|
Tabi benim bu sözlerimi kabul etmiyorlar, ancak gerçek Ceylanın sözleriyle bir kez daha ortada... Gerçekten de genel olarak MHPlilerde, kendileri dışında herkesin ülkenin çıkarlarını korumakta yeterli derecede özenli olmadığı gibi bir anlayış var. Bu, Türkiyenin hak ettiği, bu ülkenin insanlarının ve kurumlarının hak ettiği bir bakış açısı değil. Bu ülkede, bazı küçük marjinal grupçuklar dışında herkesin ve her kurumun ülke çıkarlarını, kendi bakış açılarına bağlı olarak en iyi şekilde korumaya çalıştıklarına inanmak durumundayız, elimizde çok aksi bir kanıt yoksa. Hele MHP gibi, Bizim bir ortağımız mandacı falan gibi laflar edenlere ise hemen sormalı, O zaman mandacılarla neden işbiriliği içindesiniz. Bitirin bu ortaklığı demek gerekmez mi? MHP, bu söylemi bir kenara bırakmalı ve insanları veya kurumları vatan haini gibi göstermekten geri durmalı. Aksine karşı tarafın da haklı şeyler söyleyebileceğini de gözden hiç ama hiç uzak tutmamak gerek. Çünkü, tek bir bakış açısının ülkeleri hangi duruma düşürdüğünün örneklerini gündeme getirmeye gerek bile yok. YURTSEVERLİĞİN TEK ÖLÇÜSÜ OLMAZ MHP eğer ülkeyi gerçekten seviyorsa, daha gerçekçi bir değerlendirme içinde olmalı. Yurtseverlik nedir? sorusunu bir kez daha gündemine taşımalı. Ekonomisi çökmüş, IMFye dünyanın en çok borçlanan ülkesi olmuş bir Türkiye mi? Vatandaşları Avrupa ülkeleri elçiliklerinin önünde uzun kuyruklar oluşturmuş bir ülke mi? Daha açıkçası vatandaşları ülkesini terk etmek için her fırsatı değerlendiren bir ülke mi? Bunlar sadece iki basit örnek. Türkiye bugün gerçekten tarihi bir yol ayrımı noktasında ve bu söylemi kimse hamaset olarak da kabul etmesin. Ya zengin ülkeler kulvarında koşacağız, ya da kişi başına ulusal gelirde 2 bin dolarlar civarında dolaşacağız; kendi iç kavgalarımızla zaman geçirip, dünyaya kapanacağız, çocuklarımız gelecek korkusunu yaşamaya devam edecek, daha kötü giyinecek, daha az sağlıklı olacak, daha yetersiz beslenecek, daha kötü eğitim olanaklarına sahip olacak, dünyada pek de itibar görmeyen bir parayı ceplerinde taşıyacak, kısacası yoksul bir ülkenin vatandaşları olacaklar. Bunları söylediğimizde hemen Avrupa Birliği bizi zengin mi edecek, diye soruluyor. Tabii ki AB bize para akıtacak değil, ama bugüne kadarki örnekler gösterdi ki AB normlarına kavuşan tüm ülkeler 10 yılda ulusal gelirlerini üçe, dörde katladılar, daha zengin oldular. Hafta içinde Madride gittim. Madrid Büyükelçiliği Basın Müşaviri Cafer Bey, 20 yıldır bu ülkede görev yapıyor. Kendisine AB öncesi ve sonrası Madridi sordum. BİR GÜZEL ANIMSANACAKLAR Söylediklerinin özeti şöyle: Ben o süreci çok iyi yaşadım. Buralar mezbelelikti, her şey o kadar hızlı ve çabuk gelişti ki, bugün Madrid ve İspanyanın tüm kentleri dünyanın en güzel kentleri oldu. İki bin doların biraz üzerinde olan ulusal gelir bugün 15 bin dolarlarda. Keşke herkes gelse de buraları görse. 1970li yıllarda bizimle aynı durumda olan İspanya gibi İtalya, Portekiz ve Yunanistanda da durum hiç farklı olmadı. AB, hem bir medeniyet projesi hem de zenginliği yayma projesi. Bu projeden Türkiye geçmişte yararlanmadı, tablo ortada ve o gün Türkiyeyi bu tablonun içine sokmayanlar, bugün AB için yırtınıyor. Yarın Doğu Avrupa ülkeleri, Bulgaristan ve Romanya da birer İspanya olacak. Türkiye ABye girmezse kendi kulvarında debelenmeye devam edecek. O zaman da, bugün Türkiyenin AB yoluna taş koyanlar bir güzel anımsanacak. Onun için herkesin küçük siyasi çıkarları bir kenara bırakmasının zamanı. MHPnin politikası ortada. DYPninki de. MİLLET GÖRECEK | |||||||||
Tam kilidi AKP açacak derken, bir çark da oradan geldi. AKP; tamamen siyasi bir kararla, idam cezasının kaldırılması için Anayasa değişikliği şartını getirmeye karar verdi. Kimseyi kandıramazlar, bu Meclisten Anayasa değişikliği geçmez. Bu şartı öne sürmek AB yoluna taş koymakla eş anlamlı. Yani gelinen noktada AKPnin tutumu ile MHP ve DYPnin tutumu arasında bir fark yok. Hele hele DYPnin tutumu ile de tam bir örtüşme içinde. AKP, hükümetin ömrünü uzatmamak gerekçesiyle böylesi bir yasal değişikliğe yanaşmıyor. İş bu kadar basit. Yani hükümetin düşmesi ABye girmekten daha da önemli. Geçin bunları Allah aşkına, bırakın şu küçük siyasi çıkarları bir kenara. AByi istiyorsanız, sözkonusu olan bu hükümet de olsa verin desteği. Millet bunu görecek. Yani kimin Türkiyeyi ABye soktuğunu, kimin karşı durduğunu. | |||||||||
Yılmaz'ın defans oyunculuğu Tutarlı mı, popülist mi? Bahçeli'nin Çin gezisinde Çin işkenceleri! Şark kurnazlığı Sağırlar diyaloğuna nokta MGK'dan Bu kavga seçimi getirebilir Vekillerin kola gazoz savaşı SP'de 'ML' etki "Uzun ince" yolda son durum Siyaset şekerlemeleri Erken seçim Cem + Derviş Ağalar böyle konuşur DSP'li bakanlar istifa etmez! Ergenekonda 16 kişi daha gözaltında |
|||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||