|
YİNE YAYINLANABİLİR ANAP dışındaki partilerden imza koyacak milletvekilleri, bombanın erken patlaması nedeniyle, etki alanını dışına çıkmayı yeğlediler. Ama, ANAPlı olası imzacıların, tutumlarında bir değişiklik olmadıklarını söylemek gerek. ANAPta, en az 15 milletkvekilinin deklarasyon yayınlama konusunda kararlı olduğu görünüyor. Ancak, şimdilik, Anayasa değişikliğinin Meclisten geçmesi bekleniyor. Anayasa değişikliğini destekleyen bu grup, değişikliğe sekte vurmamak için deklarasyon yayınlamayı ertelediklerini söylediler. ANAPın eski genel başkanı ve eski başbakan Yıldırım Akbulut, eski bakanlar Veysel Atasoy, Yücel Seçkiner, İlhan Aküzüm gibi isimlerin başı çektiği anlaşılan bu grup, İş sadece deklerasyon yayınlamaya kalırsa, ANAPtan en azından 30 milletvekili imza koyar görüşünde. İSTİFALAR BİLE SÖZKONUSU Bu 15 milletvekilinin oluşturduğu gruba bakılırsa, hiç kimse imza vermese bile kendileri, partilerinden toplu istifa etmeyi bile göze alarak bu işi yarıda bırakmayacaklar. Yıldırım Akbulutun bu konuda en istekli isimlerden biri olduğu anlaşılıyor. Akbulut, istifayı düşündüğünü hiç de gizlemiyor. Arkadaşlarının da böyle bir tutum alması halinde buna çok olumlu bakacağını da ifade ediyor. deklarasyon hazırlayan Işın Çelebinin 81 imza toplanacağı yolundaki sözleri havada kalmış görünüyor. Bu sayıya ulaşmaları pek mümkün görünmüyor; ama deklerasyon konusunu biraz irdelediğimizde, asıl sorunun ANAP içindeki rahatsızlıktan kaynaklandığı anlaşılıyor. DYP, DSP ve MHPli milletvekilleri arasında, şu aşamada sonra, böylesi bir deklerasyona imza koyacak milletvekili sayısının çok sınırlı ölçünün dışına çıkması beklenmemeli. Bu nedenle de konu, daha çok, ANAP içinde sınırlı kalacak gibi görünüyor. ANAPın muhalif isimleri, Türkiyede hiçbir şeyin iyi gitmediğin, ANAPın da iyi yönetilmediğini, Mesut Yılmazın kendilerini dinlemediğini belirterek, böyle bir tablo karşısında partide kalmalarının çok anlamlı olmadığını savunuyor. Bu isimler, Sokağa çıkamaz hale geldik. O zaman bu sorumluluğu niye ortak olalım. Bizim bir hatamız olmadı ki diyor. Tabi, ANAP yönetimi de önümüzdeki günlerde harekete geçecektir. Her ne kadar yönetime yakın isimlerden biri olan İstanbul milletvekili Emre Kocaoğlu, deklarasyon tiye alan bir komik deklerasyon yayınladıysa da ANAP yönetiminin konuya aynı üslup ve rahatlıkla bakmadığı anlaşılıyor. ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmazın ilk grup toplantısında ve bu milletvekilleri ile tek tek görüşmede sorunlara açıklık getireceği belirtiliyor. Yılmazın bu girişimi, muhalifleri ne kadar teskin eder bilemiyoruz; ama ANAPyönetiminde bir başka senaryo dile getiriliyor. Bu senaryoya göre, deklarasyonn arkasındaki asıl isim 9uncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel. Onlara göre, Demirel bütün bu hesapları ekim ayı başı için yapmıştı; ama anayasa değişikliği nedeniyle Meclisin erken toplanması oyunu bozdu. Bu senaryolar ne kadar gerçeklik kazanır, gönümüzdeki günlerde göreceğiz. Hangi senaryo ortaya konursa konsun, işler o kadar da kolay görünmüyor. Ancak, Türkiyede çok şeyin değişeceği ortada. Önceki yazılarımda da sık sık vurguladığım bir konu var. Geçen yasa döneminde çıkan yasalar, iki büyük ekonomik kriz, iki büyük deprem faicası ve halen Mecliste görüşülmekte olan Anayasa paketi, Türkiyede dipten gelen büyük dalgaların habercisi ve yaratıcıları. Türkiyede herşey yeniden yapılanıyor. Siyasetin bunun dışında kalması mümkün değil. En büyük sonuç da bu alanda görülecek. Aslında, iktidardaki mevcut siyasi kadro da bunun farkında. Ama, onlar da önleyemedikleri bir sürecin içinde yeraldıklarını ve bu süreci hızlandırdıklarını biliyorlar. Gelecekteki süreçte kendilerinin olmayacağını da çok iyi bildiklerini düşünüyorum. Onlar farkında olsun veya olmasın, Türkiye büyük acılar çekiyor; ama büyük gelişmelere de gebe. Bu gelişmelerin iyi yönde olması, Türkiyeyi demokratik, ekonomisi güçlü, çağdaş ülkeler arasına sokmasını dilemek ve bu amaçla çalışmak en iyisi. Böylesi süreçlerin, aksine gelişmelere neden olabileceği de tarihten örneklerle somut. Türkiyeyi geriye değil, ileriye yürütmecek sürece destek herkesin de görevi olmak durumunda. HERŞEY DAHA BERRAKLAŞACAK Bu çerçevede deklerasyoncuların gelişmeye, ilerlemeye destek veren bir niyetleri sözkonusu. Ancak bu isimlerin birlikteliklerini sürdürmeleri o kadar kolay olmadığı gibi, bir partirden ayrılarak yeni bir parti çatısı altında toplanmanını, eski ANAPlılara pek de şanslı gelmediği, eski örneklerle sabit. Bu çerçevede yine de parti içinde kalıp, gerçek bir muhalefet hareketi oluşturmaları daha yararlı sonuç verebilir. Muhalifler bunu da düşünmüyor değil. Parti içinde kalmaları durumunda, diğer iki iktidar partisinin muhalifleri ile gösterecekleri dayanışmanın, hükümete önemli hareketlilik getireceği belirtiliyor. DSPde yaşanan tek tük istifalarla, ANAPtan toplu kopmalar, Meclis aritmetiğini de değiştirebilir. Böyle bir senaryonunu yürürlüğe girmesi halinde, hükümetin birinci ortağının DSP değil de MHP olması olasılığı hemen ilk akla gelen seçenek oluyor. İkinci seçenek ise, en erken gelecek yıl sonbaharda, olmazsa 2003 ilkbaharında beklenen seçimin, önümüzdeki ilkbahara çekilmesi olacaktır. Bekleyeceğiz, ama çok değil, bence 2-3 ay yeterli. Bu kısa zaman sürecinde bile, pek çok şey daha berrak olacak. | ||||
Meclis bunu da yapar DYP'nin önünden geçerken dikkat! Uzlaşma Geçirin bu paketi MHP'den farklılık gösterisi Bugün, dünün hatasıdır Şağar'ın beyin egzersizi Koray Aydın istifa eder mi? Genelkurmay'dan Yılmaz'a destek ANAP Kongresi sonrası |
|||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||