|
Ergenekonda 16 kişi daha gözaltında | |||
Bakanın hastalık tedavisinde oldukça başarılı olduğunu gören Düzgün, Bakanın his dünyasına da çare bulması ümidi ile başvurusunu yaptı: Sayın Bakanım, yazdığınız reçete ile gribim bıçakla kesilir gibi gitti. Benim aşk hayatım da çok sağlıksız. Bir reçete de ona yazsanız, çok memnun olurum. Durmuş, Onun da reçetesi var Düzgün dedi ve bir kağıda reçetesini döktürdü: Düzgün, Reşat Nuri Gültekinin Dudaktan Kalbe adlı eserini dikkatle okuyacak, aşk hayatı böylece düzene girecekti. Düzgün, bu durumu Çarşamba günü, Meclis kulisinde karşılaştığı, MHP İstanbul milletvekili Mehmet Güle açtı. Olayı anlatıp, Bakanın yazdığı ilaç gribime iyi geldi; ama aşk hayatım hala kötü, ona uygun tedavi bulmuş değil dedi. Konu Gülün çok hoşuna gitti. Kahkahalar atarken, bir de baktı karşıdan Durmuş geliyor. Düzgünü alıp yanına götürdü. Osmancığım, Düzgünün hastalığını iyileştirmişsin, ilaçların iyi; ama aşk hayatı hala düzelmiş değil. Böyle reçete olmaz ki. Dudaktan Kalbeyi niye önerdin anlamış değilim. Orada hasta bir doktor var, bu nedenle mi önerdin? Oysa Peyami Safa önerseydin daha iyi gelirdi dedi. Durmuş, konuyu anladı, Düzgüne döndü, Kardeşim, sen verdiğim reçetenin gereğini yaptın mı? Kitabı okudun mu? diye sordu. Düzgün, Okumadım diye itirafta bulundu. Durmuş, Güle döndü, Kardeşim ben ne yapayım; adam reçetenin gereğini yapmamış. Milli Piyangodan büyük ikramiyeyi bekliyor; ama bilet almamış. Buna doktor ne yapsın? OLASILIĞIN SUÇ ALETİ Uyum Yasa Tasarısı Adalet Komisyonunda iki gün süren yoğun görüşmelerin ardından kabul edildi. Tasarıya muhalefet, yeterince demokratik bulmadığı gerekçesiyle sert eleştiriler yöneltti. Saadet Partisi Trabzon Milletvekili, hukuk kökenli Şeref Malkoç da hızını alamayanlardandı. Mamkoç özellikle, 312inci maddede yer alan, Kamu düzenini bozma olasılığı ibaresindeki olasılık sözcüğü üzerinde durdu. Bu sözcüğü ifade edebilecek hiçbir şey bulamadığını belirtti. Ama, sonunda defalarca özür dileyerek, konuyu bir fıkra ile dile getirdi: Temel, kadı ile takışmakta; ama bir türlü suç da işlemediği için, kadının eline düşmüyor. Kadı da kıvranıp duruyor, Temel bir elime düşsün diye. Sonunda kadı, Temeli, takibe aldırır. Bir gece Temel, evinden çıkarken elinde bir şişe vardır, yağ almaya gitmektedir. Hemen Temeli kadının önüne çıkarırlar. İçki almaya gittiği gerekçesi ile yargılarlar. Temel, ne dese suçsuzluğunu kanıtlayamaz. Kadı, Elindeki şişe suçun kanıtı, aletidir der de başka birşey demez. Bu nedenle 20 sopa yiyeceksin der. Temele 20 sopa vurulur. Sopayı yiyen Temel, kadıya, Kadı efendi, benim 100 sopa daha yemem lazım der. Kadı, bunun nedenini sorar, Kadı efendi, zina ile ilgili suç aleti de üzerimde. Bu nedenle 100 sopa daha vurdurmalısın. Kadı şaşar kalır. Malkoç, bu fıkrayı anlattı; ama doğrusu yüzü de kıpkırmızı kesildi. Bu nedenle de cümlesini, Çok zorlandım; ama bu olasılık, sözcüğünü başka türlü anlatamazdım, kusura bakmayın diye tamamladı. FAZİLET SAADET OLUNCA Fazilet Partisinin kapatılması ile ilgili Anayasa Mahkemesinin gerekçeli kararı yayınlandıktan sonra, Saadet Partisi Genel Başkanı Recai Kutan bu konuyu sık sık gündeme getirmeye başladı. Konu, ANAP kulislerinde de bir kez daha başka bir yanı ile gündeme geldi. ANAPın tam bir Karadenizli denecek türden, en espirili isimlerinden Rize Milletvekili Ahmet Kabilin içine düştüğü durumdu, ANAP kulislerindeki ana konu. Kabilin, herkesi kahkahaya boğan öyküsü şöyle: Kabilin yengesinin adı Fazilet. FP ile ilgili kapatma davası sürürken Kabil, yengesine sık sık, Bak bu partiyi kapatacaklar, adın gidecek diye takılıp dururmuş. Sonunda parti kapatıldı ve eski Faziletliler yeni parti kurma çalışmalarına başladı. Kabil, bu kez de yengesinin ablası Nurhayat Hanıma taktı: | |||||||||
Bak yeni partinin adı da, Nurhayat olacak. Ama, gelin görün ki tam Alma mazlumun ahını, çıkar aheste aheste hesabı. Parti kuruldu ve adı Saadet oldu. Kabil, bu duruma çok bozuldu; Kardeşim bula bula, bizim hanımın ikinci adını buldular yahu diye dert yanmaya başladı. Bu arada Saadet Partili milletvekillerini her gördüğünde de bu hikayeyi anlatıp, Artık çekin elinizi, ailemin adlarından Allah aşkına diye espri yapmaktan da kendini alamadı. | |||||||||
O da siyasetçi Derviş'e kızmak Erdoğan da Davos Zirvesi'ne davet edildi Önce yorulacak, sonra gezecekler Ya küçülecek, ya küçülecekler ANAP artık eyleme geçsin "Vurun Derviş'e" haftası Referandumluk maddeye rötar Top Meclis'te Medeni kanun ve piyasalara uyarı Sezer haksız mı? Diyanet İşleri Başkanı'na destek Kolay milletvekili oluyorlar Dünya yeniden şekillenirken İslam dünyası Böyle olmamalıydı Hükümet ABD'ye "hayır" diyemezdi Seçim 2005'te |
|||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||