|
Ergenekonda 16 kişi daha gözaltında | |||
Miraç Kandili nedeniyle Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Nuri Yılmazın yayınladığı bildiriyi ve bunun ardından yaptığı açıklamaları, doğrusu, keyifle okudum. Küçük de olsa bir umut ışığı gibiydi, Yılmazın sözleri. Benim de değindiğim gibi, Yılmaz, en çok da, İslam dünyasının üretememesini, maddiyatla meneviyatı birlikte götürememesini, bilime yeterince önem vermemesini eleştiriyor. Gerçekten de şöyle bir geriye dönelim. Hala insanlığın, nasıl yapabildiler? sorusuna yanıt bulamadığı eski Mısır uygarlığının üzerinde oturanlar; İbni Sinanın, Uluğ Beyin torunları; üretimin ilk çıktığı yer olan Mezopotamyanın gerçek sahipleri; kadınları diri diri toprağa gömülmekten kurtaran bir dinin inananları; Yunan uygarlığının güzel yanlarını dahi Batıya taşımaktan gocunmayan atalara sahip olanlar.... bugün üretimden, bilimden, uygarlıktan neden uzak görülüyor? Bunun yanıtını verme zamanı geldi geçti bile. Ama hala bu sorulardan rahatsız olanlar var. Terörle İslamın neden birlikte anımaya başlandığını veya İslamdan Ladinlerin, Talibanların nasıl çıktığını sorgulamamaktan özenle kaçınanlar var. Bunlar, sorunu sadece ve sadece ABDnin kötü niyetlerine, yaptıklarına bağlayarak, ABDye karşı çıkışla sınırlı tutuyor. LADİNİ HİÇ ELEŞTİRMEDİLER Kİ Bugün ABDnin Afganistana saldırısını kınayan, saldırıya karşı çıkanlar, Ladinin suçlu olduğunu gösteren delillerin ortada olmadığını söylüyor. O nedenle Ladin konusuna girmek istemiyorlar. Bu arada ABDde yaşanan o korkunç terör eylemini desteklemediklerini de vurguluyorlar. Farz edelim ki ABDdeki saldırıyı Ladin yapmadı. Peki ama, önceki yıllarda Ladinin yaptırdığı hangi terör eylemini kınadılar, bunu eleştiren hangi yazıları yazdılar? Taliban kadınları kafeslere kapatırken, sokak infazları yaparken, orada kendileri gibi Müslüman olan Türkleri, Tacikleri, Özbekleri neredeyse soykırıma tabi tutarken, bütün insanlığın kültürel varlıkları olan Buda heykellerini yıkarken, ülkelerini eroin cennetine çevirirken niye ses çıkarmadılar, merak ediyorum. Kendisine İslamı referans alan ve böyle bir gazetede yazan önemli bir köşe yazarı, solcularla Müslümanların ilk kez biraraya glediğini yazmış, ABDyi protesto konusunda. Ne acı bir gerçek ki, sol aydınlar Hiroşima ve Nagazakiye bomba atıldığında da, Vietnam kan gölüne çevrildiğinde de, totaliter yönetimleri desteklediğinde de, Şatillada da, İsrailin uygulamalarında da, (örnekleri yüzlerce çoğaltmak mümkün) hep ABDyi eleştirdiler, kınadılar. Ama karşılığında işkence gördüler. O zaman kimileri, onlar komünistler diye sus pus oluyordu. Hatta, kendine İslamı referans alan bir gazetede yazı yazan eski bir sol aydın, ABDnin operasyonunu destekleyen görüşler açıklıyor diye, o gazetenin diğer köşe yazarları tarafından nasıl eleştiriliyor bir izleseniz. Hatta önceki gün bir köşe yazarı, Sahibi bir dindarın olduğu gazetede bile yazıyorlar diye çok ince bir mesaj da göndermiş. Ama aynı kişi 28 Şubata karşı çıktığında alkışlıyorlardı. Sol aydınlar sadece orada değil, Kuzey Irakta napalm bombaları kullanıldığında da, Taliban yönetimi acımasız katliamlar ve uygulamalar yaptığında da, İkiz Kuleler vurulduğunda da aynı tutumu sergilemişti. O zaman çifte standart uygulayanlar, ki benim görüşüme göre, herkes çifte standart uygulasa bile, buna rağbet etmemesi gereken tek kesim, İslamı referans aldığını söyleyenler olmalı. Çünkü, İslamın buna kapalı olduğunu herkesten iyi onlar bilir. Ama işlerine gelmez. Bugün o çok eleştirdikleri ABDde ve Batıda savaş karşıtı gösteri yapan, görüşlerini açıklayan, en acımasız eleştirileri yapanlar da yine sol düşünceye sahip çıkanlarla libareller olduğunu yazmaya ise gerek bile yok. ÇARE DEMOKRASİ Ama yine de karamsar değilim, İslam dünyası kendi içinde bu tartışmaları yaşacak. Bu tartışmaların en özgür, en rahat yapılabileceği en uygun Müslüman ülke ise yine Türkiye. Bunun kıymetini bilmeli. Diliyorum ki, yaşananlardan çıkacak sonuç, demokrasinin gelişmesi, bütün İslam ülkelerini etki altına alması yönünde olacaktır. İslam dünyasının olumsuz görüntüsü ancak demokrasinin gelişmesi, baskı altındaki Müslamanların özgürlüklerine kavuşması, kendini yönetecekleri özgürce seçmesi, krallıklara, ümmetçiliğe son vermesi ile mümkün. İşte Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Nuri Yılmazın açıklamaları bunun için çok önemli. Yılmazı başka İslam aydınlarının da takip etmesini diliyorum. Ya gerçeği konuşacaklar, böylece İslama en büyük iyiliği yapacaklar, ya da bu savaşı kaybedecekler. O zaman en büyük zararı İslam görebilir. | ||||
Kolay milletvekili oluyorlar Dünya yeniden şekillenirken Böyle olmamalıydı Yine de büyük başarı Farzedin ki kimse yok İyi ki Meclis açıldı Deklarasyonun öbür yüzü Meclis bunu da yapar DYP'nin önünden geçerken dikkat! Uzlaşma Geçirin bu paketi MHP'den farklılık gösterisi |
|||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||