|
|
Bazı yeni mezun çalışanlarda, bir tür çekingenlik gözlenir. Başlangıçta işe herhangi bir katkısı olabileceginden şüphe ederler. Deneyimsiz olmayı bir ayıp gibi görüp, öneriler yapmaktan, soru sormaktan çekinirler. Özetle, kendilerini gösteremezler... (Diğer taraftan herşeyi bilen (bildiğini sanan), 1.5-2 yıl içinde Genel Müdürlüğü hedefleyenler de var...). Oysa öğrenmenin, kendini geliştirmenin en önemli motivatörü, işe katkıda bulunma isteğidir. Sürekli öğrenmeyi, düşünmeyi, sorgulamayı, gözlem yapmayı gerektirir. Getirebileceğiniz yenilikler, küçük katkılar ise sizin motivasyonunuzun, potansiyelinizin işaretleridir. İdil Akidilin diğer yazıları Neler olabilir "deneyimsiz" birinin yapabileceği katkılar? İlk akla gelen birkaç örneği sıralayalım: Deneyimli insanlarda artık olmayan bağlantılarınızı kullanabilirsiniz. Okullarınızla, öğrenci kulüp ve derneklerindeki henüz mezun olmamış arkadaşlarınızla, gençlik örgütleriyle -varsa- ilişkileriniz, o dönemlerden hatırladığınız veya yeni üretilebilecek projelerde şirketinize iş birliği olanağı sağlayabilirsiniz. Şirkette tanınmayan ama sizin kulanabildiğiniz bir yazılım, bazı operasyonları kolaylaştırabilir. Dışarıdan bir göz olarak (henüz "şirket körlüğü" hastalığına tutulmamışken, yani yapılan işe objektif bakabilecekken) iş süreçlerini hızlandıracak, basitleştirecek önerileri yapabilir, "bir iş, başka şekilde nasıl yapılabilir", sorusunu yanıtlayabilirsiniz. Internet kullanımına daha alışık olduğunuz için, "yaşlı"ların ulaşamayacağı binlerce kaynağa ulaşabilir ve onları da bilgilendirebilirsiniz... 24 Mayıs 2001 tarihli Globe gazetesinde "Mentoring in Reverse" başlıklı bir makale yayımlandı. Yazıda, "X kuşağı (Generation X)" denilen kesimin (1990lı yıllardan sonra işyaşamına katılanlar), üst düzey yöneticilere teknoloji öğrettikleri anlatılıyor. General Electric'te çalışan bir yöneticinin web üzerinde yaşama uyum sağlaması için genç bir çalışan "mentor" olarak görevlendirilmiş. Bu uygulamanın gözlendiği diğer bir firma da Procter & Gamble... Bir çalışandaki "işe katkıda bulunma" isteği ve bu isteğin somut ürünleri, bu kişinin "yatırım yapılması" gereken bir personel olduğunu kuruma gösterecektir. Kurumun bu potansiyeli geliştirmek için uğraşması, bir yandan da o kişinin "sadakat"ine bağlıdır. Yumurta ve tavuk hikayesinde olduğu gibi, kurumun kendisine değer verdiğini, yatırım yaptığını düşünen bir çalışan orada kalmak isteyecek, kurum da kendisine dönecek yatırımı yapmaya devam edecektir. Bu kez, kişinin kendisini geliştirmesine yarayacak araçların birinden bahsettik: Kendisine güvenerek işe katkıda bulunmak ve dolayısı ile "yatırım yapılabilecek" bir çalışan olduğunu göstermek... Önemli bir soruyla bitirelim... Bugün kendinize / işinize ne değer kattınız? | ||||
Kimin yanında iyi hissediyorsunuz? En yüksek zammı kim almış? Önerilerinizi sandığa atınız... Kırk defa söylersen, olur... En güçlü kim?Kurum içi siyaset I |
|||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||