|
Ergenekonda 16 kişi daha gözaltında | |||
Babalarının malı gibi düşünüyor; ama babalarının mali gibi yönetmiyorlar. Hatta hepsinde şöyle bir hastalık başlıyor: Şuraya şu kadar para verdim, buraya bunu bağışladım, şuraya şunu gönderdim gibi. Bir seferinde, dönemin ekonomiden sorumlu bakanlarımızdan biriyle sohbet ederken, orada da aynı uslupla konuşunca dayanamayıp, Sayın bakan, bu parayı cebinizden mi ödüyorsunuz ki; ben verdim, ben gönderdim diyorsunuz dedim. Adam beni, çalışmakta olduğum Hürriyetin Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özköke şikayet etti. Ama her siyasetçinin yaptığı şikayette olduğu gibi, Özkök bu şikayeti de hiç dikkate almadı, bana desteğini sürdürdü. Bu mantığı anlayamıyorum, acaba babalarının malı olsaydı, zarar eden bunca kurumu açık tutmaya devam ederler miydi? MUSTAFA YILMAZIN TAVRI DA FARKLI DEĞİL Şimdi devlet kendini küçük ameliyata hazırlıyor; ama yine birileri çok zorlanıyor. Gündemde en çok konuşulan kurum, Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü. Devasa bir kuruluş ve verimliliği düşük. Bütçesinin neredeyse tamamı sadece ücretlere gidiyor. Artık köylüye hizmet götürmek yerine, köylünün yakındığı kurumlardan biri haline gelmiş. Siyaset Şekerlemelerinin birinde de yazmıştım. Milletvekili hayret içinde kaldığını belirterek, bana şunları anlatmıştı: Eskiden muhtarlar, benden Köy Hizmetlerinin köyüne gelmesi için ricalarda bulunur, torpil isterdi. Şimdi Köy Hizmetlerinin köyden gitmesi için devreye girmemizi istiyorlar. Çünkü köye giden araçlar, benzin parası olmadığı için çalışmıyor. Tabi işçiler de çalışamıyor. Akşama kadar oturmak zorundalar. Muhtarlar, Hiç bir iş yapılamıyor; ama işçilere yemek vermekten helak olduk, bunları çekin buradandiyor. Köy Hizmetleri Genel Mütürlüğünün bağlı olduğu Devlet Bakanı Mustafa Yılmaz, Türkiyenin dürüst siyasetçilerinden biri. Bunun aksini gösteren hiçbir örneklerle de karşılaşmadık. Kendisi gerçekten de seçmenle çok iç içe ve dobra dorba konuşan bir siyasetçi. Ama iş Köy Hizmetlerinin valiliklere devrine gelince itiraz etmeye başladı. Bir yandan, Liderler ne derse onu yaparım diyor, diğer yandan devrin, hiçbir kârlılık getirmeyeceğini, işçilerle hükümeti karşı karşıya getireceğini savunarak, yanlış olduğunu söylüyor. Meclis kulisinde kendisiyle ayak üstü, ama uzun bir sohbet yaptık bu konuda... İşçileri atamazlar, emekli de edemezler; çünkü hepsi genç. Üstelik bunlar Türk-İş Başkanı Bayram Meralin Yol-İş Sendikasının üyeleri. Yarın görürsünüz Meral ne yapar? dedi Yılmaz. Toplam işçi sayısının 50 bin olduğunu da belirtiyor. Bu arada anımsatalım 45 bin geçici işçiyi, büyük bir müjde ile kadrolu yapan da Yılmaz. Yılmazın diğer söyledikleri de şunlar: GENEL MECLİS ÜYELERİ YETERSİZ Niye valilere devrediyorlar? Valiler bunları il genel meclisi üyeleri ile birlikte yönetecek. Biz milletvekillerini beğenmeyenler, genel meclis üyelerinin neler yapacağını görsün. Büyük bölümü yetersiz bunların. Her biri bir greyderin başına oturup, seçim için gösteri yapacak. Ben bunları önledim. Burası bugüne kadar, siyasiler tarafından hep seçim yatırım için kullanılmış, ben bunu değiştirdim. O kadar geniş bir teşkilat ki, seçimlerde büyük avantaj sağlıyor. Onun için herkesin gözü burada. Valiliklere devredilince birşey değişmeyecek. Zaten benim yaptığım birşey yok ki. Hangi köye hangi hizmetin gideceğini ben Ankarada oturup kararlaştırmıyorum ki. Valiler kararlaştırıyor, bana geliyor, ben okumuyorum bile, hemen imzalıyorum. Benim ilim Gaziantep için bile durum böyle. Bu işin birbaşka zorluğu daha var. Orada çalışanların büyük bölümü DSPnin, MHPnin ANAPın ilçe başkanı, ilçe yöneticisi, belde yöneticisi. Bunlar yarın kapıya dayanacak. SADECE İMZA ATIYOR Aslında Yılmazın söyledikleri üzerinde yorum yapmaya bile gerek. Herşey ortada. Buranın siyasetle nasıl içeçe olduğunu gayet güzel anlatıyor. Ama, herşeyi geçtim, Yılmazın söylediklerinden birini çok önemsedim. Valilerin gönderdiği çalışma programını okumadan imzalıyormuş. O zaman bu kararlar niye Ankaraya geliyor. Bıraksınlar, illerde alınan kararlar hemen uygulamaya geçirilsin. Bilmeyen mi var, sadece imza için bile en az bir ay beklemek gerekecek. Öbür yandan düşünün, bir bakan işi gücü yok oturup 81 ilden gelen eylem programlarını, hem de hiç okumadan imzalıyor! Olacak şey mi? Yılmaz, Köy Hizmetlerinin hep seçim yatırımı için kullanıldığını söylüyor. Kendisi bunu yapmamış. (Bu konuda itirazı olanlar da var. Gaziantepde Köy Hizmetlerinin önemli çalışmalar yaptığı da ileri sürülüyor.) Peki ama, bugüne kadar yapan siyasilerin Yılmazdan sonra da aynı şeyi yapmayacağının bir kanıtı var mı? Bir bakan, okumadan imza atmayı ülkeye hizmet olarak görüyorsa vay halimize. Bir yandan merkezi yönetimin yetkilerinin yerel yönetimlere devrini istiyorlar, diğer yandan da var güçleriyle ayak diretiyorlar. Sorun sadece Mustafa Yılmaz sorunu değil. Bugün en liberal parti olduğunu söyleyen ANAPın bakanları bile yetkilerinin elinden alınmaması için var güçleriyle çalışıyor. Maliye Bakanlığı ile Çalışma Bakanlığı arasındaki tartışma ve çekişmeyi bilmeyen mi kaldı? Devletin küçültülmesi konuşulduğunda hep sosyal devlet ilkesi gündeme getiriliyor. Ben bu soysal devlet anlayışının böylesini kavrayabilmiş değilim. Çok kullandığım bir değerlendirmem var. Bu krizi devlet yarattı. Ama devlet kriz nedeniyle ne harcamalarından, ne lüksünden vazgeçti. Bunu yanısıra devletten geçinen herkes (Devletten her şekilde nemalanan da, devletten maaş alan da dahil) enflasyondan bile etkilenmeden gelirlerini sürdürüyor. Buna karşın verimlilik ve vatandaşın işini kolaylaştırma, onların da gelirini hiç değilse enflasyon oranında artırma yönünde hiçbir başarı gösteremedi devlet. Bugüne kadar, kriz nedeniyle devletten geçinip de işsiz kalan kaç kişi var, işini en iyi şekilde yapmasına rağmen özel sektörde işsiz kalan kaç kişi var? Lütfen biraz insaf. Sosyal devlet, tüm vatandaşlarını düşünen, sıkıntıyı eşit yayan devlettir. Sadece devletten geçinenleri koruyan değil. Ya devleti küçültmeyi başaracaklar ya kendi partileri küçülecek. | ||||
ANAP artık eyleme geçsin "Vurun Derviş'e" haftası Referandumluk maddeye rötar Top Meclis'te Medeni kanun ve piyasalara uyarı Sezer haksız mı? Diyanet İşleri Başkanı'na destek Kolay milletvekili oluyorlar Dünya yeniden şekillenirken İslam dünyası Böyle olmamalıydı Hükümet ABD'ye "hayır" diyemezdi Seçim 2005'te |
|||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||