|
Ergenekonda 16 kişi daha gözaltında | |||
Muhalefet bununla, Özellikle MHP üzerinde baskı oluşturmaya çalışıyor. Onlara göre, MHPnin hükümetten çekilmesi, hatta ülkenin seçime gitmesi için iyi bir ortam sözkonusu. MHP hükümet protokolüne ve programına imza koymuş bir parti. AB hedefi de hükümetin ana politikalarından biri olduğuna göre, MHP bunun gereklerini yapmalı. Bu gerçekten de MHPnin önemli bir çelişkisi. 18 Nisan seçimleri öncesinde ana siyasetini PKK terörü üzerine oturtmuş olan MHP, şimdi onun altında kalmamaya çalışıyor. Ama MHP, o tarihten bu yana Türkiyede çok şeyin değiştiğini pek de görmek istemiyor. TÜRKİYE KENDİNE GÜVENMELİ Bu ülkede Milli İstihbarat Teşkilatı, Öcalanın idam edilmesine karşı olduğunu, başkanının ağzından açıkladı. Askerlerin de idam bir talebi hiç dile getirilmedi. PKK terörü ile mücadelede ön sıralarda yer aldığı her fısratta dille getirilen Emniyet eski Genel Müdürü ve Elazığ Milletvekili Mehmet Ağar bile Öcalanın idam edilmesinde bir yarar görmüyor. Türkiye, Öcalanı teslim almış, dört duvar arasına tıkmıştır. Türkiye bu savaşı kazanan taraf olmuştur. Bu başarı şehitlerin başarısıdır. Tehlike hiç yok değil, ama şu anda güçlü konumda olan taraf Türkiyedir. İşte bu konjonktür Türkiyenin kendine daha çok güvenip, daha ileri adımlar atmasına olanak verecek bir konjonktürdür. Bunu devletin ilgili tüm birimleri (terör mücadelesini canlarını vererek yapmış olanlar başta) görüyor. Türkiye, Öcalanı dört duvar arasına tıktıktan sonra, evlatlarını kaybetmiyor; anneler yeni şehitler için gözyaşı dökmüyor. İşte böylesi dönemde, PKK üzerinden siyaset yapmanın çok da prim getireceği kanısında değilim. Hele PKKya hala büyük bir güç vehmetmenin, terör örgütünün ekmeğine yağ sürmek olacağını düşünüyorum. HERKES HASSAS Daha önceki yazılarımda da belirttim, ayrıca Türkiyede PKKya veya Türkiyenin bütünlüğüne ilişkin konularda sadece MHPnin hassasiyet gösterdiğini ileri sürmek, söylemek, iddia etmek hem çok tehlikeli, hem bu ülkeye zararı olacak bir görüştür. Kaldı ki eğer böyleyse o zaman vay halimize... Oysa, Türkiyede bu iki konuda, hiçbir başka konuda olmayan mutabakat vardır. MHPnin göz ardı ettiği nokta bu, bence. Aynı gözardı DYPde de görülüyor. DYP lideri Tansu Çiller, 18 Nisan seçimlerinden bu yana, hükümette yer alan MHPyi her fırsatta birinci derecede hedef yaptı. Hükümet ortakları içinde, eleştiri oklarının en ağırını MHPye yöneltti. Şimdi idam konusunda da en çok MHP üzerine gidiyor. Çiller, idam cezasının kaldırılmasını ikinci demokrasi paketine koymamış gibi, Türkiyede AByi en fazla isteyen parti kendileri olduğunu açıklamamış gibi, bugün Ertuğrul Özköke, Önce Öcalanı asalım, ondan sonra idam cezasını kaldıralım diyor. Bu işte gerçekten gariplik var. Çiller, hemen asalım diyerek, bir başka mesaj daha veriyor. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarını beklemeye gerek yok demeye getiriyor. Yani bir başka anlatımla, bu mahkemeyi tanımaya da gerek yok. Türkiyenin Gümrük Birliğine girişi için, ki bu konuda çok ciddi eleştiriler var, dönemin başbakanı olarak büyük mücadele verdiğini söyleyen ve Avrupa Fatihi olarak karşılanan Çillerin, bugün ABnin, olmazsa olmaz koşullardan birinin, idam cezasıyla ilgili olduğunu, Avrupada idam cezasının bir tek Türkiyenin yasalarında yer aldığını bilmiyor olamaz. DYP, bu konuda izlediği politikanın kendi yararına olduğunu düşünse bile, bu partinin önünde bugün çok ciddi bir yol ayrımı sözkonusu. Ya ABye giden yolu açan partiler arasında yer alacak, ya da AB yolunu kapatanlar arasında. Bence MHPden çok, DYP bir çıkmaz içinde. Eğer AB yolunu tıkayan partiler arasında yer alırsa, ANAPın ekmeğine yağ sürmüş olacaktır. Merkez sağda bu politika kimin samimi olduğu test etmiş olacaktır. Eğer MHPyle aynı tutumu sergileyecek olursa, hedeflediği oy kiltesinin MHPye daha fazla yönelmesi büyük olasılık. İdamla ilgili kiliti çözecek en önemli parti DYP yani. Ama bu kilit DYPnin kapısını da son derece yakından ilgilendiriyor. Eğer DYP, bu kilidi açma yönünde eğilim göstermez, kilit AKP ve SP tarafından, biraz da zorlanarak açılırsa DYPnin sıkıntıları daha da artacaktır. Bu nedenle DYPnin, tasarı kapıya gelene kadar, MHP üzerinde politika yapmayı, bu partiyi köşeye sıkıştırmayı sürdüreceğini; ancak daha sonra Türkiyenin geleceği için belirleyici olan, Ya AB, ya kendi başımıza tercihlerinden birini seçeceğini düşünüyorum. Yani DYP; biraz da zamana oynuyor gibi. Ama DYPnin şu gerçeği kabul etmesi gerek. İdam cezası ile ilgili tutum ABnin sadece Türkiyeye özel bir şartı değil. AB, bu konudaki tutumunu yıllar önce ortaya koymuş. Bu konu bir teslimiyet sorunu olarak asla görülmemeli. Konu Türkiyenin kendi iç huzurunu aslında çok daha fazla ilgilendiriyor. Artılar, eksiler kapılı kapılar ardında çok daha net ortaya konuyor ve konuşuluyor; ama nedense halkın önüne gelindiğinde takınılan çekingenliği hiç sormayın. Çünkü, politikayı böyle yapmayı tercih ediyorlar. Bu politika dönemi sona eriyor. Türkiye, geleceği ile ilgili tarihinin en önemli kararını bu yıl içinde sonuçlandıracak. Siyasi partiler ya Türkiye için siyaset yapacaklar, ya da kendi partisel çıkarlarını öne çıkarmayı sürdürecekler. İkinci seçenek olduğunda, ben yine inanıyorum ki, bu partiler silinecek. Bakın bu ülkede hükümetin başarılı olduğunu söyleyen hiç kimse yok. Ama ekonomi alanında oldukça iddialı, anamuhalefet ve merkez sağda yer alan bir parti geçen seçimlerden bu yana oylarını yüzde bir mi, yüzde iki mi artırdıyı tartışıyor. Bunu başarı görüyor. | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
DYPnin en kötü hali bunun altında olmaz. Eğer geçmişinde büyük seçim başarıları yer alan bu çizginin ana temsilcisi olan bir parti, bugün yüzde 50lerde dolaşmıyorsa, bunun gerçek bir iç muhasebesi yapılmalı. DYP, hükümet üzerinde siyaset yapmaktan vazgeçmiyor. DYP, bu politikayı geride bırakıp, Türkiyenin sorunlarını aşacak politikalara yönelmek durumunda. Çare, Daha kötü bir Türkiye devralmak değil. Çare, Bugün dünden iyi yönetilen; ama yarın daha da iyi yönetilecek bir Türkiye için kavga verebilmektir. Bütün partilerin bu yönde yapacağı katkılar herkes tarafından da görülecektir. Yani pozitif siyaset öne çıktıkça, Türkiye ve bu partiler kazanacak. Doğrusu bu konuda AKP, DYPden daha ilerde görünüyor. Bakalım bu kez ne olacak?
| |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Vekillerin sigara savaşı MHP'nin yalnızlık seçimi Durmuş'tan duygusal hayata katkı MHP'den uyuma iki şart Çiller'in alyans dikkati Sezer'in hakkı Durmuş'un aşk recetesi O da siyasetçi Erdoğan da Davos Zirvesi'ne davet edildi Derviş'e kızmak Ecevit ABD'ye giderken Muhalefet demek, kız tarafı demek Bu rekabet öldürür Güzel bir örnek Muş böyle zulum görmedi |
|||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||