Home page
Haber Menüsü


Yazara e-mail göndermek için resme tıklayınız.
 
“Akılda” bir yıllık gecikme!
“Dandik” liraya cazibe, “tepelenen” sanayiye rehabilite!
 
Program revizyonunun ana hatları belli oldu. Makro hedeflerde, örneğin enflasyon, büyüme hızı gibi bazı makro büyüklüklerde, değişikliğe gidiliyor.
 
Zülfikar Doğan/Ankara
NTV-MSNBC
 
26 Temmuz—  Zaten devalüasyonun geldiği düzey göz önünde tutulduğunda, enflasyon hedefi üzerindeki etkisini yadsımak olanaksızdı ve şimdi bunun gereği yapılacak.

   
 
NTVMSNBC Reklam  
 

  Yüzde 65 - 66’lık bir yeni enflasyon hedefinin yanı sıra, büyüme hızında da eksi yüzde 3 hedefi, yüzde 5 veya 5.5 ile değiştirilecek.
       Yani, şu ana kadar öngörülenin hemen hemen bir kat daha fazlası küçülme hedeflenecek. Peki o zaman, sonbahar olarak miyad biçilen büyümeye yöneliş ve canlanma nasıl sağlanacak?
       
“REEL SEKTÖR REHABİLİTASYON FONU”
       Onun da işaretini Devlet Bakanı Kemal Derviş “Reel Sektör Rehabilitasyon Fonu” kurulacağı açıklamasıyla verdi.
       Öteden beri programın üretim ayağının eksikliği, unutulmuşluğu dile getiriliyordu. Ancak, programın önceliği, mali sektör, finans kesiminin sıhhate kavuşturulması ve sonra üretime, ihracata, sanayiye bakılması doğrultusunda idi.
       Şimdi anlaşılan o ki, bu bakış açısı da değişiyor. Öteden beri zaten bu açıdan bakışın yanlışlığı ortada idi. Program revizyonu ile birlikte bu yanlışın da düzeltilmesi yoluna gidiliyor.
       Hem, küçülmeyi öngöreceksiniz. Hatta küçülme hedefinizi revize edip, nerede ise ikiye katlayacaksınız. Hem de üretimde, ihracatta artış, canlanma hedefleyeceksiniz. Bunun mutlaka bir mekanizmasının, ayrı olarak ortaya konulması gerekiyordu. Bu, yapılıyor anlaşılan.
       Dün gün boyunca Hazine Müsteşarlığında toplantılar yapıldı. Reel sektörün desteklenmesi, en azından bir nebzecik dahi olsa taze kan zerk edilmesinin yolları tartışıldı.
       Halk Bankası yöneticileri de bu toplantılarda bankanın imkanlarını ve yapılabilecekleri anlattılar, aktardılar.
       
FUAT MİRAS’IN DİLE GETİRDİĞİ
       Bakan Derviş”in dile getirdiği, Reel Sektör Rehabilitasyon Fonu, aslında yeni değil.
       Kulakları çınlasın TOBB Başkanlığından “gayrı iradi olarak kazaen müstafi” Sayın Fuat Miras”ın ısrarla dile getirdiği, hatta IMF ve Dünya Bankası’nın bu tür programlar uyguladığı ülkelerde, bizzat örneklerinin yaşama geçirildiğini çeşitli ülkelerden getirdiği raporları tercüme ettirerek, ispata yöneldiği bir uygulama.
       Miras birkaç kez bizzat Başbakan Ecevit’e, Başbakan Yardımcısı Hüsamettin Özkan’a bununla ilgili raporlar sunmuştu.
       Beklenti, toplamı 10 milyar doları bulacak bir rehabilitasyon fonunun kurulması, bu fonun bir tüzel kişiliğinin olması, Hazine’nin ortaklığında, Eximbank’ın uhdesinde, Halk Bankası’nın da denetim ve desteğinde, Dünya Bankası’nın asgari 500 milyon dolarlık katkısı ile, giderek banka sisteminin de, birer miktar (örneğin 5 veya 10’ar milyon dolar ) para atmasıyla sistemin işletilmesi idi.
       Bankalara kredi borcu olan tüm şirketlerin (tabii ödeme gücü, üretme yeteneği, ihracat kapasitesi, borçlarını eda etme ihtimali bulunan şirketlerin) borçlarını bu fon üstlenecek, Hazine bankalara karşı bu kredi borçlarını garanti edecek, bu garanti karşılığında, fondan ve duruma göre de alacaklı bankalardan, şirketlere ihtiyaçları nispetinde makul miktarda taze kredi açılacak, vadesi gelmiş kredi borçları ise yine fon garantisinde, iki veya üç yılı ödemesiz, 5 veya 7 yıla ertelenecek, mutabık kalınacak bir dolar kuru üzerinden yapılacak dönüştürme işlemiyle, erteleme dolar olarak yapılacak ve miktar dolar olarak sabitlenecek.
       Kısaca sistemin mantığı ve uygulama yöntemi bu idi.
       
IMF’NİN BAŞKA ÜLKELERDEKİ UYGULAMALARI
       Bu modeldeki rehabilitasyon fonu örnekleri için IMF’nin daha önce Güney Kore, Polonya, Macaristan, gibi ülkelerde yaptığı uygulamalar ve bu uygulamalarda Dünya Bankası’nın bizzat o ülke Hazinesi ile ortaklaşa başı çekmesi, baş aktör olması söz konusu.
       Yani misaller ve canlı nümuneler, uygulamanın hayata geçirildiği, muhtelif ülkeler mevcut.
       Bugün muhtemelen rehabilitasyon fonu ile ilgili bazı temel hususlar ilan edilebilecek. Zaten Dünya Bankası’ndan da, bu yönde hazırlıklara nezaret etmek ve sağlanacak parasal destek miktarını müzakereye açmak üzere bir heyet geliyor.
       Fonun kuruluşu, işleyiş prensiplerinin ve fon desteğine alınacak, kredi borçlarının kapsam ve niteliğinin tespiti ile, bankalar - rehabilitasyon fonu ilişkisini düzenleyecek çalışmalar önümüzdeki ay tamamlanabilir ise, fonun da Eylül’de işlemeye başlaması mevzu bahis olacak. Bakan Derviş’in üretim - ihracat ve reel sektör canlanması ile, büyümenin sonbaharda vücud bulacağı yönündeki beyanlarından muradı da bu olsa gerek.
       Bir noktayı daha dikkatinize sunmak isterim. O da, Halk Bankası’nın bu fonun kuruluşu ile ilgili çalışmaları Başbakan Yardımcısı Hüsamettin Özkan’ın bilgisi dahilinde, daha geçen senenin ilk yarısında yaptığıdır.
       Eski genel müdür Sayın Yenal Ansen’in hazırladığı, Başbakanlıkta mevcut olan bu rehabilitasyon fonu kuruluş çalışması şimdi hayata geçiriliyor. Nihayet, bu programın üretim ayağı olmadan muvaffak olamayacağı konusunda -anlaşılan o ki,- ekonomi yönetimi, Sayın Derviş’i, o da, IMF’yi ikna etmiş. Ya da tersi olabilir.
       Yoksa, üretemeyen, ayakta duramayan, kredi borçları ile ilgili vecibelerini yerine getiremeyen, dolayısıyla programın döviz geliri açısından büyük umut bağladığı ihracatı bunca devalüasyona ve rekabetçi kur tantanalarına rağmen, yapamayan, bir sanayi kesiminin tamamını haczetseniz ne yazar? Böylesi bir gelişme zaten önemli ölçüde sağlığını yitirmiş, kan kaybetmiş, erimiş, küçülmüş bir mali sektörü, bir bankacılık kesimini daha da büyük çaresizliğe itmez mi?
       
TL’Yİ “DANDİK” HÜVİYETİNDEN ÇIKARTMAK İÇİN KOLLAR SIVANDI
        Nihayet bu görüldü ve şimdi gereği yapılıyor. Ama bizde hep akıllar geç başa geldiği için, vakti zamanında, bire yapılacak şeyi, kazığı yiyip, beşe yapmaya razı oluyoruz.
       Şimdi insanın içi daha çok acıyor.
       Geçen yıl bütün bunlar yapılmış olsa idi, şimdi bu halde olur muyduk?
       O zaman bu çalışmalar yapıldığında, yine sanayicilerin “avanta” istedikleri, borçlarını erteletmeye çalıştıkları gibi iddialarla kapılar yüzlerine kapatıldı.
       Tabii bir acı olan yan da o zaman bu rehabilitasyon fonunu öneren, gündeme getiren kişilerin her ikisinin de nahoş bir şekilde ekonomideki aktif aktörlükten, çekilmiş ya da rollerini yitirmiş olmaları.
       Program revizyonunun bir destek ayağı reel sektör rehabilitasyon fonu ise, diğer ayaklar Türk Lirası ve dövize matuf önlemler. Bankaların Merkez Bankası nezdindeki munzam karşılıklarına faiz tahakkuku da bir yılı aşkın süredir konuşulan, düşünülen, talep edilen bir şeydi. Nihayet gerekliliği fark edildi.
       Türk Lirasına ise “dandik” deyip bir kenara atmakla, meselenin hallolmayacağı, döviz ve dolar esaretinin, ekonominin kanını iyice emdiği, mecal bırakmadığı da fark edildi.
       Bu kere, TL’yi “dandik” hüviyetinden çıkartmak için kollar sıvandı.
       Fischer’in Ankara’ya vasıl olması öncesinde ilan edilecek pakette mevduat stopajlarının geç vadeyi cazip kılacak tarzda tanzimi önemli bir yer işgal ediyor. Döviz tevdiatında da alakayı ve cazibeyi kıracak yeni stopaj düzenlemeleri, Hazineyi borçlanma açısından soluklandıracak “direkman halka arz” usülleri de devreye sokulacak. Bugün ve yarına bütün bu ödevler sığdırılacak.
       Ümit edilen, murat edilen ekonomide itimadın yeniden inşası ile, sonbaharda yeni bir kazaya maruz kalmamak ve tabii IMF’nin de bu itibar mücadelesinde, “vitrin ülke Türkiye” adıyla sahneye koyduğu piyeste bir kez daha, seyirci tarafından aleyhte tezahürata maruz kalmaması, boş koltuklara oynamaması, senaryolarının işportaya düşüp, cümle aleme rezilü rüsva olmaması.
       Hele, hele direktör Deppler dahi, tavsiye ettikleri nazenin program ile, geçen sene Türkiye”ye yanlış yaptıklarını itirafnamesine yazdıktan sonra, bir buçuk yıldır çektiğimiz bu çileye, bu eza ve cefaya, göz göre, göre yapılan yanlışlara, eller tutulduğu için yapılamayan doğrulara, bu fakirleşmeye, ruhlara sinen karamsarlığa, istikbalden ümidi kaybetmeye, Türkiye”yi terke hazırlanan, memleketinden soğuyan milyonlarca gence inanın içim, yanıyor, acıyor, hayıflanıyorum.
       Bir sene önce düşünülenleri, yapmayıp, el aklı satın alıp, bugün bir sene öncesine geliyorsak. Lirayı “dandik” diye tepeleyip, bugün nasıl “cazip” kılarız diye kafa yoruyorsak.
       Üretimi, sanayiyi önce “hadi oradan avantacı” diye tersleyip, bugün “üretmeden olmuyormuş, gelin size rehabilitasyon fonu kuralım, zaten IMF ve Dünya Bankası bunu başka ülkelerde de yapmış ya, biz bir yıldır uyumuşuz” diye yeni uyanıyorsak, vay bize.
       Vay ki, vay!
 
       
    MSNBC News Hypo vereins, çok keyifli!
MSNBC News Teknokratlar mı, bürokratlar mı, seçim mi, bu hükümet mi?
MSNBC News Arjantin korkusu, Türkiye'ye siner mi?
MSNBC News Banka operasyonu, diplomasi - siyaset - ekonomi birlikte
MSNBC News Dalgalı kura devam, banka önlemlerine sürat
MSNBC News IMF, Türkiye'de siyasete bulaştı!
 
     
 
  NTVMSNBC KULLANICILARININ TOP 10'u  
 

Bu haberi diğer okuyucularımıza tavsiye eder misiniz?
hayır   1  -   2  -   3  -   4  -   5  -  6  -  7  kesinlikle

 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler |
Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları