Home page
Haber Menüsü


Yazara e-mail atmak için fotoğrafın üzerine tıklayınız
 
Şark kurnazlığı
 
Kurnazlık bazılarının genlerinden geliyor. Onlar dünyanın en zengin, modern, gelişmiş ülkesinde yetişseler de “Şark kurnazlığını” bir türlü bırakmıyorlar.
 
Ankara
NTV-MSNBC
 
7 Haziran—  Son dakikaya kadar belirsizlik içinde kalıp, küçük hesapların peşinde koşuyorlar. Onun için de büyük projelerin sahipleri olamıyorlar. Siyaseti de küçük grupçuklar için yapıyorlar; kendi küçük çevrelerinin dışında başkasını görmüyorlar. Avrupa Birliği ile ilgili gelişmeler de bu anlayıştakileri bir kez daha ortaya çıkarıyor.

   
 
NTVMSNBC Reklam  
 

  Bir yandan “En AB’ci” kesilip, diğer yandan, “Yok şöyle olsun, böyle olsun” diyorlar.
       Onlar öyle deyip dursun, birileri de çıkıp, net tavır koyduğu için, “Ülkenin önündeki kilidi çözen” unvanını kazanıyor.
       Her iki tavrı ortaya koyanı herkes görüyor; kendi partilileri de.
       Cumhurbaşkanı’nın AB konusundaki liderler zirvesini toplama girişiminin ardından DYP Genel Başkanı Tansu Çiller’in çıkışı; bir kez daha, “Ben tecrübe kazandım” diyen Çiller’in aynı Çiller olduğu konusunda herkesi ikna etti. Kendi partililerini de...
       Çiller, öncelikle Başbakan Bülent Ecevit’in sağlık durumu ile ilgili kullandığı üslup konusunda dikkat çekti.
       Çiller’in yönetim boşluğu konusunda söylediklerini değerlendirme dışında tutarak, ki bu konuda bir ana muhalefet lideri olarak haklı görüşlerini ortaya koymakta son derece doğru yapmaktadır... Ancak bir yandan Başbakan’ın zirveye katılmaması halinde kendisinin de katılmayacağını açıklarken diğer yandan da, “Atatürk öldüğünde Türkiye çökmedi de Ecevit gidince mi çökecek?” diyerek ölüm imasında bulundu. Ayrıca, “Eğer Başbakan o toplantıya katılırsa sürüklenerek götürülmüş olur, bu da insan haklarına aykırıdır” diye çıkış yaptı.
       
AKP NİYE BİRİNCİ?
       İyi ama bir kere “Sürüklenmek” sözcüğü buraya ne kadar yakışıyor. İkincisi de, “Eğer oraya sürüklenecekse, Ecevit’i oraya sürükleyenlerin başında Çiller gelmiyor mu?
       Ecevit’in sağlığı ve yönetim konusunda AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan da çok sert eleştiride bulundu; ama bir şey daha yaptı. “Başbakan o zirveye katılmayabilir, bunu insani açıdan kabul edilir buluyoruz. Eğer Başbakan katılmazsa o zaman bizim görevimiz daha önemlidir, oraya gidip görüşümüzü ortaya koymalıyız” dedi.
       Sizce bu iki çıkış arasında önemli fark yok mu? Bu nedenle de daha dün partileşmiş olan AKP bugün anketlerde DYP’nin çok önünde, birinci parti çıkıyorsa niye şaşalım ki?
        AKP, “AB Türkiye’nin en büyük hedefi, bunun için ne gerekiyorsa yapmaya hazırız” derken, DYP Genel Başkanı, hâlâ bir terörist başının kellesini Türkiye’nin önüne koymakla meşgul. “AB mi, Apo’nun kellesi mi derseniz, tabi ki AB, derim” sözleri bile havada, gereği için bir harflik ilerleme dahi sağlanmış değil.
       Daha önce de birkaç kez yazdım, pek çok DYP’li dostumuza da söyledik, bu kadar kötü yönetilen Türkiye’de üç koalisyon partisi baraj altında görülürken, ana muhalefet partisi yüzde 13-15’leri tartışıyor ve bunu başarı görüyorsa, bu ciddi bir başarısızlıktır. Nedeni de ortadadır. Ciddi bir güven sorunu var bu parti ile halk arasında.
       
DYP’LİLER DE ŞAŞKIN
       Tansu Çiller zirve ile ilgili olarak dün bir basın toplantısı düzenledi Meclis’te. Kendisine iki soru yönelttim. Birincisi, “Başbakanın katılmadığı bir toplantıya ana muhalefet liderinin katılıp ağırlık koyması daha iyi olmaz mı?” ve “Sizin AB’yi değil hükümeti yıkmayı hedeflediğiniz söyleniyor, doğru mu?” sorularını yönelttim.
       Yanıtlarla işim yok.
       Basın toplantısından sonra, bir DYP milletvekili ile karşılaştım. Sorularım nedeniyle beni tebrik ettiğini söyledi. Nükte yaptığını düşündüm. Sonra konuyu açtıkça Çiller’in zirveye katılmama düşüncesinin ne kadar yanlış olduğunu açıklamaya başladı. Bu kez şaşırdım, onun bir DYP milletvekili olup olmadığı konusunda bile şüpheye düştüm. Doğrusu bundan önce ikili hiçbir görüşme yapmadığım bir milletvekili olduğundan, büroya döndüğümde hemen milletvekili albümüne baktım; yanılmamıştım DYP milletvekiliydi.
       Hemen onun ardından DYP’li eski bir bakanla karşılaştım. O da sorularıma destek verince şaşırdım. Bu eski bakan daha çarpıcı bir ifadede bulundu:
       “DYP son bir haftadır ciddi gerileme içinde. Tansu Hanım’ın AB konusundaki belirsiz çıkışları aleyhimize işliyor. Köyde bile oy kaybediyoruz, büyük kentlerde ise durum çok daha vahim.”
       Liderlik ülkeyi ileri götürmek içindir. Eğer bir lider, varsayalım ki ülkesini sevmiyor, bunun gereğini yapmıyorsa, diğeri de, “O bunu yapmıyor diye, ben de şunu yapmam” deme hakkına ne kadar sahip. Bugün Türkiye’nin ihtiyacı olan, ülkenin önündeki kilidi bir kez daha kapatmak için çevirmek değil, kilidi açmaktır.
       Kimler kilidi bir kez daha çevirecek, kimler açacak?
       Çok değil, birkaç günde ortaya çıkacak.
       
ÇEKİLME KARARI BEKLENİYOR
       Başbakan Ecevit’in toplantıya katılmama kararı yazımızdan sonra geldi. Bir kere şunu rahatlıkla söylemek mümkün ki, Başbakan Ecevit gereksiz beklentiye neden olmuş ve bu tavrıyla da gereksiz bir tartışma ortamı yaratmıştır.
       Biz bile, konuştuğumuz her DSP’liye Başbakan’ın bu toplantıya katılmayacağının gün gibi aşikar olduğunu, bunun çok önceden açıklanmasının daha yararlı olacağını söyleyip, MGK toplantısıyla ilgili gereksiz beklentiyi anımsatmıştık.
       Ama ne yazik ki, bunları Ecevitler’e anlatabilecek bir DSP’li yok. Sonuçta Ecevit, bizim için sürpriz olmayan; ama kendisi için artık sonun başlangıcı olarak nitelenebilecek bir kararı açıkladı. Başbakan Ecevit ve eşi Rahşan Ecevit kabul etmese de bu karar kendisinin görevi sürdürmesi konusundaki belirsizlikleri netleştirme yolunda önemli bir adım olmuştur.


       Sanıyoruz ki önümüzdeki hafta koalisyon ortakları bu konuda ciddi bir değerlendirme yapacaktır. Bu arada Ecevit’in de belli bir süreçte çekilme kararını açıklaması sürpriz olmayacak. Bunun sonunda kıyamet de kopacak değil.
       Öyle sanıyoruz ki koalisyon ortakları, sonuna kadar beraber gitmeyi tercih edecekler.
       DSP’nin hiçbir koalisyon ortağı ile sorunu yok. Bütünlüğünü koruduğu sürece yine koalisyonun önemli ortağı olacak. Ancak yeni hükümet kurulurken MHP ile ANAP arasında ciddi pazarlıklar yapılacak ve öyle görünüyor ki sonuçta yine uzlaşma sağlanıp yeni hükümet kurulacak. Bu hükümetin ömrü de yine uzun olacak gibi. MHP ile ANAP arasında uzlaşma sağlanmaması halinde ise yeni hükümet arayışlarından çok, sonbaharda seçimi konuşmamız gerekecek. Bu konudaki gelişmeleri bir sonraki yazımızda daha ayrıntılandıracağız.
       
 
       
    MSNBC News Sağırlar diyaloğuna nokta MGK'dan
MSNBC News Bu kavga seçimi getirebilir
MSNBC News Vekillerin kola gazoz savaşı
MSNBC News SP'de 'ML' etki
MSNBC News "Uzun ince" yolda son durum
MSNBC News Siyaset şekerlemeleri
MSNBC News Erken seçim
MSNBC News Cem + Derviş
MSNBC News Ağalar böyle konuşur
MSNBC News DSP'li bakanlar istifa etmez!
TOP5 Ergenekon’da 16 kişi daha gözaltında
 
     
 
  NTVMSNBC KULLANICILARININ TOP 10'u  
 

Bu haberi diğer okuyucularımıza tavsiye eder misiniz?
hayır   1  -   2  -   3  -   4  -   5  -  6  -  7  kesinlikle

 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler |
Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları