| | | | Adını ilk olarak, insan hakları çalışmalarında, cezaevi direnişlerinde, ölüm oruçlarının sona erdirilmesi çabalarında duyuran Bekaroğlu, bu etkinlikleri nedeniyle sol çevrelerle en fazla içli dışlı olan SP milletvekili. Bekaroğlu, solun en büyük bayramı 1 Mayıs’ta da yürüyüş kollarının en önünde yer alan; küreselleşme karşıtı söylemi ile dikkat çeken biri. Bu özellikleri kendisinin konuşmalarına ve aktif kişiliğine de yansımış durumda. Örneğin Radyo-Televizyon yasasına en büyük muhalefet de kendisinden geldi. Tabi kendisinin söylem ve davranışları sonuçta kendisini bağlıyor. Ama Recai Kutan’ın konuşmalarında, özellikle son zamanlarda, “Faşist anlayış”, “Halka işkence ve zulum yapılıyor”, “Türkiye emperyalist ülkelerin eksen ülkesi haline getirildi”, “Sivil toplum örgütleri daha etkin hale getirilmeli”, “Siyasi elit, siyasi seçkinler”, “Halkın iktidarı” gibi sol ifadeler yer alınca, SP’deki ‘ML’ söylemi iyice dikkat çekmeye başladı. İşte SP’liler, bu nedenle, “Böyle giderse SP-ML olacağız, Bekaroğlu partinin sol kanadı olarak yönetimi ele geçiriyor” diye korkmaya(!) başladı.
MÜLKİYENİN YANLIŞLIKLA MEZUN ETTİKLERİ
ANAP İstanbul Milletvekili Emre Kocaoğlu, bu partinin Genel Başkanı Mesut Yılmaz’a en bağlı isimlerden biri. Kulislerde sohbet ederken, o ünlü; “Ne olacak bu memletin hali” sorusuna girdik.
Kocaoğlu söze, “Ankara gayrı ciddi” diye başladı ve kısa bir değerlendirmede bulunduk. Biz de bunun siyasetten kaynaklandığını söyledik. Ama ilginç bir yanıt aldık:
“Siyasetten değil, Siyasallılar’dan.”
Kocaoğlu, Türkiye’nin idaresinde, gerçekten de, en etkin okul olan Mülkiye mezunlarını ima ediyordu. Bunun üzerine, hemen anımsatma gereği duyduk, kendisinin çok sevdiği genel başkanı da Mülkiye mezunuydu. Kocaoğlu, kaçmanın yolunu iyi buldu:
“Siyasal’ın yanlışlıkla mezun ettiği tek isim Mesut Yılmaz’dır.”
Ama bir an düşündü ve ‘kemikleri sızlamış’ olmalı ki yaptığı yanlışı düzeltme gereği duydu:
“Hayır iki kişidir. İkincisi de rahmetli dedem, eski vali Yahya Sezai Uzay’dır.”
Ee ne demeli, Emre Bey’e de bu yanıt yakışırdı, yani.
SOMUNCUOĞLU SENDROMU
Sivas Milletvekili Mehmet Ceylan hafta içinde Meclis’te düzenlediği basın toplantısı ile MHP’den istifa etiğini açıkladı. Ceylan, istifa gerekçesini açıklarken hem hükümete, hem de MHP yönetimine ağır eleştirilerde bulundu. Tabi bunların hepsi normal beklentilerimizdi. Ama, basın toplantısı salonunun dışına çıktığımızda oldukça ilginç bir manzara ile karşılaştık. | |
|
4-5 tane iri yarı, gayet şık giyimleri; siyah takım elbiseleri, kravatları, boyalı ayakkabıları , kısa saç tıraşları ile dikkat çeken, elleri arkalarında kenetli, etrafı dikkatle izleyen gençler küçük bir sıra oluşturmuştu.
Anlayacağınız, Ceylan oldukça tedbirli gelmişti basın toplantısına. Cumhurbaşkanı adayı olmak amacıyla Meclis’e geldiğinde MHP’li bazı milletvekillerinin yumruklarını yemek zorunda kalan, eski Bakan Sadi Somuncuoğlu sendromu, bu tedbirin alınmasını zorunlu kılmıştı. 30 yıllık gerçek bir ülkücü olduğunu basın toplantısında sıkca vurgulayan Ceylan, tedbirli davranışı ile de camiayı yakından bildiğini göstermiş olmadı mı?
| |
"Uzun ince" yolda
son durum
