|
Şimdi, Bahçeli ne istiyor? İdam cezasının kaldırılmasıyla, anadil öğrenimi ve anadilde yayın olanağı sağlanmasına karşı çıkıyor. Bunların Türkiyenin bütünlüğünü tehlikeye sokacağını vurguluyor. Dördüncü şart olarak da Kıbrısta ödün verilmemesini istiyor. Bahçeli, üstüne üstlük bunlar yapılsa bile ABnin Türkiyenin önüne yeni şartlar süreceğini de ileri sürüyor. Ama Bahçeli bir şeyi daha yapıyor. Biz Avrupa Birliğine girmeyi destekliyoruz diyor. Bütün bunlar Bahçelinin ve MHPnin tutarlı olduğunu mu gösteriyor? Biraz yakından bakalım. BİLİNMEYEN NE VARDI Kİ? Koalisyon kurulduğunda DSP ve ANAPın AB konusundaki tavrı netti. Hadi onu geçtim, Ulusal Program yapılırken bu konudaki netlik daha da ortaya çıktı. Ama o dönemde MHP bu konuları önemsememiş olmalı ki Ulusal Programa onay verdi. Bahçeli ve bakanları programa imzalarını çaktılar. Ulusal Programda ne var peki? Kısa dönem, yani 24 Mart 2002 tarihine kadar yapılması gerekenler arasında RTÜK Yasasında değişiklik yok mu? Var... Peki bu madde neden kondu? Anadil öğrenimi ve ana dilde yayın hakkı için... Bunu bilmeyen mi var? Peki bu düzenleme 24 Marta kadar yapıldı mı? Hayır? Bunun da ötesinde, çok uzak bir tarihte değil, bu yılın başında RTÜK Yasasının 4üncü maddesinin konuyla ilgili fıkrasındaki, ...ancak evrensel bilim dillerinde yayın yapılabilir ibaresinin metinden çıkarılarak çözüm bulunmasını öneren MHPliler değil miydi? İdam konusuna gelince... Orta dönem vaadi içindeydi bu düzenleme. Bu dönem de başlamış durumda. MHPnin en çok tutarlı olabildiği konu da bu; yani henüz vaktimiz var diyebilirler, 2004e kadar. Ama gelin bu konuda da şu soruları soralım? Türkiye idam cezalarını yerine getirmeme sözü verdiğine göre, şimdi bunu askıya mı alacak? MHP bunu devletin uluslararası güvenilirliği açısından nasıl karşılıyor? Dün basında vardı, MHPnin iki numaralı ismi Şevkat Çetinin, Öcalanın asılamayacağını biliyoruz, bu şartla verildi dediği yer aldı. Eee... bunu bilen MHP şimdi ne yapıyor? Hani MHP popülizm yapmıyordu? Aslında MHPnin başta sorduğu soruyu şöyle çevirmeli? Türkiye ABye verdiği ve Ulusal Programda yazılı olan vaadleri yerine getirecek mi, getirmeyecek mi? Kıbrıs konusunda ise kimse öyle ihanetle falan suçlanmasın. ABye girme kararlılığı içinde olan Başbakan Ecevit, Kıbrıs çıkartmasına karar veren isim, hem de yanı başında Şükrü Sina Gürel gibi Kıbrıs şahini bir bakan var... Yani Ecevitin onayladığı bir uzlaşmayı Türkiye aleyhine görmek mümkün mü? TÜRKİYENİN YÖNÜ AB Devlet Bahçeli, AB konusunu tıkayan lider olarak ortada duruyor. Bunu yaparken de neredeyse herkesi ülkenin hassasiyetlerini korumamak noktasında itham ediyor, hassasiyetlerini öne çıkaran tek kişinin kendisi olduğu izlenimi yaratıyor. Aslında bu büyük bir haksızlık. Önce ülkeye haksızlık. İspanya, İtalya, Yunanistan ve Portekiz; Türkiyeye çok benzer ülkelerdi. Kişi başına düşen ulusal gelirleri, yönetim şekilleri (zaman zaman diktarörlüklerle yönetilen, devletin ekonomide ağırlıklı olduğu), halkın hassasiyetleri, terör konularında bize oldukça benzeyen ülkelerdi. | |||||||||
Şimdi benziyor muyuz? 20 yılda onlar ulusal gelirlerini, en kötüsü 15 bin doların üstüne çıkardı, biz 2 bin dolarlarda dolaşıyoruz. Onlar ülkelerini baştan başa yenilediler, biz bir depremde ülkenin yarısını kaybettik neredeyse... Keşke Bahçeli gidip hiç değilse bu Güney Avrupa ülkelerini gezse, oradaki AB sonrası değişimleri görse... Aslında Bahçeli bu konuda da ciddi bir haksızlık yapıyor. Burada Avrupayı savunanlar gidip Avrupada Türkiyeyi savunsunlar diyor. Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmazla hafta içinde Madride gittim. Başbakan Yardımcısı olduğu halde AB Dönem Başkanı İspanyanın Başbakanı ile randevu alıp Türkiye-AB ilişkilerini görüşüyor. Önümüzdeki hafta sonunda da Fransada İtalya, Fransa, Hollanda, İspanya Başbakanları ile yine bir araya geliyor. Orada da çabalarını AB-Türkiye ilişkileri üzerinde yoğunlaştıracak. Mesut Yılmazın Avrupa ülkelerine yaptığı gezilerinin tümünün içeriği AB. Sadece onun değil, Dışişleri Bakanı İsmail Cemin de Başbakan Ecevitin de, hatta Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezerin de Avrupa ülkelerine yaptıkları tüm gezilerde birinci konuları AB oldu. Peki Bahçeli Avrupaya ne kadar gitti, gittiğinde AB konusunda o ülkelerin hangi yetkilileri ile görüştü? Yani biraz iğne ve çuvaldız örneğini unutmamak gerek. Yoksa yapılan tutarlılık değil, popülizm olur ve o noktada da ülke çıkarları, mantık değil siyasi çıkarlar öne çıkar. Bu da herkesten önce Bahçeliye yakışmaz... | |||||||||
Bahçeli'nin Çin gezisinde Çin işkenceleri! Şark kurnazlığı Sağırlar diyaloğuna nokta MGK'dan Bu kavga seçimi getirebilir Vekillerin kola gazoz savaşı SP'de 'ML' etki "Uzun ince" yolda son durum Siyaset şekerlemeleri Erken seçim Cem + Derviş Ağalar böyle konuşur DSP'li bakanlar istifa etmez! Ergenekonda 16 kişi daha gözaltında |
|||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||