|
Ergenekonda 16 kişi daha gözaltında | |||
Erkan Mumcu, genç, azimli, okuyan, tartışan, iletişim kuran, çalışkan, ülke sorunlarına ve çözümlerine kafa yoran, siyaseti yeni bir anlayışla yapmaya çalışan, bugüne kadar büyük bir yanlışı görülmemiş bir siyasetçi. Böylesi siyasetçilerin sayısının artması ve bunların her partide bulunması, daha güzel bir Türkiye için, hepimizin desteklemesi gereken bur durum. Siyaset ve siyasetçi olmadan demokrasi, demokrasi olmadan da gelişme ve refah olamayacağı düşünüldüğünde böylesi siyasetçilere olan gereksinim de açıkça ortaya çıkıyor. İşte bu nedenle Mumcu gibi siyasetçilere yönelik değerlendirmelerde biraz daha özenli olmakta yarar var. Ama tabi ki, öncelikle bu siyasetçilerin atacağı her adımda kendilerine dikkat etmesi gerekir. Mumcu, önemli bir deneyim yaşadı. Bir üslup sorunu olduğunu net bir biçimde gördü. Bu yanlışlığın yinelenmemesi gerekir. Aslında, genel olarak Mumcu tartışmasında kamuoyu objektif davrandı. Mumcunun üslubunu eleştirirken, sözlerinin içeriğine dikkati çekmeye çalıştı. Bir ölçüde de kalkınmanın köylüden başlayıp başlamayacağı yaygın biçimede tartışıldı. Ama Mumcunun bu üslup hatasını fırsat bilip, genç bir siyasetçiyi silmeye çalışan kurtlar da hemen ortaya çıktı. Bunlar medyada da görüldü, siyaset sahnesinde de. Önce kendimizden başlayalım. Hadi isim de vereyim. Çok sevdiğim, saydığım Yalçın Bayer ağabeyimizin köşesinde Mumcu ile ilgili imzasız mektuplar yayınlandı. Mumcunun bir ihale takipçisi olduğunu yazan bir okurun mektubunu Yalçın Ağabey aynen yayınlamıştı. Doğrusu yadırgadım. Bilinen birşey varsa, açıklansın da hepimiz öğrenelim. Ama öyle imzasız veya rumuz harflerle gelen mektuplar bizim için nasıl kanıt olabilir de böylesi suçlamalar yapılabilir. Baktım Yalçın Ağabey bugün de aynı yolda devam ediyor. Sakın ola Mumcu gibi siyasetçiler hiç mi eleştirilmeyecek, denmesin. Hiç böyle bir amacım yok. Ama eleştirirken, eleştiri konusu yaptığımız Mumcunun üslubunu da geride bırakacak çirkinliklere girmeyelim. PARTİSİ DESTEK VERDİ Erkan Mumcu olayı ANAPtaki iç gelişmeler açısından da önemliydi. ANAPın son kongresinde, 38 yaşında olmasına rağmen en çok oyu alma başarısı gösteren Mumcuya partisinin tabanı nasıl o gün sahip çıktıysa, bu son olayda da aynı tutumunu sergiledi. Her ne kadar Yaşar Okuyan, Mustafa Taşar gibi ANAPlı bakanlar Mumcunun istifasını istediyse de, ANAPın örgütlerinden Mumcuya büyük destek çıktı. Ahu Özyurtun yazısı: Teflon olmanın dayanılmaz ağırlığı Bu desteği verenler Okuyan ve Taşarın tutumunu da eleştirdiler. Okuyan ve Taşar, ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmazı en çok destekleyen iki isim. Onların açıklamaları sanki Yılmazın tutumu gibi algılandı. Ancak Yılmaz bu olayda Mumcuya anlayış gösterdi. Kendisini daha deneyimli bir siyasetçi olarak uyardı. Mumcu da bu uyarılara hak verdiği için, özür dileyen bir açıklama yaptı. Ancak Okuyan ve Taşarın İstifa etmeli açıklamalarınına aksine Yılmazdan böyle bir talep gelmedi. Gelseydi Mumcu istifa eder miydi? Etmeme olasılığı daha yüksekti. Ama konu bu noktaya gelmeden çözüme ulaştı. Bu olayda Mumcunun üslup hatası kendisini yaraladı. Ama diğer yandan da hem deneyim kazandı, hem de kendisine destek verenlerin sayısının artmasını sağladı. Mumcu, ANAPın son açıklanan yeniden yapılanma projesinin de en önemli mimarı. O proje ile başlayan çıkışı, bu son olayda biraz darbe yedi; ama Mumcu gelecekte daha büyük bir yanlışlık yapmazsa, ANAPta kendisini daha güçlü bir şekilde hissettirecek gibi. Bütün farklı senaryolara rağmen, Mesut Yılmaz da henüz Mumcuya karşı somut bir engel koymuş değil. Aksine, Mumcuya şans vermeye devam ediyor gibi görünüyor. ANAPta tartışmalar, çekişmeler, çengellemeler sürecek. İşte böylesi bir süreçte hata yapmayan öne çıkacak. Ama, kim öne çıkarsa çıksın, ANAPın yeniden güçlenme eğilimine girip girmeyeceği hâlâ büyük bir soru olarak ortada duruyor. Son olarak şunu da vurgulamak gerekir ki, bu tartışmalar sırasında ANAPın koalisyondan çekilmesi gibi senaryolar da dile getirildi. Bu senaryoların gerçekçi yanı yok. Hele, ekonomide olumlu kıpırtıların yeniden başgösterdiği, dış kredinin bulunduğu, dövizin düşmeye başladığı bir süreçte bu mümkün değil; ANAPın yetkili kurullarının böyle bir eğilimi de yok. SORUMLULUK ÖNCELİKLE ONLARIN | |||||||||
Bir kez daha vurgulamak istiyorum ki, önemli olan Türkiye... Ne Mumcu, ne Ecevit, ne de bir başkası Türkiyeden büyük değil. Amaç, Türkiye için, iyi niyetle ve samimi olarak birşeyler yapmak isteyen genç siyasetçilere yönelik eleştirilerde biraz daha özenli, yol gösterici ve yardımcı olmak. Onları mutlaka tökezletmenin kime yararı olacak? Fakat şu kesin ki, bütün bunlardan ve herkesden önce, bu tür siyasetçilerin kendilerine, attıkları adıma, söyledikleri söze özen göstermeleri şart. Sorumluluk öncelikle onların. | |||||||||
ANAP'lı vekil eşlerine toplu imha planı(!) Ne milleti sevindiryorlar, ne de kendilerini Önce yorulacak, sonra gezecekler Ya küçülecek, ya küçülecekler ANAP artık eyleme geçsin "Vurun Derviş'e" haftası Referandumluk maddeye rötar Top Meclis'te Medeni kanun ve piyasalara uyarı Sezer haksız mı? Diyanet İşleri Başkanı'na destek Kolay milletvekili oluyorlar Dünya yeniden şekillenirken İslam dünyası Böyle olmamalıydı Hükümet ABD'ye "hayır" diyemezdi Seçim 2005'te |
|||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||