| | | | NTV muhabiri arkadaşımız Tülay Ağaoğlu, bir röportaj için Meclis’deki makamında Çiller’i ziyaret etti. Sorular soruldu, yanıtlar alındı; görüşme bitti. Bu kez soru sorma sırası Çiller’e geldi:
“Tülaycığım sen evli değil miydin?” Tülay, biraz şaşırdı. Çünkü, Çiller, evli olduğunu biliyordu. “Evet efendim, iki de çocuğum var üstelik. Hayırdır?” Çiller, bu kez, bir yandan başını sağa sola sallarken, diğer yandan muzip bir gülümseme ile, “Seni gidi seni!” dedi.
Tülay’ın merakı daha da arttı. Ortada bir muziplik olduğunu düşünüyor; ama nedenini bulmaya çalışıyordu. “Ne oldu efendim?” diye üsteledi. Çiller, “Parmağında alyans yok da” diyerek, baklayı ağzından çıkardı.
Bu kez gülme sırası Tülay’a geldi: “Efendim; son hamileliğimde ellerim çok şişti, yüzüğü çıkarmak zorunda kaldım. Sonra da fazla kilo verdik, bol gelmeye başladı. Ben de bir daha takmadım. Eşimin de hiç bir itirazı olmadı.” Tülay, sonra da esprisini patlattı:
“Hani hiç de fena olmuyor, efendim!” Çiller bu sözlere kahkaha ile karşılık verdikten sonra bir de sosyolojik tesbit yaptı: “Biliyorsun, bizde hep erkekler yapar da, sende de görünce dikkatimi çekti. Demek senin gibi hanımlarımız da var. Valla bravo sana.”
EDİZ HUN’UN ARTİSTLİĞİ
Koalisyonun MHP ve ANAP kanatları arasında, uyum yasaları üzerinde bir tartışmadır gidiyor. Tartışma, zaman zaman sinirleri geriyor, zaman da esprilerin konusu oluyor. Tabi böylesi dönemlerde, biz gazetecilerin, en büyük ilgisi, tarafların yöneticilerine yönelik olur. Arkadaşlarımız, ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz’ın konuyla ilgili yaptığı bir açıklama sonrası soluğu MHP Grup Başkanvekili ve Erzurum Milletvekili İsmail Köse’nin yanında aldılar. Karşılıklı sorular soruldu, yanıtlar alındı, sonra Köse, “Bakın size birşey diyeyim mi, ben ANAP’dan Ediz Hun’u çok takdir ediyorum” dedi.
Arkadaşlarımızın meraklı bakışları ardından, sözlerini sürdürdü: “Sayın Hun, sinemadan geliyor. Yani, gerçek bir artist. Ama Meclis’e geldikten sonra o kadar büyük bir ciddiyetle çalıyor ki, hayranım. Gerçek bir artist olmasına karşın, ANAP’ta, artistlik yapmayan bir tek o kaldı. Diğerleri hepsi artistlik peşinde.” Köse, bu sözlerini Ediz Hun’u ilk gördüğünde yüzüne de söyleyeceğini belirtti.
OKUYAN’IN KIRMIZI KAZAĞI
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Yaşar Okuyan’ı, son günlerde ekranlarda, sık sık kırmızı bir kazakla görmeye başladık. Bu kazağı o kadar sık giyiyor ki, bir gün dayanamadım, “Yaşar Bey, başka kazağınız yok mu, Allah aşkına?” diye sordum. Önce, “Aldın da giymedik mi?” diye takıldı, sonra da bu kazağın ne kadar tutulduğunu, iki örnekle, anlattı: | |
|
“Kazağın sırrını ben de anlayamadım, ama çok beğenildi. Bak bir televizyon kanalından ayrılınca bir hanım aramış ve bu kazağın nereden alındığını bana sormalarını istemiş. Bana çok yakıştığını, eşine de böyle bir kazak almak istediğini söylemiş. Bir başka kanalda da aynı şey olmuş. Biz çıktıktan sonra, bu kez genç bir bayan aramış. O da çok yakıştığını belirtip, nişanlısına almak istediğini anlatmış. Onun da isteği kazağın nereden alındığı.”
40 METRELİK “CÖBEK”
Okuyan, daha sonra kazağın Lacoste marka olduğunu ve eşi Aynur Okuyan tarafından alındığını, kopya olarak bize iletti. Ama ardından da, Karadenizliliğini anımsadı. Hanımların iyi anlamaları için Karadeniz şivesi ile onlara küçük bir uyarıda da bulundu:
“Ha bu hanimlar, ecranda 40 metre ilerideçi cöbeği cöremiyirler da..”
| |
Ergenekon’da 16 kişi daha gözaltında
Sezer'in hakkı
