Home page
Haber Menüsü


Yazara e-mail göndermek için fotoğrafa tıklayınız.
 
Bu program Türkiye’yi batırıyor, oyuna gelmeyelim!
 
IMF Heyeti onuncu gözden geçirme için geliyor. Memleketin hali ortada. Bu programa daha fazla tahammül edilemez. Ekonomi yönetimi, idareyi ve inisiyatifi ele alıp, IMF’nin her dediğine baş sallamak yerine, pazarlığa oturmak zorunda.
 
 
6 Eylül—  Hafta başından bu yana DİE’nin büyüme hızı ile ilgili “sıfırın altına” inmiş ikinci cihan harbi göstergeleri ve enflasyonla mücadelenin safahati tartışılıyor, yazılıp, çiziliyor. Bir taraftan da, reel sektörün, sanayi ve üretimin yeniden canlandırılması için geç kalındığı aşikar bir takım hazırlıklar, toplantılar tertip edilip, alem işte görsün misali gün geçirilmeye, göz boyanmaya çalışılıyor.

   
 
       
    MSNBC News Necasetten taharet vakti geldi geçiyor, gafletten uyanalım!
 
NTVMSNBC Reklam  
 

  Daha önce defaatle yazdığımız gibi, bu reel sektör rehabilitasyonu işi, giderek “animasyona, şova, eğlenceye, aldatmacaya” dönüşüyor.
       Memleket ekonomisinin gidişatını dahi tahmin ve tahlil edemeyen, yıl sonunda önce yüzde 3 bilahare, yüzde 5.5’luk revize küçülme hedefleri koyup, ona göre plan - program yapan bir ekonomi idaresi, yüzde 11.8’lik ikinci çeyrek küçülmesi ile kafasını duvara vurmuş bulunmaktadır.
       Süratle ayılıp, memleket efradını, iş alemini, bankacısını etrafına toplayıp, kifayetsiz kaldığı alanlarda akıl danışmalı, akıl almalıdır. İşin içindekilerden, bu ülke için kafa yoranlardan, istikbalin görüntüsünden üzüntü ve keder duyanlardan, feyz almak utanç değildir.
       Bu memleket insanlarının, bu memleket için istihsal edecekleri fikir ve düşünceler, en azından IMF aklından daha hakikate yakın olacaktır, eminiz.
       Bu yılın ilk yarısında eksi yüzde 8’i geçen küçülmenin, ikinci çeyrekte yüzde 11.8’i bulan ufalmanın yıl sonundaki neticesinin öyle revize tahmindeki gibi yüzde 5.5 olmayacağı aşikar. Tedbir alınmadığı takdirde, kendi aklımızla hareket etmediğimiz halde, belki aşırı bir karamsarlık olarak telakki edilecektir ama, 2002’yi de peşin, peşin yitirdiğimizi görmek için, alim olmaya gerek bulunmadığı kanısındayım.
       Takatsiz hale geldiği DİE rakamlarıyla ilan edilen Türkiye’yi “Güçlü ekonomiye geçiş” devresine sokacak programın başlangıçtaki tahmini, bu yılın yüzde 3 küçülme ile kapatılması, gelecek yılın ise, bu ilkbahardan itibaren (bilahare sonbahara, ardından da 15 aylık bir devreye çekilmiş bulunuyor) başlayacak yeniden üretim, canlanma, büyüme neticesinde, yüzde 5 seviyesinde bir pozitif GSMH artışını yakalaması idi.
       Bunların olmayacağı görünüyor. En azından, 2002 yılının ikinci yarısını kurtarmak, büyümeyi yeniden yakalayabilmek için, bir şeyler yapmak zamanı geldi, geçiyor. Zaman kalmadı.
       Hala IMF direktiflerine ve Allah -Kur’an emri gibi yazılmış bir niyetnameye sadakatle bağlanıp, boyun bükmekten bu memleket ve memleket ekonomisini idare edenler kurtulmak mecburiyetinde.
       IMF’ye sadakatin, tenbihlerden çıkmamanın Türkiye’nin hayrına olmadığı, bizi bataktan, batağa (kendi elimizle yaptığımız, yarattığımız beceriksizlikler de dahil) sürüklediğini görmek için daha gözlere lup’mu takmak, yoksa fezaya çıkıp uydudan Türkiye’nin halini topluca en tepeden, Huda katından görmek mi gerek?
       Hatırlayınız, hafızalarınızı yoklayınız. Biz gayet iyi hatırlıyoruz ki, Marmara Depremi’nin yıkımına rağmen 1999 yılının Eylül ayında, Washington’da yapılan IMF - Dünya Bankası yıllık ortak toplantısında, G - 20 adı altında bir ülkeler grubunun teşekkül ettirildiği, G - 7’lerle birlikte bu grubun, Dünya ekonomisinin gelecek 10 yılda istikbal vaad eden, gelişmeye, büyümeye refahını arttırmaya namzet ülkeleri bünyesinde barındırdığı ilan edilmişti.
       O zaman, (topu, topu iki yıl evvel) henüz IMF ile anlaşma tanziminde son noktaya gelinmiş, programın 2000 yılı Ocak ayında uygulamaya konulması kararı alınmıştı.
       Bir de bugüne, şu halimize bakalım. Nerede, 10 yıl içinde Dünyanın gelişmiş ülkeleri tasnifine dahil olacak G - 20 üyesi Türkiye? Şu açıklanan büyüme hızı rakamları ile, gelecek 10 yılın sonunda, Türkiye bugününü yakalayabilirse öpüp başımıza koyalım öyle mi?
       Yıl sonunda neticeten eksi yüzde 8’in, hatta 9’un altında olmayacak bir büyüme hızı veya küçülme rakamının pozitife dönüşmesi, yani gelecek yıl yeniden büyümenin yakalanabilmesi için, Türkiye’nin süratle yüzde 14’lük bir büyüme hızını yakalaması lazım ki, eksi 8 - 9’u telafi edip, önce sıfır mertebesine varsın, ondan sonra da, bunun üzerine bir yüzde 5’lik makul büyüme hızı, milli gelir artışı gerçekleştirebilsin.
       Bunun mümkün olabileceğini kim düşünüyor? Kimsenin düşündüğünü sanmıyoruz. Asgarisinden, Türkiye’nin yeniden büyüyen bir ekonomi haline geçebilmesi için iki yıllık zaman gerektiği gözüküyor.
       Baştan itibaren hep savunduk ki, IMF reçeteleri, öngördükleri, içerikleri itibariyle Türkiye’nin dertlerine ekonomik meselelerine, çözüm ve çare olmaktan uzaktır! Hele, hele Türkiye gibi gelişmeye, yatırıma, büyümeye, istihdama, her yıl iş gücü piyasasına dahil olan en az 1 milyon genç insana yeni iş sahası açmaya muhtaç bir ülke,
“KÜÇÜLEREK EKONOMİSİNİ DÜZELTEMEZ, DERTLERİNDEN KURTULAMAZ”
       Tıpkı ünlü “okulları kapatarak eğitimi ne güzel idare ederdim” diyen idareci gibi, IMF ve onun sözünden çıkmayan ekonomi yönetimi, insanları işsiz bırakarak, sanayiyi çökerterek, fabrikaları kapatarak, işyerlerini tatil ederek, talebi bitirerek, satın alma hevesini ve gücünü yok ederek, üretimi, istihdamı, buna bağlı olarak da ihracatı yok ederek, enflasyonu düşürmeyi, ülke ekonomisini sıhhate kavuşturmayı, memleketi refaha ulaştırmayı bekliyor, ya da hayal ediyor!
       Reel sektörün, sanayinin, üretimin sorunlarını iki yıldır erteleyenler, “hadi oradan avantacılar, yine kurtarılmayı bekliyorsunuz, ne haliniz varsa görün” diyenler, şimdi de görüntüyü kurtarmak, göz boyamak adına, reel sektöre destek toplantıları yapıp duruyorlar.
       Nihayet idrak edildi ki, üretmeden, bir şey olmayacak. Giderek derinleşen reel sektörde gerçekleşme noktasına hızla yaklaşan bir ağır kriz, yaklaşık iki yıldır bütün enerjinin sarf edildiği mali sektörü de depreme yakalanmış gibi daha da derinden sarsacak.
       Yapılan onca iş, aktarılan onca kaynak (50 milyar dolar) heba olacak. Ama, öylesine IMF’ye medyun haldeyiz ki, sanki Misafa el basmış gibi, korkudan adamların gözünün içine bile bakamıyoruz.
       Yarından itibaren IMF heyeti onuncu gözden geçirme müzakereleri için Ankara’ya geliyor. Oturulup, her şey enine boyuna, oluruna konuşulmak ve Türkiye’nin bu programdan ötürü içine düştüğü muzdarip halin çaresi bulunmak zorunda.
       Eğer üretmeyerek, satmayarak, fabrikaları kapatarak, memleketi çökertip, bitirerek, enflasyonu düşüreceksek, o enflasyonun kime ne faydası olacak? Üretip, satmayan, fabrikalarını kapatan, işini kaybetmiş, kazancı olmayan insanların sayısı her gün artan bir ekonomi sürerse, gelecek yılları da kaybedeceğiz.
       Bu yıl bile gelir hedefinin tutturulması giderek zorlaşırken, gelecek yılın hangi beyannamesinde kar beyan edilecek sanıyorsunuz? Nereden vergi alınacak, nereden gelir elde edilecek, hangi bütçe, hangi hedefin üzerine oturtulacak.
       Kağıt üzerinde yazılanlarla, bilgisayarlarda kurulan kendi içinde denk senaryolarla, ekonominin gerçeklerinin örtüşmediği, büyüme hızı tahmini rakamlarının beş ayda iki kez fos çıkmasıyla belgelenmedi mi?
       Şimdi, muhtemeldir ki, IMF heyeti ile yapılacak müzakerelerde, GSMH yıl sonu hedefi bir kere daha revize edilmek zorunda kalınacak.
       Daha bir ay önce Cari işlemler fazlası verilmesinden ötürü sevinmenin ne ölçüde yanlış olduğunu yazdık. Cari fazla, bir ekonominin ne yatırım malı, ne hammadde, ne de başka bir şey ithal etmediğini, fabrikaların kapandığını, kapasitelerini düşürdüklerini, ekonominin durduğunu teyit etmez mi? Yani buna bile sevinecek hale geldiysek, bugünkü halimize kim ağlayacak?
       Bir de AB’ye tam üyelik adaylığı için çırpınıp duruyoruz. Sıfırın altında eksi 11.8’e vurmuş bir küçülme hızıyla, buz kesmiş, donmuş, kıpırdayamaz haldeki bir ekonomiyi kim ne yapsın da içine alsın?
       IMF aklıyla hareket ettiğimiz, buyruklarına boyun eğdiğimiz artık yeter. Biraz da kendi aklımızı kullanmalıyız. El aklıyla, ithal akılla hareketin neticesi budur.
       Onuncu gözden geçirme müzakerelerinde, ekonomiyi idare edenler, artık bu reçetenin fiyaskolarını da gözler önüne koyup, kendi idrak ve iradeleriyle, Türkiye’nin en başta kendi çıkarları doğrultusunda, bir ulusal programın pazarlığını yaparak, IMF’yi de buna ikna etmek zorundalar.
       Ekonomi yönetiminden umudunu kesen, dövizde, faizde, tarımda, sanayide olup biten karşısında, her gün bir şamar, bir tekme yemekten yılgın hale gelen bu millet, bunu hak etmiyor. Ekonomimizde böyle yönetilmeyi hak etmiyor. Bir şeyin aslı varken, taklitine ne hacet?
       Ekonomiyi IMF’nin dediği gibi, onun sözünden çıkmadan, kendimiz inisiyatif almaksızın, her dediklerini körü körüne yaparak idare edeceksek, bırakalım IMF’nin kendisi kadrolu uzmanları, masa şefleri gelsin idareyi ele alsın.
       Hazır Yuha Bey de yarın Ankara’ya geliyor, ne dersiniz bunu da bir düşünelim!
       
 
       
    MSNBC News Kızılay üzerinden MHP, enerji üzerinden ANAP
MSNBC News Reel sektörün realitesi, enerjinin garantisi
MSNBC News Dövize esaret, dolara mahkumiyet kader mi?
MSNBC News Küçük abdest 350, domatesin kilosu 250 bin!
MSNBC News Ekonomide ve siyasette 'hazan' randevusu
MSNBC News Hedeflemede "zımni ve zaruri" mutabakat
MSNBC News Siyasette ve ekonomide "yeni yönelişler" başlıyor
MSNBC News Programın "toplumsal tabanı" genişletiliyor... ESK nihayet!
MSNBC News Tek, yek, bir, yegan... Çare, biçare, naçar...
MSNBC News "Akılda" bir yıllık gecikme! "Dandik" liraya cazibe, "tepelenen" sanayiye rehabilite!
MSNBC News Hypo vereins, çok keyifli!
MSNBC News Teknokratlar mı, bürokratlar mı, seçim mi, bu hükümet mi?
MSNBC News Arjantin korkusu, Türkiye'ye siner mi?
MSNBC News Banka operasyonu, diplomasi - siyaset - ekonomi birlikte
MSNBC News Dalgalı kura devam, banka önlemlerine sürat
MSNBC News IMF, Türkiye'de siyasete bulaştı!
 
     
 
  NTVMSNBC KULLANICILARININ TOP 10'u  
 

Bu haberi diğer okuyucularımıza tavsiye eder misiniz?
hayır   1  -   2  -   3  -   4  -   5  -  6  -  7  kesinlikle

 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler |
Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları