|
9 Aralık 2003 Her yerde düzenli sistemlerden çok düzensizlik vardır (Termodinamiğin İkinci Yasasından) |
![]() ![]() |
![]() |
|||||||
|
|||||||
![]() |
|
BEN HUKUKÇU DEĞİLİM NİŞANLIYIM Adnan Ekinci Çavuş pırpırların ne mavi Görünce kamaştı da ellerim Şah İsmailin üç sevgilisini Gülizar, Gülperi, Arap Üzengi Asker su ver asker! Ben asker değil nişanlıyım (Cemal Süreya) Radikal Gazetesindeki yazıları ve Açık Radyodaki konuşmalarıyla da tanınan ve sevilen ünlü hukukçu Adnan Ekincinin bu kitabı, kendisinin de belirttiği gibi, bir hukuk kitabı değil. Ekinci, yazdıklarını, toplumsal hukuk homurdanmaları olarak tanımlıyor. Radikalde yazdığı makalelerden seçilenler ve internet aracılığıyla o yazılara okuyucular tarafından gönderilen yorumlardan oluşturulmuş bir derleme var karşımızda. İnsan sıcaklığında hukukla karşılaşıyoruz Ekincinin kitabında. Adnan Ekinci, internet sayfasına gönderilen övgü yazılarından olduğu kadar düzeyli yergilerden de sevinebilen çağdaş bir insan, bir hukukçu. Yazıhane Yayınları, 183 sf. Dizi: Yazarlar ve okurlar-1 Tür: Makale(ler) | ||||||||
|
MEMÂLİK-İ OSMANİYEDEN AVRUPA BİRLİĞİNE Çağlar Keyder Bu kitapta derlenen yazılar, yüzyıllık bir tarihi ve günümüzdeki gelişmeleri çeşitli yönleriyle ele alıyor. Ama hepsinin temelinde çok önemli bir tespit var: Dünya, ulus-devletlerin aşındığı, ulus-üstü oluşumların ağırlık kazandığı yeni bir döneme girmekte. Bu dönemde, Osmanlı İmparatorluğu gibi eski tür imparatorlukları ve ulus-devletlerin başarı ve başarısızlıklarını yeniden değerlendirip, günümüzün yeni imparatorluklarının oluşum süreci için dersler çıkarmak mümkün. Bu bağlamda Osmanlı İmparatorluğunun son dönemindeki siyasi ve toplumsal projeler, gerçekleştirilemeyen potansiyeller üzerinde duran Keyder, ulus-devleti kaçınılmaz bir aşama olarak görmemenin önemine işaret ediyor. İmparatorluğun vârisi olarak Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşunu, geçirdiği evrimleri, sınıf dengelerini ve devletin hâkim ideolojisi milliyetçiliğin niteliğini irdeleyen makaleler karşılaştırmalı bir perspektife dayanıyor. Kitapta ayrıca, küreselleşme sürecinin imkanları ve sorunları araştırılıyor. Keydere göre, bu süreci yekpare bir Batı üzerinden düşünmek yanlış. Tersine, şu anda dünyanın geleceğini belirleyecek en önemli medeniyetler çatışması, ABD ile Avrupanın temsil ettiği modeller arasında yaşanıyor. Türkiyenin önündeki yol ayrımı, basit bir jeopolitik seçimin çok ötesinde, yönetim biçimi, sosyo-ekonomik düzen ve devlet-toplum ilişkisi açısından yaşamsal bir karar verilmesi anlamına geliyor. Çağlar Keyder, 1947 yılında İstanbulda doğdu. New York Eyalet Üniversitesi Binghamton Kampüsünde ve Boğaziçi Üniversitesi Sosyoloji Bölümünde öğretim üyeliği yapmaktadır. Türkiye Bilimler Akademisi(TÜBA) üyesi olan Çağlar Keyder, Oxford, Chicago, California ve Washington Üniversitelerinde de değişik dönemlerde ders verdi. Keyderin ilk kitabı 1976 yılında Birikim Yayınlarından yayımlanan Azgelişmişlik, Emperyalizm ve Türkiyedir. 1978 yılında İngiltere-Fransa Karşılaştırmalı 19. Yüzyıl İktisat Tarihi(P. K. OBrien ile beraber) adlı kitabı, 1982de ise Dünya Ekonomisi İçinde Türkiye, 1923-1929 (Tarih Vakfı Yurt Yayınları, 1993) başlıklı tezi yayımlandı. 1987 yılında Verso Yayınları tarafından State and Class in Turkey adıyla yayımlanan kitabının Türkçesi 1989da Türkiyede Devlet ve Sınıflar adıyla İletişim Yayınlarından çıktı. 1975 ile 1985 arasında tarımsal yapılar ve dönüşümler üzerine bir dizi makale yazmış, yine bu yıllarda Osmanlı toplumsal yapısı üzerine çeşitli çalışmalar yapmıştır. 1993te yayımlanan Ulusal Kalkınmacılığın İflası (Metis Yayınları, 1993) adlı kitabında global dönüşümler ve bu dönüşümlerin Türkiyeye etkileri incelenir; 1999 yılında basılan derlemesi İstanbul: Küreselle Yerel Arasında (Metis Yayınları, 2000) ise aynı dinamiklerin kentsel etkilerini çözümlemeye yöneliktir. İletişim Yayınları, 246 sf. Dizi: Araştırma/İnceleme-155 Tür: İnceleme | ||||||||
|
AZİZLER VE ÂLİMLER Terry Eagleton Roman, İrlanda Cumhuriyet Ordusu(IRA) lideri James Connolly, filozof Wittgenstein, Rus edebiyat teorisyeni Mihail Bahtinin sefa düşkünü kardeşi Nikolay Bahtin ve Joyceun Ulysess kitabının sayfalarından fırlayıp gelen Leopold Bloomu bir araya getiren bir fantezi dünyasının kapılarını aralıyor. Ve aralarında, devrimden felsefeye, hayattan boşvermişliğe, itişli kakışlı, bol küfürlü ve ortalığa harika fikirlerin saçıldığı bir muhabbet başlıyor... Bahtin ve Wittgenstein kafa kafaya verip yol arkadaşlığına soyunursa, İngiliz askerlerinden kaçan yaralı devrimci lider James Connolly, Wittgenstein ve Bahtinin kafalarını dinlemek için kiraladıkları İrlandanın batı kıyısındaki kır evine sığınırsa ve bu inanılmaz karşılaşmanın tam ortasına Joyceun Leopold Bloomu damlarsa ne olur? Eagleton, kitabın başında yaptığı bir açıklamada, romanın tamamıyla fantezi ürünü olmadığını söylüyor. Wittgenstein ve ünlü Rus eleştirmen Mihail Bahtinin ağabeyi Nikolay Bahtin gerçekten de arkadaşlarmış. Her ne kadar kitapta belirtilenden daha sonraki bir zamanda da olsa, Wittgenstein gerçekten de İrlandanın batı kıyısında bir kır evinde vakit geçirmiş. Geri kalanının çoğunun kurmaca olduğunu Eagleton da kabul ediyor. Uzun zamandır azizlerin ve âlimlerin ülkesi İrlanda üzerine bir kitap yazmayı düşünen uluslararası üne sahip eleştirmen ve oyun yazarı Terry Eagletonın Azizler ve Âlimler adındaki bu kitabı 1987de yayınlandı. Bu kitap, Eagletonun ilk ve tek romanıydı. Anekdotlar, idealler, kavramlar, kültürler ve St. Petersburg, Viyana ve hiçbir şeyin başkenti Dublin gibi çalkantılı şehirler arasında gezinen keyifli ve oyuncul düşünsel bir roman olarak ortaya çıkan Azizler ve Âlimlerin Türkçede uzun bir aradan sonra üçüncü basımı Agora Kitaplığı tarafından gerçekleştiriliyor. Agora Kitaplığı,174 sf. Çeviren: Osman Akınhay Dizi: Çağdaş Dünya Edebiyatı-2 Tür: Roman | ||||||||
|
YABANLAR VE YERLİLER Başkent Olma Sürecinde Ankara L. Funda Şenol Cantek Ankaranın, Cumhuriyet Türkiyesinin başkenti olarak yeniden kuruluşu, tutkularla ve sancılarla yüklü bir süreçti. Yeni Türk ulusunun inşasının söylemsel modeli ve bir nevi sergi mekânı idi, Ankara. Halkı vatandaşa dönüştürme projesinin, Batılılaşma, modernleşme, medenileşme ülkülerinin sosyal şantiyesi idi Bu kitap, bozkır kasabasından başkent yaratma mitolojisinin ulus-devlet kuruluşundaki işlevine ilişkin bir kuramsal analiz çerçevesinde, bu mitolojinin berisindeki çelişkileri, sosyo-psikolojik çalkantıları irdeliyor. Ulusun Babası olarak Mustafa Kemalin şehirde bir disiplin fantazisi yaratan varlığı ve insanların kendilerini Onun sürekli gözetimi altında algıladıkları bir şehir hayatı Ankarayı, İstanbulla zıtlık içinde tahayyül etmenin moral karmaşaları Medenileşme arzusu ile aydın despotizminin yol açtığı tepkiler arasındaki gerilim Ankaranın eski halkını yabani taşralılar olarak gören yeni/zoraki Ankaralılar - onları yaban dışarlıklılar olarak gören yerliler L. Funda Şenol Cantek, edebiyatımızdaki Ankara imgeleri ve dönemin basını yanında, eski Ankaralıların bu modernleşme tecrübesine ilişkin hatırlamalarına başvurarak, son derece canlı bir tasvir koyuyor ortaya. L. Funda Şenol Cantek, 1970te Ankarada doğdu. Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesinden 1992de mezun oldu. Öğrencilik yıllarında üç yıl basında çalıştı. 1994 yılından bu yana Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesinde çalışıyor. Mikro tarih, gazetecilik uygulamaları, iletişim sosyolojisi gibi alanlarda yayımlanmış yazıları var. İletişim Yayınları, 373 sf. Dizi: Memleket Kitapları Tür: Doktora Tezi | ||||||||
|
ZAMANDA KIVRILMA Madeleine LEngle Yazarın, Zaman Dörtlemesini oluşturan kitaplarından biri olan Zamanda Kıvrılma, John Newberry Ödülü sahibidir. Newberry Ödülü, 18. yy. İngilteresinin tanınmış yayıncısı ve çocuk kitapları satıcısı olan John Newberry adına, en iyi çocuk edebiyatı kitaplarına verilmektedir. Meg in babası, gizemli bir şekilde kaybolmadan hemen önce, zamanda yolculuğun beşinci boyutuyla ilgili deneyler üzerinde çalışıyordu. Meg, Charles Wallace ve arkadaşları Calvin in, onu kurtarma vakti gelmişti. Acaba uzaydaki nefes kesen yolculukları sırasında karşılaşacakları şeytani güçleri alt edebilecekler miydi? Arkadaş Yayınevi, 207 sf. Çeviren: Süleyman Nihat Şad Dizi: Gençlik Tür: Roman (Çocuk edebiyatı) | ||||||||
|
DİYARBEKİR DİYARIM, YİTİRMİŞEM YANARIM Şeyhmus Diken Diyarbakır, tarihi üç bin yıla dayanan bir kadim şehir. Defalarca işgal edilmiş, yıkılmış, tekrar kurulmuş... Son yüzyılda ise Diyarbakır, büyük siyasi olayların ve hükümet politikalarının yanısıra, modernliğin ve kapitalizmin bu coğrafyadaki ilerleyişiyle de altüst olmuş. Şehrin olağanüstü incelmiş zenaat kültürünün, musikî zevkinin, edeb ve erkanının yitişinin sebebi, şehrin zengin etnik mozayiğinin dökülüp saçılması değil sadece. Bu da var, ama genel bir hoyratlaşma da var. Sırrını Surlarına Fısıldayan Şehir: Diyarbakırın yazarı Şeyhmus Diken, şehrin son yetmiş-seksen yıldaki değişimine tanıklık etmiş eski Diyarbakırlılarla sohbet etmiş... Diyarbakırı Diyarbekir olarak bilen kıdemli hemşehriler... Öleyazmış zenaatları; unutulmuş âdetleri, dostlukları, yarenlikleri; makamlı ezanları; yitik mezarlıkları; bitik kiliseleri; ruhu kaçmış sokakları... anlatıyorlar. Olgun bir şehir kültürü içinde yaşamanın tadını hatırlıyorlar: Arif insanlar için Diyarbakır mezunu tabirinin kullanılmasına vesile olacak kadar nam salmış bir şehir kültürünün ... Şeyhmus Diken, 1954te Diyarbakırda doğdu. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesinden mezun oldu. Üç yıl mülki idare amirliğinden sonra resmi kamu hizmetinden kendini uzaklaştırıp sivile geçti. Kendisini Diyarbakırda ve Güneydoğu Anadoluda sivil toplum örgütlerinin gelişmesi, yaygınlaşması çabasına verdi. 1990larda Radikal, Yeni Yüzyıl / Yeni Binyıl gazetelerinde yazıları yayımlandı. Bu kitabın yayımlandığı tarihte Diyarbakır Büyükşehir Belediyesinde başkan danışmanıydı. Türkiye Yazarlar Sendikası (TYS) ile uluslararası PEN Türkiye Merkezi üyesi. Diğer kitapları: Kürdili Hicazkâr Metinler (Doruk Yayınları, Ankara, 1997), Güneydoğuda Sivil Hayat (Metis Yayınları, İstanbul, 2001) ve Sırrını Surlarına Fısıldayan Şehir: Diyarbakır (İletişim Yayınları, İstanbul, 2002). İletişim Yayınları, 309 sf. Dizi: Anı-44 Tür: Anı | ||||||||
|
BİR ADIM GERİDEN Henning Mankell Her yerde düzenli sistemlerden çok düzensizlik vardır (Termodinamiğin İkinci Yasasından) Yaz dönümü gecesi üç gencin ormanda özenle düzenledikleri maskeli eğlence bir anda kabusa dönüşür. Gözetlendiklerinden habersiz gençler birer kurşunla hayata veda ederler. Kısa süre sonra Dedektif Wallanderin meslektaşlarından biri de cinayete kurban gider. İki olayın arasında bir bağ olabilir miydi? Cinayetleri aynı katil mi işlemişti? Bu soruşturmayı yürüten Dedektif Wallander katilden hep bir adım gerideydi ... Henning Mankell, ilk romanı 1973 yılında yayınlanmış olan İsveçli bir yazardır. Dedektif Kurt Wallander serisiyle şöhreti yakalayan Mankellin yazdıkları 25 dile çevrilmiştir. Yazarın Altın Kitaplardan çıkan diğer yapıtları, Ölümün Karanlık Yüzü, Beyaz Aslan, Yanlış Yol ve Beşinci Kadın. Wallanderin, soruşturmalarında yürüttüğü mantıklı muhakeme, gittikçe artan bir heyecan yaratıp, doyurucu bir sonla zirveye çıkarıyor. (The Times) Altın Kitaplar, 496 sf. Çeviren: Fatoş Dilber Dizi: Çağdaş Edebiyat Tür: Polisiye roman | ||||||||
|
ANADOLU YILDIZI ESKİŞEHİRSPOR Özgür Topyıldız Anadolu Yıldızı Kırmızı Şimşekler Eseses- Kikiki- Eski eski-Es. Türkiye futbol tarihinin en büyük nostaljik kıymetlerinden biri: Eskişehirspor. Futbolda Anadolu Devriminin simgesi idi Eskişehirspor İstanbul oligarşisine karşı çıkan ilk büyük tehditti Altın çağındaki Eskişehirspor, 1960lar/1970ler dönümü Türkiyesinde yaşanan toplumsal değişim dinamizminin, statükoyu sarsmaya dönük heyecanının futbol dünyasındaki temsilcisiydi, sanki Özgür Topyıldız, büyük emek ürünü incelemesinde, Eskişehirsporun hikâyesini anlatıyor. Eskişehirin kısa spor tarihi Şehrin değişen sosyo-ekonomik durumu ve bunun futboldaki temsili Altın Çağ ve kahramanları: Fethi- Nihat-Ender, Kamuran Yavuz, İsmail Arca, Abdullah Gegiç, Aydın Begiter ve diğerleri Çöküş ve Efsaneleşme süreci Amigo Orhandan Ayder ve Kızılcıklılara. Esesin coşkun tribün tarihi Esesin romanı kısacası! İşte, Ahmet Cemalin, Eskişehirde Onbeşgün Dergisinin 15-30 Nisan 2000 tarihli sayısında Bir Kenti Sahiplenmek başlığıyla yazdıkları: Bir kentin sahiplenildiğinin en canlı göstergelerinden biri de, o kente ilişkin olarak gerçekleştirilen belgeleme çalışmalarıdır. En geniş anlamda bir kentin tarihini -tüm alanlarıyla- kapsayan bu çalışmalar sayesinde kent denilen organizmanın gelişme evreleri, kulaktan kulağa anlatılan öyküler olmaktan çıkıp, belgeye bağlanmış gerçekliklere dönüşür. Bu gerçeklikler arasında bir kentin sanatsal tarihi, başlangıcından günümüze bir kente kendine özgü kimliğini kazandıran en önemli öğeler arasında yer alır. Eskişehirli bir üniversite öğrencisi olan Özgür Topyıldızın doğup büyüdüğü kente ilişkin belgeleme çalışmaları, bu bağlamda son yıllarda gördüğüm en nitelikli çalışmalar arasında. Özgür Topyıldız ile ilk kez birkaç yıl önce, fakültemdeki odamda beni ziyarete geldiğinde tanışmıştım. Sanırım yanında başka bir arkadaşı da vardı ve önüme koyduğu kalın, çok kalın bir Eskişehir dosyası ile ilgili görüşlerimi öğrenmek istiyordu. Sonradan dosyayı incelediğimde, abartma tehlikesinden korkmadan söylemem gerekir ki, ancak bir kurumun üstesinden gelebileceği bir belgeleme çalışmasıyla karşı karşıya olduğumu saptadım. Özgür Topyıldız, bir tür arşivleme ile, Eskişehir üzerine birkaç kitap doldurabilecek bir dağarcık hazırlamıştı. Sonra aynı Özgürün, Türkiyenin hatırı sayılır karikatür arşivlerinden birine sahip olduğunu da öğrenecektim. Özgür Topyıldızın belgeleme çalışmaları, artık kitaplaşmaya da başladı. Bunların ilki, Eskişehirde Karikatür adını taşıyor. Tamamlandıktan sonra uzunca bir süre sponsor arayan kitap, sonunda ESBAV tarafından 1996 sonlarında bastırılmış. Özgürün ikinci kitabı ise Eskişiir başlıklı ve Eskişehirli ozanları tanıtmayı amaçlayan bir eser. Özgür Topyıldız, henüz 22 yaşında. Ama bu kısacık yaşam bu kadar kitapların dışında da hep sanki Eskişehir için yaşamış. Çünkü Eskişehirde yayınlanan çeşitli gazete ve dergiler için hazırlanan sanat ve kültür sayfaları ve ekleri de bu yaşamın şimdiye kadarki kilometre taşları arasında. Özgürün Eskişehir dağarcığından daha nice basılı eser çıkacağından eminim. Hızla ve kaçınılmaz olarak kentleşen bir Türkiyede Özgür, kentleşme ile kentsel kimliğin nasıl bağdaştırılması gerektiğini gösteren ender rehberlerden biri... Özgür Topyıldız, Eskişehirsporun hikâyesini, Ahmet Cemalin kendisini takdim ettiği gibi, bir kent kimliği perspektifi içinde ele aldı. Kulübün hikâyesini, şehirle ilişkisi içinde anlatıyor. Bir futbol takımının, nasıl bir şehrin millî takımı gibi algılanabildiğini, yaşanabildiğini gösteriyor. Yaptığı kapsamlı çalışma, Eskişehirsporun kuruluşundan o rüya kadar güzel zamanlarına, sonra da durdurulamayan gerileyişine, nafile yeni başlangıç hamlelerine ve hatıralardan hüzün mü hınç mı türeteceğini bilemeyen bugünkü mutsuz haline kadar, bütün hikâyeyi çok canlı bir biçimde anlatıyor. Onun gibi çalışkan ve tutkulu bir araştırmacının gönlünü çelebilmesi, işe koşabilmesi, Eskişehirspor Efsanesinin düşkün haliyle bile nasıl bir karizmaya sahip olduğunun göstergesi sayılmaz mı? (Tanıl Bora) Özgür Topyıldız, 1979 Eskişehir doğumlu. Anadolu Üniversitesi İletişim Bilimleri Fakültesi Basım ve Yayımcılık Bölümü 2002 mezunu. Lise ve üniversite öğrencisiyken yayımlanmış Eskişehirde Karikatür (1996) ve Eskişiir (1998) isimli iki kitabı daha var. Türk Futbolu Araştırmacıları Birliği (TFAB) üyesi. Arşivmet takma ismiyle sağda solda yazılar yazıyor. İletişim Yayınları, 299 sf. Dizi: Futbol Kitapları-10 Tür: İnceleme | ||||||||
|
HALKIN POLİSİ Sıtkı Öner Bir grev, boykot veya gecekondu sözü geçince, akla hemen polis gelir olmuştur. Çünkü egemen sınıflara sırtını dayamış olan politik çevreler, polisi, bu sınıfların yararına yasal maşa gibi, daha genel bir ifade ile, halkı halka karşı kullanagelmişlerdir. ( ) Bir tek şeyin bilinmesinde, hem de tüm politikacılarca bilinmesinde yarar vardır: Polis toplumun karşısında olmaktan ve gösterilmekten artık hoşlanmıyor. Politikacıların ve onların sırt dayadıkları bazı çevrelerin polisi değil, halkın polisi olmak istiyor. 1970lerde Türkiyede bir Pol-Der vardı: Emniyet mensuplarının demokratik olarak örgütlendikleri bir polis derneği 12 Eylül 1980den sonra öcüleştirilen, siyasetin zararlarının en aşırı simgesi olarak anılan Pol-Der neydi, nelerle uğraşırdı? Sıtkı Önerin anıları, Türkiyenin yakın tarihinin bu ilginç ve unutulan, unutturulan olgusu hakkında bilgiler ve izlenimler sunuyor. Sıtkı Öner, 1938de Adanada doğdu. 1964te polislik mesleğine girdi. Pol-Derin demokratik ve etkili bir örgüt olarak ortaya çıktığı 1976 kongresinde genel sekreterliğe seçildi. Genel sekreterlik ve genel başkan vekilliği yaptı. 1982de zorunlu emekliliğe ayrıldı. İletişim Yayınları, 135 Sayfa Dizi: Anı-43 Tür: Anı | ||||||||
![]() |
|||
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
|||
![]() |
|||
![]() |
|
![]() |
|||||||||||||||
![]() ![]() ![]() |
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||
![]() |