Home page
Haber Menüsü


Yazara e-mail göndermek için resme tıklayınız.
 
Programın “toplumsal tabanı” genişletiliyor... ESK nihayet!
 
Başlangıçta “ulusal niteliğinin ağır basacağı, tüm sosyal kesimlerle görüşülerek, önerileri alınarak oluşturulacağı” açıklanan ekonomik programın hazırlık sürecinde, bu konuda somut girişimler olmadı.
 
 
2 Ağustos—  Devlet Bakanı Kemal Derviş, göreve başladıktan hemen sonra, Türk - İş, DİSK, Hak - İş yöneticileri ile, ardından TESK ve nihayet TİSK ile bir araya gelirken, hakikaten, programın ulusal karakterli, sosyal kesimlerin, desteğini alacak tarzda hazırlanacağı yönünde bir kanaat oluştu.

   
 
NTVMSNBC Reklam  
 

  Önce 14 Mart, sonra 14 Nisan ve nihayet 14 Mayıs”ta ilan edilen program taslakları, öncelikli düzenlemeler, hedefler ve stratejilerde görüldü ki, program tanıdık - bildik IMF programları haricinde, yeni bir unsur içermiyor.
       Bir önceki, yani yarım kalan programda da öyle olmuştu. O nedenle de, kapsamlı istikrar önlemlerini içeren üç yıla yayılan bir programda en önemli lojistik destek, yani toplumsal destek ayağı noksan kaldı.
       Geride kalan süre içerisinde de bu desteği kazanmak yönünde adımlar fazla atılmadı. Aksine, kesimlerin karşıtlığını arttırıcı, biraz da programın doğası ve içeriği gereği, tepkileri ve faturayı büyütücü yönde uygulamalar, yasal düzenlemeler yapıldı.
       Şimdi, son bir hafta on günden bu yana, bu yaklaşımda bir değişim gözleniyor. Önce Devlet Bakanı Kemal Derviş, sürekli yinelediği “olmayan bir şeyi veremeyiz, kaynak yok, IMF”ye verdiğimiz sözleri tutmak zorundayız, bunların dışına çıkamayız” söylemini biraz terk eder konuma girdi.
       İlk kez “reel sektörün desteklenmesinden, ekonomiye üretim kabiliyeti kazandırılması” gereğinden söz etmeye başladı. Bu çerçevede Dünya Bankası ile ortaklaşa bir programın ve destek fonunun oluşturulacağını açıkladı.
       Derken, bunun hemen ardından TOBB”un girişimi geldi. Hükümet, üç ay önce yüksek sesle istifasını isteyen, ardından da Ankara”da başlayıp ülke çapına yayılan esnaf eylemlerinin bir anlamda fitilini de ateşleyerek, yeni bir toplumsal hareketin öncülüğüne girişen TOBB ile kopan bağları yeniden tesis etti.
       TOBB, 60 dolayında önlem, öneri ve istekten oluşan raporu sunarken, bir yandan da bunların ayrıntılandırılması, destek talebiyle ilgili paketin Hazine”ye getireceği fonlama yükünün tutarını, önümüzdeki hafta tamamlayacak. Sektör kurullarının ilgili bakan ve bürokratların da katılımıyla toplanması neticesinde, reel sektöre, üretim ve sanayie destek paketi daha bir ete kemiğe bürünecek.
       Başbakan Ecevit, önümüzdeki hafta yapılacak liderler zirvesinin ana gündemi olarak da, reel sektörün sorunlarının çözümü için uygulamaya konulacak acil destek paketini ilk sıraya koyduğunu TOBB yöneticilerine bildirdi.
       Bu görüşmede ilginç olan bir diğer nokta ise, iki yıllık istikrar programı uygulama sürecinde, yaşanan bunca kriz, çekişme, çatışma, hükümet ile sosyal kesimlerin arasını açan gelişmelere karşın, sadece iki kez o da başarısız ve uzlaşmasız toplantılar yapan Ekonomik - Sosyal Konsey”in (ESK) toplantıya çağrılacağı yönünde Başbakan Ecevit”in TOBB yönetimine aktardığı görüştü.
       Bizdekine benzer istikrar programlarının, büyük çaplı ve tüm kesimleri kapsayan toplu özveri gerektiren, orta ve uzun vadeli paketlerin en temel unsuru, hemen her kesimin desteğinin alınması, herkesin gönüllü özveriyi benimsemesi, bunun paylaşılması ve kesimlerin birbirine düşen yükü de denetlemesidir.
       Oysa, Türkiye”de bu olmadı. Olmadığı gibi, yine klasik biçimde ve geçmişte de olduğu şekilde, özverinin büyüğü, asıl ve ağır faturası çalışan, işçi, işsiz, dar gelirli, küçük esnaf ve işyeri sahipleri, emekli, dul - yetim, tarım kesiminin üzerine bindi.
       Tabii konjonktürel olarak ve yılların biriktirdiği sorunlar nedeniyle, mali sektörün de ciddi tahribata uğradığı söylenebilir. Ancak, kendi kaybını giderme olanağına sahip kesimlerle, sabit ve dar gelirli, ya da ekonomik varlığını bir aylığa, üç aylığa, bir ürünün satışına bağlamış kesimlerin uğradığı tahribat, yoksullaşma aynı kefeye konulamaz.
       Şimdi, bu özveri paylaşımı konusunda yeni bir noktaya gelindiği görülüyor. IMF de, Dünya Bankası da, ekonomi yönetimi de, hükümet de artık bıçağın kemiği zorlamaya başladığını, kemikten iliğe doğru yürüdüğünü gördüler sanırız.
       Başbakan Ecevit”in yönetmeliklere son rötuşlar yapılır, yapılmaz ESK”yi toplantıya çağıracağını açıklaması, programın sürdürülebilirliği açısından ve toplumsal destek tabanının genişletilmesi açısından, yeni adımların habercisi.
       Dünya Bankası Türkiye temsilcisi Ajay Chhibber”in de benzer zorunluluğu, yani artık üretim boyutunun, istihdam boyutunun, sosyal yönün ön plana alınması zamanının geldiği açıklamaları da bu adımların pekiştiricisi.
       Belki de, yine asıl tavır ve karar hükümetten değil de, programın bu kadar can yakması, bu kadar insanların canını acıtması karşısında, başarısızlık ve akamete uğrama korkusundan, kaygısından ötürü, IMF - Dünya Bankası ikilisinden gelmiş olabilir.
       Özellikle GSMH artışı ile ilgili hedef revizyonu ve eksi büyümenin yüzde 5.5 olarak yeniden belirlenmesi, önümüzdeki dönemde, daha çok işsizliğin, daha çok işyerinin kapanmasının, talebin daha da alt seviyelere inmesinin habercisi olarak algılanırsa, sanırız sosyal önlemleri de en azından tartışmaya açarak, eriyen, tükenen topluma istikbale dönük bazı umutlar aşılama, bir psikolojik tedavi ve beklentilerle, acılara katlanma direncini, gücünü arttırma yoluna gidiliyor olabilir.
       Zaten, reel sektörün desteklenmesi, üretimin canlandırılması, iç piyasaların açılması ile ilgili yapılan hazırlıklar ve çalışmaların, en erken Eylül sonu, Ekim başı gibi yürürlüğe girebileceği göz önünde tutulduğunda, nihai hedefin olumlu sonuçlar şayet hedefleniyorsa, 2002 baharını yakalamak olduğu söylenebilir.
       Zor bir sonbahar, zor bir kış dönemi önümüzde. Programın bu süre içerisinde yeni kazalara uğramaması açısından da Hazine ve Merkez Bankası faize ve dövize istikrar kazandıracak Ağustos ayı ihale programlarını, ilan ettiler. Hazine, piyasa yapıcılığı sistemini yeniden gündemine alırken, borçlanma stratejisinde de, dövize endeksli kağıt, halka doğrudan arz gibi yeni seçenekleri hazırlıyor.
       Programın temel unsurlarından tarımda atılacak adımlar için de, muhtemel önlemler üzerinde duruluyor. Şeker pancarı ve Tütün üreticilerinin IMF istekleri doğrultusundaki düzenlemelerle uğrayacakları kayıpların sosyal patlamaları, büyük çaplı göç hareketlerini gündeme getirmesi olasılığına karşı, ürün çeşitlendirmesi, alternatif ürün programları, doğrudan gelir desteğinin alanının ve kapsamının genişletilmesi gibi, çalışmalar hızlandırılıyor.
       Kısaca özetleyecek olursak, yapılan düzenlemelerin, netice alıcı aşamaya getirilmesi, programın kendisine güven tesisi için gerekli olduğundan, diğer yandan da programın destek ayaklarının, toplumsal tabanının genişletilmesi, tepkilerin hafifletilmesi, yönünde hazırlıklara yöneliniyor.
       Başarısızlık olasılığına karşı bahanelerin tükendiği bir noktada, hükümet ve ekonomi yönetimi feragat ve fedakarlık istenen kesimlerle diyalog arıyor. En azından hallerini daha da kötüye götürmenin, programın da akıbetini meçhule döndüreceği görüldüğü için, öteden beri noksan olan yanlar tamamlanmaya, açıkta kalan yerler yamanmaya çalışılıyor.
       ESK”nın toplantıya çağrılması hazırlığı da, bütün bu aşamaların bütünleyicisi, nihai noktası olacak.
       Ancak atılacak ve atılması planlanan adımların ne ölçüde samimi olduğu noktasında toplumsal kesimlerde hasıl olacak kanaat de, bu girişimlerin istikbalini ve başarı şansını belirleyecek.
       Tabii ki, devletin olmayan kaynaklarla, tüm kesimlerin sorunlarını çözmesi, herkesin taleplerinin aynen karşılanması beklenemez. Ancak, taleplerle ilgili öncelik sıralaması, ya da alternatifler belirlenirken, en alttan başlanması birazcık da olsa programın varsa adaleti konusunda, fikirleri müspet etkileyebilecektir.
       Memleketin insanları, işçisi, memuru, çiftçisi, dulu, yetimi, işsizi, köylüsü, esnafı, sanayicisi ve dahi bankacısı, elin oğlundan önce, kendi canının kendisini düşündüğünü, kendisi için üzüldüğünü görmek istemektedir.
       O yüzdendir ki, zaten Fişer”in giderayak, moral açıklamaları, umulan müspet etkiyi, öyle abartıldığı şekilde icra mevkiine getirmemiştir. Aksine, iyi bir şey olacak ise, insanlar bunu gözleri ile görmek, hissetmek, cüzdanlarında ve sofralarında, farkına varmak istemektedir.
       Bu aşamadan sonra da yapılması gereken artık budur!
       
 
       
    MSNBC News Tek, yek, bir, yegan... Çare, biçare, naçar...
MSNBC News "Akılda" bir yıllık gecikme! "Dandik" liraya cazibe, "tepelenen" sanayiye rehabilite!
MSNBC News Hypo vereins, çok keyifli!
MSNBC News Teknokratlar mı, bürokratlar mı, seçim mi, bu hükümet mi?
MSNBC News Arjantin korkusu, Türkiye'ye siner mi?
MSNBC News Banka operasyonu, diplomasi - siyaset - ekonomi birlikte
MSNBC News Dalgalı kura devam, banka önlemlerine sürat
MSNBC News IMF, Türkiye'de siyasete bulaştı!
 
     
 
  NTVMSNBC KULLANICILARININ TOP 10'u  
 

Bu haberi diğer okuyucularımıza tavsiye eder misiniz?
hayır   1  -   2  -   3  -   4  -   5  -  6  -  7  kesinlikle

 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler |
Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları