|
Koltuğundan olan tek isim Devlet eski Bakanı Hikmet Uluğbay oldu. Uluğbayın kararlı tavrı ve başka bir yol da kalmamış olması bu sonucu doğurdu. Türkiye, tarihinin en büyük iki ekonomik krizini Recep Önal döneminde yaşadı. Ama Önalın istifası Başbakan Bülent Ecevit tarafından kabul edilmedi, Önal da ısrarlı davranmayınca, bir koltuk, bir makam aracı, bir oda, bir sekreterle işleri götürmek durumunda. Peki, bu tablodan ANAPın ve MHPnin başarısız olduğu, DSPlilerin tümünün ise çok başarılı olduğu sonucunu çıkarmak doğru mu? Çoğu DSPli bakan için bir şey söylemeye gerek yok; ama Recep Önalın durumunu yukarda özetledik ve acaba aynı isim MHPli veya ANAPlı olsaydı, bugün koltuğunu koruyabilir miydi? KOLTUĞA YAPIŞTI KALDI Bütün bunları unuttuğumuzu varsayalım. Gelin şu son rezalete bakalım: Af rezaleti. Yani Adalet Bakanı Hikmet Sami Türke ne dersiniz? Kendisi bir hukuk profesörü olan Türk, son Anayasa değişikliğini unutmuş gibi, yeni bir af yasasının Meclisten 5/3 çoğunlukla geçmek zorunda olduğunu bilmemekte. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer de doğruyu gösterince, yaşını başını unutup, hırçınlaşmakta. Bir Adalet Bakanı düşünün ki, Anayasa Mahkemesinin tam altı ay önce verdiği iptal kararının süresinin 27 Nisanda dolacağını unutsun. Bir yasa tasarısı Meclise sevk ederken bile bu ayrıntıyı gözden kaçırsın, tasarıyı takip etmesin; ta ki Meclis Başkanı Ömer İzgi, Kardeşim acele edin süre 27 Nisan da doluyor diyene kadar. Tabi trenin kaçtığı fark ediliyor ve tasarıya yürürlük tarihi, - ki o tarihte Cumhurbaşkanının tasarı üzerindeki inceleme süresi devam ediyor olacak- konmak zorunda kalıyor. Sonuçta ortaya bir ucube çıkıyor. Bakan gibi davranmıyor. Davransaydı, daha ilk af tasarısı çıkarılırken, konuya taraftar olmadığı halde, sırf Rahşan Ecevit istedi diye halkın önüne af rezaleti ile çıkmazdı. Saygın bir profesör gibi bile davranmadı. Davransaydı, çoğu öğrencileri yaşında olan mahkumlar cezaevlerinde öldürülürken yerinde duramazdı. Adalet Bakanı Hikmet Sami Türkün bakanlığı döneminde en az 15 tane cezaevi isyanı çıktı. Yüzlerce mahkum ve güvenlik görevlisi öldürüldü. Bakan her seferinde koltuğunda oturmayı içine sindirebildi. | |||||||||
Adalet Bakanlığından Meclise gelen pek çok tasarı birer ucube gibiydi. Adalet Komisyonu ve Meclis Genel Kurulu pek çok kez bu tasarıları düzeltmek için harekete geçti; her seferinde Adalet Bakanı Türk, İstifa ederim resti çekti, istediğini yaptırdı. Tasarımlarının bir sözcüğünün bile değiştirilmesi halinde istifa tehdidinde bulunan bir bakan, onlarca mahkum ölürken, binlerce mahkum da cezasını çekmeden toplumun içine salınırken nasıl koltuğunda rahat oturabilir; anlayan var mı? Beş yıldır bakanlık yapan, yaşı kemale ermiş bir profesörümüz, kenara çekilmek için daha ne bekler Allah aşkına? Bu arada Başbakan Bülent Ecevit, Bakın bizim bakanlarımız hep başarılıydı, ANAP ve MHP başarısız kaldıkları için pek çok bakanını değiştirdi gerekçesini öne çıkaracaksa, bunun yanıtını ise halk verecektir. | |||||||||
Vekil babaların borcu vekil oğullara kaldı Ecevit geç kaldı Mührü Fenerliler vurdu Tayyip Erdoğan kararı Yeniden yapılanma Ecevit'i bekliyor Süha Tanık'ın torun derdi Bir de Yüce Divan'a gönderseler Bostancıoğlu üzerine senaryolar Ergenekonda 16 kişi daha gözaltında |
|||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||