Home page

Haber Menüsü


e. murat yığcı
Yazara mail atmak için resmin üzerine tıklayın
 
Süper Lig amacına ulaştı (!)
 
Futbolda kazanan ve kaybeden takımların değil, Süper Lig’de kazandırılan ve kaybettirilen tarafların olduğunu öğrendi futbolseverler. Cumartesi-Pazar günü oynanan maçlarla değil, verilen demeçlerle ilgilenmeye başladık.
 
NTV-MSNBC
 
17 Nisan—  Sezon öncesi “Türkiye 1. Futbol Ligi’nin adının değişmesi, lige hareket getirmez” diyenler fazlasıyla yanıldı. Süper Lig, daha ilk yılında eşi-benzeri olmayan olaylara gebe kaldı; futbol kalitesini yükseltmedi belki ama futbola olan ilgiyi artırdı; artık futbola ilgili olmayanlar bile kulüp başkanları ya da yöneticilerinin, hangi konuda ne açıklama yapacaklarını, neler söyleyeceklerini, kimi suçlayacaklarını merak eder oldu. Futbolda kazanan ve kaybeden (tabii beraberlik de var) takımların değil, Süper Lig’de kazandırılan ve kaybettirilen tarafların olduğunu öğrendi futbolseverler. Cumartesi-Pazar günü oynanan maçlarla değil, verilen demeçlerle ilgilenmeye başladık. Biz bunları bir kenara bırakarak, Süper değil, Süper Süper Lig’in kısa bir özetini yapalım...

   
 
       
   
MSNBC News Her yol Roma'ya mı çıkar?
MSNBC News FB-GS maçıyla yeni bir çağ başlar mı?
MSNBC News Formula 1 için devlet desteği şart
MSNBC News Trabzon'da kırılan koltuklar
MSNBC News 12 Dev Adam ve Formula 1
 
NTVMSNBC Reklam  
 

 
KÜÇÜK-BÜYÜK TAKIM VAR MI?
       1)
Süper Lig futbol kalitesini yükseltmedi. Puan tablosundaki çekişmeyi bir kenara bırakırsak, pozisyonu az, hakem hataları çok; mücadelesi az, kavgası çok bir lig izledik 2001-2002’de. Siz bakmayın skor yazarlarının izlemedikleri maçlarda, izlemedikleri takımların futbolları hakkındaki yorumlarına; puan tablosundaki çekişme sahadaki futbola -en azından bu yıl- yansımadı; lig şampiyonluğunu kovalayan FB, GS ve BJK bile taraftarlarını futbol açısından doyuramadı.
       Ana fikir: Yine de özellikle düşme-düşmeme hattında yaşanan mücadele nedeniyle Türkiye Ligi takımlarının bu yıl yeni bir kavramla tanıştığını söylemek yanlış olmaz: Artık küçük takım, büyük takım ayrımı yapılamaz. Tabii ki 3 Büyükler hala avantajlarını koruyorlar, çünkü kötü oynadıkları maçlarda bile zor yenilir olma özelliğine sahipler...
       
TRABZONSPOR’A MI ÖZGÜ?
       2)
3 Büyükler, zor yenilir olma özelliği yavaş yavaş kaybediyor. 3 Büyükler yerlerinde saydıkları için, ileri doğru atılan her adım, UEFA şansı için savaşan takımları onlara biraz daha yaklaştırıyor. Yeni bir Trabzonspor çıkar mı, bilmiyorum; ama takımların UEFA şansına böylesine tutunabilmiş olması, bir umut olduğunu gösteriyor.
       Ana fikir: Merdivenleri ikişer, üçer çıkmak Trabzonspor’a özgü bir şeydi; diğerleri önce UEFA diyecekler, sonra Şampiyonlar Ligi, daha sonra da şampiyonluk. Bu kelimeleri bir kaç kez tekrarladıktan sonra da inanarak, iyi de futbol oynamaya çalışarak, iyi bir organizasyonla bu hedefleri gerçekleştirmeye çalışacaklar. Trabzonspor’un son dönemde yaptığı gibi sadece forma rengine güvenerek değil, bu amacın gereklerini yerine getirmeye çalışarak...
       
ADALET İSTEYEN VAR MI?
       3)
Futbol, artık paralı yöneticilere değil, futbolun içinden gelen profesyonellere ihtiyaç duyuyor. Yıllık cirosu milyon doları bulmayan şirketleri profesyonel yöneticiler yönetirken, milyonlarca dolarlık kulüpleri neden acemilere teslim ediyoruz ki? Paralı yönetici, hem takımına zarar veriyor, hem de Türk futboluna. Bazı yöneticiler verdikleri demeçler, sergiledikleri tavırlar ve fanatik davranışlarla bulundukları koltukları hiç haketmediklerini gösteriyorlar. Belki yetersiz oldukları, belki de en az eleştirdikleri hakemler kadar yeteneksiz oldukları için...
       Ana fikir: “Adalet istiyoruz” haykırışları inandırıcı olmaktan çok uzak. Adalet isteyen taraf, bu isteğini sadece kaybettiği zaman dile getirmez. Staj dönemlerini yönetim kademesinde yapan kulüp yöneticileri adalet değil, suçladıklarının yerinde olmak istiyorlar aslında. 3 Büyükler genelde kaybettikten sonra verdikleri demeçlerle “Biz niçin onlar kadar korunmuyoruz” diyorlar. Onlar “hakemleri tetikçi olmakla” suçlarken, diğerleri için hakem hataları değil, hakemin takdir hakkını büyük takım lehine kullanması sözkonusu. Aslında kimsenin adalet falan istediği yok, çünkü hakkı yenilen, eğer ilerde ‘ayrıcalıklı olabilecekse’, hakkının yenilmesine razı...
       
HAKEMLER NEREYE KOŞUYOR?
       4)
Hakemler için bu yıl söylenen pek çok şey vardı. Hakaret içerenleri bir kenara bırakırsak, bunları iki ana başlık altında toplayabiliriz: Biri, bu lig bu hakemlerle bitmez; diğeri, genç hakemlere ihtiyacımız var... Ligin hakemlerle ya da hakemlersiz, bir şekilde biteceğini hepimiz biliyoruz. Genç hakemlere ihtiyaç duyuyor olmamız ise farklı bir tartışmayı beraberinde getiriyor. Genç hakemleri nerede eğiteceğimiz, tartışmasını...
       Ana fikir: Dünyanın hiç bir yerinde genç ve deneyimsiz hakemler, 1. Ligler’de eğitim görmez. Acemi yöneticilerin stajlarını kulüplerin üst kademelerinde yaptığı bir ülkede bu kabul görebilir ama, yine de güçlü bir 2. Lig sistemi kurmak, hakemlerin orada maç havasına girmesi, eğitilmesi, stres altında karar verebilme yeteneğini geliştirmesi, kısaca kendilerini 1. Lig’e hazırlaması bize daha iyi bir sistemmiş gibi geliyor. Herkesin hata yapma hakkı vardır, ama herkesin hatayı en üst seviyede görev yaparken yapma hakkı yoktur...
       
HERKES HER İSTEDİĞİNİ SÖYLER Mİ?
       5) Tüm yöneticiler ağız birliği etmişçesine ‘yaralayıcı’ açıklamalar yapma konusunda ısrar ettiler bu yıl. Normal ülkelerde hukuki davalara dönüşmesi gereken açıklamaların tek nedeni ‘herkesin kendi takımını korumak istemesiydi’. Bu arada yıpranan müesseseler, hakemlerin durumu, Federasyon, değer yargıları falan, herzamanki gibi gözardı edildi. Federasyon bazı demeçleri cezalandırma yolunu seçti; bazı yöneticiler de bu cezalara uymayı. Hakkındaki açıklamalara ceza veren Federasyon’un hakemler hakkında, hem de fazlasıyla ağır açıklamalara neden ceza vermediğini anlamadık ama Federasyon’un cezalarına istemeyenin uymayacağını anladık.
       Ana fikir:
Türkiye Ligleri’nde farklı bir demokrasi uygulanır. Tüm demokratik ülkelerin aksine herkes her istediğini söylemekte ve bunun sorumluluğunu almamakta serbesttir. Sorumluluk almak isterseniz, cezanızı çekersiniz; aksi takdirde söylediğiniz yanınıza kar kalır...
       
AMACINA ULAŞTI MI?
       Ana fikrin ana fikri:
Ben gerçekten de Süper Lig’in amacına ulaştığını düşünüyorum. Türkiye 1. Ligi’nin adı Süper Lig olmamış olsa, bizler 3 Büyükler’in bile hakemlerden dertli olduğunu, milyon dolarlık futbol endüstrisinin temel taşlarından biri olan hakemlerin yetersiz kaldığını, Lig’de mücadele eden tüm takımların başarı değil, adalet peşinde koştuğunu ve daha pek çok hoşnutsuzluğu farkedemeyecektik. Bunları farkettiğimize, yaşananlar hepimizi rahatsız ettiğine ve değiştirmek istediğimizi dile getirdiğimize göre... Yaşasın Süper Lig...
 
       
    MSNBC News Galatasaraylılık ve demokrasi anlayışı
MSNBC News Senna mı, Schumacher mi?
MSNBC News Futbolun değişen çehresi (2)
MSNBC News Futbolun değişen çehresi (1)
MSNBC News 5 yıldızlı otellerden, Olimpiyat Köyü'ne
MSNBC News e. murat yığcı'nın tüm yazıları - 2
MSNBC News e. murat yığcı'nın tüm yazıları
MSNBC News 3 büyükler, Süper Lig ve deniz feneri
 
     
 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Spor Kapak | Futbol | EURO2000 | World2000 | Basketbol | NBA | Formula1 | Motor Sporları
Tenis | Olimpiyat | Diğer | Foto Galeri | Yardım | Araçlar | Arama |Bize Yazın
Reklam | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları