalıydı Hükümet ABD'ye "hayır" diyemezdi Seçim 2005'te Ergenekon’da 16 kişi daha gözaltında • Gölcük’te kaza: 6 asker şehit oldu • Erdoğan ile Başbuğ her hafta görüşecek • Baykal’dan kuvvetler ayrılığı uyarısı • Dink cinayetindeki suistimaller bu kitapta

	NTVMSNBC KULLANICILARININ TOP 10'u

	Bu haberi diğer okuyucularımıza tavsiye eder misiniz? hayır 1 - 2 - 3 - 4 - 5 - 6 - 7 kesinlikle

NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
• Microsoft Internet Explorer
• Windows Media Player kullanın