Home page
Haber Menüsü


Yazara e-mail atmak için resmin üzerine tıklayınız
 
İyi ki Meclis açıldı
 
Meclis’in yeni yasama dönemine başlaması ile birlikte, siyaset şekerlemeleri de renklenmeye ve çoğalmaya başladı.
 
 
29 Eylül —  Hele, Anayasa değişikliği oylamaları nedeniyle milletvekilleri, kulislerde oturacak uzun süre bulunca, bizim işimiz daha da rahatlıyor.

   
 
NTVMSNBC Reklam  
 

 
ÖZKAN DA ZONA OLDU
       ANAP İstanbul Milletvekili Nesrin Nas, Emre Alkin’le oturmuş sohbet ediyor. Emre Alkin, Prof. Erdoğan Alkin’in oğlu, Başbakan Yardımcısı Hüsamettin Özkan’ın da taze damadı.
       DSP Aydın Milletvekili Ertuğrul Kumcuoğlu, Nas’ı görünce o yöne doğru yöneldi.
       Kumcuoğlu, zona hastalığı nedeniyle uzun süre ortalıkta görünmemişti. Nas, bunu anımsayarak kendisine geçmiş olsun dedi.
       Maliyeci olan Kumcuoğlu, bir stres hastalığı olan zonaya yakalanmamanın mümkün olmadığını söyledi.
       “Vallahi, ekonomiyi düşüne düşüne bu hastalığa yakalandım” diyen Kumcuoğlu, sözlerini sürdürdü:
       “Doğrusu ben zona oldum; sayın Başbakan nasıl rahat edebiliyor? Başbakan yardımcıları, bakanlarımız nasıl rahat ediyor? Hele bizim, Hüsamettin Özkan’ın rahatlığını görünce gıpte ediyorum.”
       Kumcuoğlu, sözlerini sürdürürken, Nesrin Nas, kendisine kaş göz mimikleriyle bir şeyler anlatmaya çalıştı; ama nafile.
       Emre Alkin devreye girme gereği duydu:
       “Efendim, o kadar da değil. Yanılıyorsunuz. Babam da çok üzülüyor. Onun da ayaklarında zona çıktı; ama belli bile etmedi.”
       Bu sözlere Kumcuoğlu şaşırıp kaldı, bu genç kimdi diye...
       Nesrin Nas, tanıştırma gereği duydu, “Emre Hüsamettin Özkan’ın damadı.”
       Böylece biz de Özkan’ın zona hastalığına yakalandığını böyle öğrendik.
       
SÜMER’İN SİLAH MERAKI
       Eski bir hikaye; ama hem komik, hem de düşündürücü olduğu için bunu yazmam gerek diye düşündüm.
       DYP Diyarbakır Milletvekili Salih Sümer’le ilgili.
       Sümer’in silah merakı çok büyük. Gittiği her ülkeden, katıldığı her resmi geziden mutlaka birkaç silahla dönen biri. Bunlardan birine ben de tanık oldum.
       Dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in Romanya gezisini izleyen gazetecilerden biriydim.
       Dönüşte, uçağımız gecikmeli kalktı. Çünkü, resmi heyeti taşıyan bu uçağa, valizinin içinde satın aldığı silahlarla binmek isteyen Sümer, yakayı polise kaptırmıştı.
       Anlatacağım olay da bunlardan biri. Şimdi milletvekili olan dönemin önemli bir bürokratı, Anayasa oylamalarından soluk alırken anlattı.
       Tansu Çiller-Murat Karayalçın hükümetinde Devlet Bakanı olan Sümer, bu görevdeyken DYP’ye yakınlaşmaya başlamıştı. Bu durumu en iyi bilen Çiller, Başbakan olarak ABD’ye yaptığı gezi heyetine Sümer’i de dahil etti.
       Sümer, ABD’de otele iner inmez, ilk soluklanmada Türk konsolosu çağırarak, “Konsolos Bey, ben üç beş silah alacağım. Beni götür çarşıya, gezdir. En iyi silahlardan alıp Türkiye’ye götüreceğim” dedi.
       Konsolos, bir yıl önce de bir milletvekilinin, Türkiye’ye silah götürmek istediğini; ancak havaalanında yakalanınca diplomatik sorun olduğunu anlatarak, aynı şeyi tekrar yaşamak istemediklerini belirtti. Cesaretle bakanın önerisini reddetti.
       Bunun üzerine Sümer bir kiralık Limuzin çağırttı.
       İnanılır gibi değil; ama Limuzin’in şoförü Diyarbakırlı çıktı.
       Sümer, niyetini anlatınca, “Ağabey ben seni en iyi yerlerine götürürüm” dedi. Sümer hemşehrisi ile otelden ayrıldı.
       Otele geri döndüğünde 10’dan fazla silah almıştı.
       15-20 tane de bule jean pantolon.
       Pantolonların yarısını valize dizdi. Üstüne silahları bir güzel yerleştirdi. Sonra diğer pantolonları üstüne... Valizi kapattı.
       Sonra Çiller’le birlikte başka bir eyalete geçiyorlardı.
       Sümer, aynı konsolosu bir kez daha yanına çağırdı:
       “Konsolos Bey, çocuklara blue jean pantolonlar aldım. Valiz onlarla dolu. Yanımda taşımak istemiyorum. Yarın havaalanına dönüp buradan ayrılacağız, bu valizi uçağın içine getirip bana teslim eder misin?”
       Konsolos bunu da reddedecekti, ama bir sıkıntı doğmasın diye sonunda razı oldu.
       Ertesi gün Sümer ile konsolos uçağın içinde buluştular. Konsolos valizi de getirmişti. Nihayet bakandan kurtuluyor diye düşünürken, Sümer bir kez daha yanına çağırdı:
       “Konsolos Bey sana çok teşekkür ederim. Bütün silahlarımı, emniyetli bir şekilde uçağımızın içine kadar getirdin. Burası artık Türk toprağı, hiçbir sorun kalmadı. Şimdi gidebilirsin.”
       Artık siz düşünün, konsolosun halini.
       Sümer’in aynı gezideki bir hikayesi daha var, onu da gelecek haftaki Şekerlemeler’de anlatacağım.
       
ÇELEBİ’YE ŞORT CEZASI
       İktidar partilerinin milletvekillerinin imzalayacağı, hükümeti eleştiren bir deklarasyon yayınlanacağı haberleri siyaset kulislerine bomba gibi düştü; ama pek üstlenen olmadı.
       Bir tek ANAP İzmir Milletvekili Işın Çelebi, deklarasyon hazırlandığını açıkladı. Deklarasyonu yazan isim de Çelebi idi. Yani, neredeyse faili meçhul hale gelen deklarasyonu sahiplendi. Tabi, Çelebi, hem medyanın, hem de diğer milletvekillerinin ilgi odağı oldu.
       Çelebi’nin deklarasyona sahip çıkması ve imzacı milletvekillerinin önemli bölümünün de ANAP’lı olacağı ileri sürülmesi, bu partinin kulislerini harekete geçirdi.
       ANAP Grup Disiplin Kurulu da geçen hafta oluşmuş, İstanbul Milletvekili Cavit Kavak da kurulda görev almıştı. Her olayda şakacı yaklaşımları ile öne çıkan Kavak, bizim de bulunduğumuz bir grupta sohbet ederken, yine şakayı patlattı:
       “Çağırdım Işın’ı Disiplin Kurulu’na, ifadesini aldım. Bakalım ne ceza vereceğiz” dedi.
       Ertesi günü, gazetelerde koca koca haberler çıktı, Çelebi’nin disipline sevk edildiği, Kavak’ın ifade aldığı, şeklinde. Doğrusu en çok ben hayret ettim.
       Arkadaşlarımız hem Kavak’ı hiç tanımamışlar, hem de haberi hiç teyit etme gereği duymamışlardı.
       Tabi ANAP kulisleri bu haberle çalkalanmaya başladı, ertesi gün.
       Ama böyle bir olay da yoktu. Kavak’ın yakın arkadaşlarından, Istanbul Milletvekili Sühan Özkan da bu haberleri fırsat bilerek, senaryoyu sürdürme fırsatı edindi. Yani argo ifadesiyle, geyik muhabbetine o da katıldı.
       İşte, Özkan’ın ağzından, Çelebi’nin disiplin soruşturması ve sonuçları:
       Mübaşirin, ‘Ramazanoğlu I. Çelebi’ diye ANAP grubunun bunduğu koridorda bağırması ile sorgu başladı.
       Mübaşirin, neden Işın Çelebi yerine I. Çelebi dediği anlaşılamadı.
       Çelebi, 6 koca klasörle soruşturma odasına geldi.
       İfadesi uzun sürdü. Sonuçta suçlu bulundu ve cezası kendisine tebliği edildi.
       Kesilen ceza, Çelebi’nin kısa pantolon ve kısa kollu tişört giyerek, üç gün süreyle, seçim bölgesi İzmir’deki tüm pazar yerlerini, dolaşmasıydı.
       Bu cezanın amacı da deklarasyonun halka anlatılmasıydı. Çelebi, bu cezayı seve seve kabul etti.
       Üç günün sonunda ise Karaman’a dönülecek ve orada destan töreni düzenlenecek. Çelebi, burada da deklarasyonun destansı halini anlatacak.
       
 
       
    MSNBC News Deklarasyonun öbür yüzü
MSNBC News Meclis bunu da yapar
MSNBC News DYP'nin önünden geçerken dikkat!
MSNBC News Uzlaşma
MSNBC News Geçirin bu paketi
MSNBC News MHP'den farklılık gösterisi
MSNBC News Bugün, dünün hatasıdır
MSNBC News Şağar'ın beyin egzersizi
 
     
 
  NTVMSNBC KULLANICILARININ TOP 10'u  
 

Bu haberi diğer okuyucularımıza tavsiye eder misiniz?
hayır   1  -   2  -   3  -   4  -   5  -  6  -  7  kesinlikle

 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler |
Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları