|
İslami kesimdeki genel değerlendirme, Usema Bin Ladinin ABD tarafından yaratılmış bir güç olduğu, ABDnin ve Batının bugüne kadar İsralie destek vererek İslam dünyasının tepkisini çektiği noktasında toplanıyordu. Bu değerlendirmelerin yanlış olduğunu söylemek mümkün değil. Batının Müslüman ülkelerle ilgili hatalarını bir kenara koyarak, bu yazıyı yazıyorum. Yani o alanla ilgili tüm rezervlerimi koruyorum. Ancak, benim dikkatimi çeken, İslam dünyasının, kendi iç değerlendirmesine hiç girmemesi. İSLAM VE ŞİDDET Son yıllarda, ister kabul edilsin ister edilmesin; ama doğrusu, İslam şiddetle birlikte anılmaya başladı. Hem de çok acımasız bir şiddet, vahşet denecek bir şiddet sözkonusu. Cezayirden Türkiyeye, Afganistandan Filistine, İrandan Mısıra kadar bu böyle. İslam dünyası bu konuyu bir türlü, gerçekçi değerlendirme kapsamına almıyor. İslam dünyasının en modern ülkesi olarak kabul edilen Türkiyede bile, İslamı referans alanlar, gerekçelerini İslama hizmet dayandırarak şiddet uygulanlarla ilgili değerlendirme yapmaktan kaçındılar. Herkesin gözünün önünde, Cehennem ateşi ile yanıyorlar diye bağıran bir grubun, içerde insan olduğu bile bile Madımak Otelini yakma eylemini, Otel yangını boyutunda değerlendirmeden öteye gitmeyen; Hizbullahın o insanlık dışı terörü gözler önüne serildiğinde, aynen Ladin olayında, ABDnin eseri dendiği gibi, Devletin kurduğu bir örgüt değerlendirmesinin ötesine gidilmediği gibi.. Bu örnekleri çoğaltmak mümkün. Oysa, kim ne dersin desin, Ladine bağlı insanlar da (İlla Amerikadaki eylemi yaptı anlamında söylemiyorum; ama yaptıkları eylemler ortada de ortada), Cezayirdeki İslamcı militan da, Türkiyedeki Hizbullahçı genç de, eylemlerini yaparken, insanın canına kıyarken, bunu Allah için, İslam için yaptığına gönülden inanıyor. Eğer, gidip ona, Seni ABD yönlendiriyor, seni Türk Devleti kullanıyor desen, bunu hakaret kabul eder, sana şiddetle karşılık verir. Çünkü, amacınını saflığına inanmaktadır. O zaman hangi İslam, hangi dini eğitim, hangi ortam bu insanları bu noktaya getiriyor değerlendirmesi yapılmak durumunda. Merakla izliyorum; ama doyurucu bir değerlendirme bulamıyorum. MÜSLÜMAN ÜLKELERİN SEFALETİ Dünyadaki Müslüman ülkelerin büyük bölümünü gezdim. Hürriyet muhabiri Uğur Ergan, Devlet Bakanı Şükrü Sina Gürel ile birlikte günü birlik gidip döndüğü Pakistanla ilgili izlenimlerini Emin Çölaşana anlatırken, Türkler yatıp kalkıp Atatürke dua etmeli demiş. Ben Pakistanda daha uzun süre kaldım, Uğur kardeşim bir de Bangladeşi görseydi ne derdi acaba? Pakistan, aslında Şeriat kurallarını en katı biçimde uygulayan Müslüman ülke. Çünkü devlet geleneği çok ağır. Örneğin en azından Körfezdeki Müslüman ülkeler gibi değil. Temizlik imandandır diyen bir dine inananların, uzun eteklerini yayarak, sokağın ortasına çömelik ihtiyaç gidermelerini anlayabilecek bir tek aklı başında Müslüman çıkabilir mi? Ama bu sadece bir kişinin değil, bir toplumun davranış biçimi olmuşsa, bu anlayışla mücadele benden önce, dini referans alanların ilgi alanına girmesi gerekmez mi? Çok zorlu bir coğrafyada olsalar da İslama inanan ülkelerin, bugün Batı ile rekabet edememesini doğru düzgün tartışanları yok. Batı ile her alanda, (Spordan sanayiye, kültürden sanata kadar pek çok alanda) en üst düzeyde rekabet edebilen tek ülke olan Türkiyenin din önderleri ve aydınları da bu değerlendirmeleri doyurucu düzeyde yapmıyor. İslamcı aydınlar, Batıyı daha çok açık saçık kadınlar, ahlaksızlar, içki tüketen günahkar toplumlar olarak görüyor. Hatta, bu ülkelerin önümüzdeki 20-30 yılda ekonomik olarak çökeceğini bile ileri sürerek, oralaradaki gelişmelere sırt dönüyor. Oysa, Batının bilim, sanat, kültür, insan hakları, demokrasi, tıp, teknoloji alanları başta olmak üzere her alandaki ilerlemesini görmek istemiyorlar. AZLA YETİNMEK Batıyla bu alanlarda rekabet etmek yerine, Batıya kötülüyerek bu değerlerden uzaklaşmak; hatta oradaki gelişmeyi kıskançlıkla izleyip, onun yerle bir etme isteği Müslamanlık adına hareket eden bazılarında egemen. Bilime, sanata, kültüre, teknolojiye, sanayie ağırlık vermektense, kendini daha çok öbür dünyaya hazırlama amacında olanlar, azla yetinmeye razı olmakta. Bu da gelişmenin, ilerlemenin ve üretmenin önünü tıkamakta. Daha lüks ve modern yaşamak günah gibi görülmekte. Böylesi anlayışlarla İslam adına devrim yaptığını ileri sürenleri, içe kapanmaya götürmekte, Afganistan ve İran örneklerinde ortaya çıktığı gibi. Hadi İranı Talibanla bir tutmasak bile, İrandan da Batı ile rekabet edebilecek herhangi bir gelişmesi oldu mu? Bazıları İslam dünyasının, insana dayalı savaşma gücüyle Batının üstesinde geleceğini düşünebilmekte. MEDENİYETLER ÇATIŞMASI FELAKETTİR Büyük yanılgı. Batı ile Müslüman dünyanın böylesine bir çekişmesini düşünmek bile deliliktir. İnsanlığın geldiği bu aşama ve çağda, bundan daha korkunç birşey olamaz. Eğer bir rekabet yapılacaksa, bilimde, teknolojide, sanayide, insan haklarında, demokraside... olması gerek. Aslında bu konularla ilgili uzun değerlendirme yapmak benim uzmanlık alanıma girmiyor; ama Müslüman bir ülkede yaşayan biri olarak, benim dünyamın geride kalmış olduğunu görmek çok üzücü. İslam ülkelerinde demokrasinin, insan haklarının bir türül gelişme gösterememesini; insan haklarının sadece ve sadece kadınların daha çok kapanması olarak görmeyi bir türlü kabul edemiyorum. İslam dünyasının bu çarkın dışına çıkması gerektiği açık, buna önderlik edecekler ise, bu dünyayı ABDnin egemenliğinden kurtarmak istediklerini söyleyenlere düşer. Ama, bugün yaşananları sadece ABDnin politukasına bağlayanların, 250 yıllık bir devletin bütün İslam ülkelerine hükmetmesinin gerçekçi tesbitlerini de yapması gerek. Dünyanın bir numaralı gücü Osmanlının parçalanmasından tutuna da, bugün büyük bir ekonomik gücü olduğu halde üretkenliğini öne çıkaramayan Müslaman ülkelerin nerede hatalı davrandığı özeleştirisi yapılmıyor. En büyük savunma da, Onlar İslamı uygulamıyor ki noktasında. Ne Suudi Arabistan, ne İran, ne Taliban, ne Pakistan, ne Mısır hiçbiri; ama hiçbiri, gerçek İslamı uygulamıyormuş... Peki kabul edelim. O zaman da sormalı, doğrusu nerede? | ||||
Böyle olmamalıydı Yine de büyük başarı Farzedin ki kimse yok İyi ki Meclis açıldı Deklarasyonun öbür yüzü Meclis bunu da yapar DYP'nin önünden geçerken dikkat! Uzlaşma Geçirin bu paketi MHP'den farklılık gösterisi |
|||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||