|
Ergenekonda 16 kişi daha gözaltında | |||
Hak vermemek elde değil. Herkesin bu hükümetle ilgili anlayamadığı birşey var. Gerçekten de çok önemli kararları, kavga ede ede eninde sonunda alınıyor. Tamam, iyi güzel de, kararlar çıkana kadar o kadar çok kavga ediliyor ki, alınan kararların bütün olumlu sonuçları kavga sırasında negatife dönüştüğünden, kararlardan sonra sadece eski düzeye dönülebiliyor. Özellikle Başbakan Bülent Ecevit bunu uzlaşmanın gereği diyor ve kamuoyunun bunun artık öğrenmesini geerktiğini sık sık söylüyor. Peki, bu da iyi güzel de, bu uzlaşma kaga edilmeden alınamıyor mu ya da tüm kavgalar kamuoyunun önünde yapılmak zorunda mı? Devletin küçültülmesi ve tasarruf tedbirlerinde de durum aynı. Koalisyon partileri birbirleri ile neredeyse gırtlak gırtlağa geldiler. Dün de liderler toplanıp, Alınması gereken kararlar üzerinde tam bir mutabakata varıldı diye açıklama yapıldı. Buyurun, anlayan beri gelsin. Allah aşkına, bugüne kadar niye kavga edip durdunuz o zaman. Anlaşılır gibi değil. Böyle kavga ettikçe kendilerini de ülkeyi de yıpratmaya devam ediyorlar. Muhalefet milletvekilinin dediği gibi ne kendileri, ne millet sevinebiliyor. DSPDE PERDE ARKASINDA NE VAR? Son gelişmelerle ilgili olarak DSPnin tutumunda da garipsenecek gelişmeler yaşandı. Daha önceki kavgalarda ortada bir tutum alan Başbakan Bülent Ecevit ile Başbakan Yardımcısı Hüsamettin Özkanın iki tutumunu örnek vermek istiyorum. Sondan başlayacak olursak, Başbakan Bülent Ecevit geçen hafta, Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğünün valiliklere devri konusunda hükümette belirli bir uzlaşma sağlanmış olmasına rağmen, partisinin grup toplantısında Milletvekili Tarık Cengizin kürsüye çıkıp, Köy Hizmetlerinin kapatılamayacağı yönünde hamasi bir nutuk çekmesine izin verdi. Sonra kendisi kürsüye geldi ve bu milletvikiline hak verdiğini söyledi. Bununla da yetinmedi, partisinin yöneticilerine, bu konuşmanın ve kendi sözlerinin basına da aktarılmasını istedi. Milletvekilinin TV kanalarına çıkarak konuşmasını anlatabileceğini söyledi. Bunlar DSP grubunda görülmüş şeyler değil. DSP grubunda söz alıp konuşmak, bu konuşmaları basına sızdırmak o kadar kolay değil. Başbakan Bülent Ecevitin bu konuda çok sıkı tutumu söz konusu, ama geçen hafta gelişmeler böyleydi. DERVİŞE KOMPLO MU? DSP ile ilgili ikinci olay, birkaç hafta önce Meclis Genel Kurulunda ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı Kemal Dervişe yönelik eleştirilerdi. Derviş, bazı milletkvekillerinin kendisine telefon ederek, kamu bankalarının zor durumdaki şirketlere yardımcı olmasını istediğini açıkladıktan sonraki gündü. Meclis oturumu açıldığında, Meclis Başkanvekili DSPli Ali Ilıksoy, Kemal Dervişin bu sözlerini oldukça sert bir üslupla eleştirdi ve eleştiri kervanına katılmak isteyen her milletvekiline de söz verdi. Şimdi bunda pek de yadırganacak birşey yok denebilir; ama Ali Ilıksoyun Hüsamettin Özkanla en yakın DSPli milletvekili olduğunu anımsadığımızda, bu açıklamadan Özkanın habersiz olmasının sözkonusu olmadığını düşünmek gerek. Böyleyse, o zaman Özkan, Dervişe böylesi bir saldırı için neden yol vermiş olabilir? İşte bu noktada, hükümetin artık dış kredi için Dervişe ihtiyaç olmadığı yolunda bir kanıya ulaştığı bilgileri geliyor. 11 Eylül saldırıları sonrası ve Afganistan savaşına verilen desteğin ardından Türkiyenin öneminin arttığını düşünen hükümetin, kredi bulmakta artık zorlanmayacağı düşüncesinde olduğu ve bu nedenle Dervişle yolları ayırmanın pek de sakıncalı olmayacağı kanısına vardığı konuşuluyor. Hatta Dervişin de IMF ile anlaşmaya varılmasından, kredinin gelmesinden sonra, Alın atınızı, verin tımarımı diyeceği ve yeni bir siyasi kimlikle ortaya çıkacağı da konuşuluyor. DSPde yaşanan son iki örneği verince bu senaryoları da yazmakta yarar olabilir diye düşündük. İlgilenenlerin dikkatine. | ||||
Önce yorulacak, sonra gezecekler Ya küçülecek, ya küçülecekler ANAP artık eyleme geçsin "Vurun Derviş'e" haftası Referandumluk maddeye rötar Top Meclis'te Medeni kanun ve piyasalara uyarı Sezer haksız mı? Diyanet İşleri Başkanı'na destek Kolay milletvekili oluyorlar Dünya yeniden şekillenirken İslam dünyası Böyle olmamalıydı Hükümet ABD'ye "hayır" diyemezdi Seçim 2005'te |
|||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||