|
Eleştirilerin çokluğu üzerine Derviş, bir yandan sözlerinin arkasında durduğunu söylerken, diğer yandan da yanlış anlaşıldığını ifade etti. Dervişin bir üslup sorunu olduğunu daha önce de belirtmiştim. Derviş, Meclisi hedef alırken, krizler sonrası, yine de işini en iyi yapan kurumun Meclis olduğunu unutuyor. Derviş, bu Meclisle daha çok iş yapmak zorunda. Çıkan önemli yasalara yenileri eklenmek durumunda. Gerçekten, bir milletvekili usulsüz kredi talebinde bulunmuşsa, bu milletvekili deşifre edilmeli, yoksa tümü zan altında kalıyor. Bunun dışında, eğer bir milletvekili, ilindeki zor durumdaki şirketle yakından ilgilenmesini hiç de yadırgamamak, onlara doğru bilgiler vermek gerek. Buna rağmen milletvekillerinin Dervişe karşı ayaklanmalarını da çok anlamak mümkün değil. DERVİŞ CUMHURBAŞKANI OLSUN Önce küçük bir şekerleme yazalım. Hürriyet Gazetesinin bugünkü haberine göre gelişmiş ülkeler, verilecek kredi karşılığında Başbakan Bülent Ecevitin ayrılmasını şart koşuyormuş. Ecevitten boşalacak koltuğa da Kemal Dervişin oturacakmış. Hürriyetin haberi geride kalmış! Milletvekilleri Dervişe Başbakanlığı değil Cumhurbaşkanlığını daha uygun görüyor. Anayasa Komisyonunda milletvekillerinin özlük haklarını düzenleyen 86ıncı maddenin yeniden değiştirilmesi ile ilgili teklif görüşülürken, milletvekilleri medyayı, Kemal Dervişi ve milletvekili sayısının 400a inmesini öneren Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezeri topa tuttular. Milletvekilleri medyanın üst düzey yöneticilerinin maaşlarını gündeme getirirken üst kurullarının yüksek maaşlarının da kendileri tarafından belirlendiğini vurgulayıp, bunların neden gündeme gelmediğini sordular. Komisyon Başkanı Turhan Tayan açıklık getirdi: Sayın Derviş, yüksek kurulların maaşlarına dokunulmasını istemiyor. Bunun üzerine, komisyonun en devamlı üyesi olduğu halde, komisyondan geçen hiçbir tasarı ve teklif üzerinde bugüne kadar görüş açıkladığına tanık olunmayan, ama sürekli espri yaparak dilinin paslanmasını önleyen ANAPlı üyesi Cavit Kavak, En iyisi Dervişi Cumhurbaşkanı, Sezeri de Ekonomiden sorumlu bakan yapalım, ülkenin tüm sorunlarını çözelim önerisinde bulundu. Bence milletvekilleri tamamen duygusal nedenlerle eleştiri kervanında yer alıyorlar. Çünkü, kendilerinin halkla iç içe olduğunu, Dervişin ise halkla hiç teması bulunmadığını söylüyorlar. Sokağa inelim; milletvekili sayısının 400e düşürülmesini istemeyen bir kişi bulunabilir mi? Yine sokağa inelim, milletvekillerinin kredilere aracılık etmesini doğru karşılayacak kaç kişi bulunacak? Eğer halkın sesine kulak verilecekse, Sezerin de Dervişin de anlatmak istedikleri doğru. Kamu küçülmek zorunda. Bunu görmeyenler ülkenin sıkıntılarla yaşamasını isteyenler. İşe de tepeden başlanmalı. Önce bakanlıkların sayısı düşürülmeli. Bunun üzerinde mutabık olmayan yok; ama gereğini yapan da. Hemen onun ardında da milletvekili sayısı, üstelik ciddi oranda düşürülmeli. Koca devlet bütçesi içinde bunların getireceğinin çok büyük olmayacağı söylenebilir. Doğru. Bunun maddi getirisi düşük, ama manevi ve psikolojik etkisi çok ama çok büyük olacak. Devletin küçültülmesine tepeden başlandığının işareti verilecek. Bunun aksi tüm görüşler halkla inatlaşmaktan başka bir şey değil. Dervişe kızacaklarına gereğini yapmaları daha iyi olacaktır. Tabi bence milletvekilleri bu sitemleri ile Dervişe değil, özünde hükümete yükleniyorlar. Çünkü onlar da biliyor ki, Derviş neden değil sonuç. Eğer hükümet ülkeye bu krizleri yaşatmasaydı, ne Derviş olacaktı, ne de siyaset bu kadar yıpranacaktı. Ancak, kendi partileri olduğu söz konusu olduğundan bunu içlerine atıyorlar. MİLLETVEKİLLERİNİN ANLAYACAĞI DİLDEN Bu arada şekerlemeleri de unuttuk. Birini daha aktaralım. Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu 2002 bütçesi üzerindeki uzun maratonunu geçen hafta başlattı. Cuma günü de Dışişleri Bakanlığı bütçesi ele alındı. Doğal olarak Afganistan savaşı nedeniyle herkesin dikkati Bakan İsmail Cemin yapacağı açıklamalar üzerindeydi. Ancak, Cemin bombaları Afganistan değil Kıbrıs üzerinde patladı. Böyle olunca komisyon üyelerinin Cemin sözlerine ilgisi daha da arttı. Bütçe üzerinde söz alan milletvekilleri uzun uzun görüşleri açıklayıp, Ceme pek çok soru yönelttiler. Sorular o kadar çoktu ki, Cem, Vakit çok sınırlı olduğundan ancak önemlilerine yanıt vereceğim, diğerlerini yazılı yanıtlayacağım dedi. Muhalefetten üyeler bile itiraz etti. Saadet Partisi Erzurum Milletvekili Aslan Polat, Dışişleri Komisyonu Başkanı Kamran Inanın yaptığı uzun ve ilgi gören konuşmasını da anımsatarak itirazını şöyle dile getirdi: Sayın Bakanım, sorularımıza açık açık cevap vermenizi istiyorum. Hani şöyle milletvekillerinin anlayacağı dilden. Yoksa siz Kamran Beyle, daha sonra bir araya gelip güzel diplomatik dilinizle konuşursunuz. Siz bizim dilimizle konuşun, vallahi biz sizi sabaha kadar dinlemeye hazırız. | ||||
Referandumluk maddeye rötar Top Meclis'te Medeni kanun ve piyasalara uyarı Sezer haksız mı? Diyanet İşleri Başkanı'na destek Kolay milletvekili oluyorlar Dünya yeniden şekillenirken İslam dünyası Böyle olmamalıydı Hükümet ABD'ye "hayır" diyemezdi Seçim 2005'te Bankaların kara tahtaları siliniyor |
|||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||