|
Ergenekonda 16 kişi daha gözaltında | |||
Konuyu DSPli önemli bir isimle konuştuk. Muhalefetin seçim konusunda bastırdığını anımsattığımızda, şok eden bir yanıt aldım. Ne seçimi arkadaş, seçimler 2005 yılında yapılacak dedi. Seçimler, erkene alınmasa bile, en geç 2004 yılının Nisan ayında yapılması anayasa zorunluluğu olduğuna göre, 2005 nereden çıktı. Bunun düşünerek, Ee.. o kadar da uzamaz diye çıkıştım. DSPli siyasi, gayet sakin açıklamasını sürdürdü: Seçimi isteyenlerden biri de DYP Genel Başkanı Sayın Tansu Çiller. Ama öbür yandan da Savaş Hükümeti kurulmasını isteyen de Sayın Çiller. Gerçekten de etrafımızda bir savaş tehlikesi var. Savaş yayılabilir, bunu dünyanın tüm uzmanları söylüyor. Eğer savaş yayılırsa Anayasa gereği seçimleri bir yıl geriye atabiliriz. Bunun için, seçimler 2005te olacak, diyorum. Bunun üzerine, Siz bunu deyin ama muhalefet seçimde isteğinde ısrarlı diyecek oldum. Daha sözümü bitirmeden, Canım onlar isteyebilir; ama biz istemiyoruz. İşte sorun burada yanıtını aldım. Seçim isteyenlere duyurulur... SEZERİN ÖNÜNDE EĞİLEN KAMEREMAN Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Cumhuriyet Bayramı nedeniyle kutlamaları Mecliste kabul etti. Meclis tören salonunda gerçekleşen kabulden sonra Cumhurbaşkanı Sezer, kabul boyunca yerlerinden kıpırdamadan çekim yapan kameramanlara yöneldi. Onların elini sıkmaya başladı. Cumhurbaşkanı ile ilk tokalaşan isimlerden biri TGRT kameremanı Mahmut Özgün oldu. Mahmut, tokalaştıktan sonra yeniden çekime başladı. Bir süre sonra yine Sezerin karşısında buldu kendini. Kendisi Sezerle tokalaştığı için hemen arkasındaki arkadaşlarına bu olanağı vermeki çin Sezerin önünde eğildi. Sezer, bir kameremanın huzurunda eğilmekte olduğunu düşünerek hemen harekete geçti. Mahmutu omuzundan tutup kaldırdı. Eğilme, gel tokalaşalım dedi. Mahmut, şoka girdi. Huzurunuzda eğilmedim. Ben tokalaşmıştım, arkadaki arkadaşlara fırsat vermek istedim diye itiraz edecek durum da yoktu. Sezerle bir kez daha tokalaşıp yerini değiştirdi. Ama arkadaşlarına da, Sezerin huzurunda eğilen adam diye şaka yapma olanağı sağlamış oldu. OĞUL YÜCELENİN EVLENME TELAŞI İçişleri Bakanı Rüştü Kazım Yücelenin birbirinden sempatik ve başarılı üç oğlu var. Üçü de artık yetişkin. En büyükleri Ali ABDde mastır yapıp döndükten sonra İş Bankasının sınavlarına girip müfettiş olma hakkı kazandı. İstanbula göçtü ve işe başladı. Müfettişlik için sınavlar o kadar ağırdı ki, günlerin ne çabuk geçtiğini bile fark etmedi. Bu arada Almanyada doktorluk yapan nişanlısı Meralin Türkiyeye dönüş işlemleri de tamamlanmıştı. Buna rağmen, sınav stresi ile evlilik gibi bir düşünce aklından geçmiyordu bile. Geçen ay, bir hafta sonu Ankaraya geldi. Evde sohbet birden evlilik konusuna gelince, ortancı evlat Mustafa yakında evlenmek istediğini söyledi. Ali birden zamanın geçmekte olduğunu anladı. Hemen itiraz etti ve o an hayatının belki de en önemli kararını verdi. Hayır, bu ailenin en büyük oğlu benim. Ben evlenmeden kimseye izin yok. Seni de engelleyecek değilim. O nedenle, önce ben evleneceğim, sonra sen dedi. Rüştü Kazım Yücelen ile Müzeyyen Yücelen çifti müthiş bir mutlulukla, biraz da gözleri yaşararak oğullarının bu sohbetini izlemekle yetindiler. Verilecek her karar kabulleriydi. Sonunda oğlanlar anlaştı. Ali hemen evlilik hazırlıklarına başladı. Benim yakından tanıdığım, pek çok şeyi paylaştığım, sevdiğim bir genç arkadaşım. 20 gün önce beni aradı. Hani başkasından duyup kızmayasın diye söylüyorum dedikten sonra, sürpriz kararı açıkladığında ben bile hayret ettim. Sonra ortaya bu hikaye çıktı. Ali elini o kadar çabuk tuttu ki, evlilik davetiyeleri bastırıldı, dağıtıldı bile. Yakın zamanda Ali ile Merali güzel bir düğünle dünyaevine sokup, Mustafa için bekleyeceğiz. Şimdiden mutluluklar. TANIMADIN MI? Siyasetçilerin en büyük sıkıntısı, karşılarına birinin geçip, Beni tanımadın mı? demesi. Tanımadım demesi karşısındaki seçmeni kırmış olacak, tanıdığını söylese bu kez ardından gelecek, Peki kimim? gibi saçma sapan sorunun geleceğini biliyor. Gerçekten de böyle olaylar oluyor. Benim tanık olduğum bir tanesini aktarıp, sonra yeni hikayeyi yazacağım. ANAP Sararya Milletvekili Ersin taranoğlu ile Meclis Kütüphanesinin önünde sohbet ediyorduk. Biri yanımıza geldi, Taranoğlu ile tokalaştıktan sonra, Ersin ağabey beni tanıdın mı? dedi. Taranoğlu, nezaketen Evet dedi, demez olaydı. Bu kez o saçma sorular art arda geldi. Tabii Taranoğlu mahçup bir şekilde, Nerede tanışmıştık? dedi. İnanmayacaksınız, ama yanıt aynen şöyleydi: Flanca otelin asansöründe beraberce çıkmıştık ya. Böylesi bir olayı Meclis Başkanvekili Ali Ilıksoy anlattı. Geçen hafta içinde Ilıksoyun ziyaretine Gaziantepli bir hemşehrisi geldi. Yanında biri daha vardı. Ziyaretin nedeni de üçüncü kişi. Ilıksoyun hemşehrisi önce yanında getirdiğini tanıttı. Ilıksoya, Ağabey onu tanıyorsun dedi. Ilıksoy, çıkaramadığını ima etti. Hemşehrisi biraz bozuldu, Ağabey, 18 Nisan seçimlerinden önce falanca kahvede konuşma yapıyordun ya, bu arkadaşım da tam benim yanımda duruyordu. | ||||
Referandumluk maddeye rötar Top Meclis'te Sezer haksız mı? Medeni kanun ve piyasalara uyarı Diyanet İşleri Başkanı'na destek Kolay milletvekili oluyorlar Dünya yeniden şekillenirken Böyle olmamalıydı Yine de büyük başarı Farzedin ki kimse yok İyi ki Meclis açıldı Deklarasyonun öbür yüzü Meclis bunu da yapar DYP'nin önünden geçerken dikkat! Uzlaşma Geçirin bu paketi MHP'den farklılık gösterisi |
|||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||