|
Ergenekonda 16 kişi daha gözaltında | |||
Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, Beyaz Saraydan yapılan açıklamaların ardından Haberiniz var mıydı? sorularına muhatap oldu. Gül, özetle Biliyorduk ama açıklamadık cevabı verdi. Biliyordunuz da piyasanın ateşinin yükseldiği günlerde neden açıklamadınız? Neden faizlerin yüzde 77ye çıktığı saatlerde seyirci kaldınız? sorularını hem Gül hem diğer ekonomi yöneticileri geçiştirdiler. Aslında Gül, doğru ama eksik söylüyor. Gül, 1 milyar doları ilk kez hava sahasının açılmasına yönelik görüşmeler sırasında Powelldan duymuş, ama muhtemelen bir yanlış anlamadan dolayı inanmamış ya da umudu kesmişti. Sözünü ettiğim telefon konuşması, AKP Hükümetinin güvenoyu almadan önce yaptığı bir Bakanlar Kurulu toplantısı sırasında gerçekleşti. Görüşmeler, Erdoğan Hükümetinin göndereceği yeni tezkerenin içeriğine yönelikti. Gül, yeni Hükümetin yalnız hava sahasını açmak istediğini Powella iletti. Powell kısa bir süre sonra Gülü arayarak cevap verdi; Zorluğunuzu anlıyoruz, hava sahasını açmanızı kabul ediyoruz, ama lütfen üsleri kullanmamıza da izin verin! Gülün cevabı basitti; Üslerin kullanımı eski tezkerenin yeniden gönderilmesini gerektirir. Belki bunu da düşünebiliriz ama bu durumda askeri, siyasi ve ekonomik mutabakatlarımızın geçerli olması gerekir. Yani Gül, siyasi ve askeri anlaşmaların yanısıra 6 milyar dolar hibeden söz ediyordu. İşte tam bu aşamada Powell 1 milyar dolardan söz etti; Önceki gibi kara birlikleri göndermekten vazgeçtik, sadece üsleri kullanmak istiyoruz. Bu nedenle de eskisi gibi size 6 milyar dolar veremeyiz, ancak 1 milyar dolar verebiliyoruz. Gül, Buna imkan yok deyince, Powell Bu konuyu görüşmem lazım diyerek izin istedi. Kısa bir süre sonra tekrar arayarak, Üsleri de istemiyoruz, sadece hava sahasını açın yeter dedi. O andan sonra da Ankara ile Washington arasındaki görüşmelerde bu 1 milyar dolar hiç gündeme gelmedi, malum gelişmeler yaşandı. Erdoğan, Gül ve arkadaşları bu 1 milyar doların herhalükarda mı verileceği, yoksa üslere izin verilmediği için iptal mi edileceği konusunda emin olamadılar. Galiba soramadılar da... O nedenle piyasanın ateşlendiği saatlerde de bu konudan hiç söz etmediler. Zaten Washingtondan yapılan açıklamalar hiç de umut verici değildi. Ayrıca Babacanın 6 milyar dolarlık paket gündemde demecini ertesi gün paket gündemde değil diyerek düzeltmesinin sıkıntısını yeteri kadar yaşamışlardı, bir yenisine tahammülleri yoktu. Bu nedenle sustular. ABD NE İSTİYOR? Bu sorunun cevabı çok kesin ve net, şu an hiç bir şey istemiyor. Bunu Erdoğan, Gül, Babacan aklınıza gelen tüm AKP ve Hükümet yetkilileri çok kararlılıkla söylüyorlar. Doğru da... Zaten ABD bu paranın karşılığını çoktan aldı. Hava sahasının açılması, ayrıca insani yardım amaçlı da olsa Türk topraklarının bir biçimde kullanıma açılması yetmez mi? Kaldı ki, ABD uçaklarına tehlikeli durumlarda üslerimiz de açıldı. Örneğin önceki gün, Irakı bombalayan iki ABD uçağı yakıt bittiği gerekçesiyle acil durum bildirimi yaparak İncirlik Üssüne indiler ve kısa süre sonra tekrar havalandılar. Bu uçakların yakıt ikmali yaptığı söylendi ama başka ikmal de yaptılar mı Allah bilir? Tüm bu nedenlerle bu paranın gelmesi için ABDnin yeni taleplerde bulunacağı, yeni bir tezkere gerekeceği kuşkuları yersiz. KONGRE VETO EDER Mİ? Bu ihtimal hukuken var. Kongre veto ederse ABD yönetiminin vereceği cevap da hazır; Sizin Meclisiniz nasıl tezkereyi reddetdiyse bizim de Kongremiz yardımı öyle reddetti deyiverir. Ama açıkçası ne Washingtonda ne de Ankarada bir Allahın kulu vetoya inanıyor. Böyle bir savaş durumunda, hele işler kritikse Kongrenin Başkanın gönderdiği savaş bütçesini asla veto etmeyeceği belirtiliyor. Belki yardım yalnız Türkiyeye olsaydı, veto ihtimali daha yüksek olabilirdi. Ancak yaklaşık 74 milyar dolarlık bir paketten, bir önergeyle Türkiyeye verilecek 1 milyar doların çıkarılmasının söz konusu olacağını kimse düşünmüyor. Türkiyeye öfkeli isimlerin başka formüllerle içlerinin soğutulma yollarının aranacağı belirtiliyor. Çünkü Başkanın bütçesini veto etmenin, savaşta bir başarısızlık durumunda büyük siyasi sorumluluğu olacağı açık. Tüm bunlardan öte ABD yönetimi önümüzdeki süreçte Türkiyeye yine ihtiyaç duyacağının farkında... ANKARA KREDİ Mİ ALACAK HİBE Mİ? Ankara ve ekonomi yönetimi bu kez yoğurdu üfleyerek yiyor ve çok temkinli konuşuyor. 1 milyar dolarlık hibenin ilk gündeme geldiği dün akşam saatlerinden bu yana bürokratlar dahil ekonomi yönetimi sanki bu paraya çok ihtiyaç yokmuş gibi bir tavır sergiliyor; Biz hiç para gelmeyecekmiş gibi tedbirimizi aldık, kendi ayaklarımızın üzerinde durabiliriz, gelmese de olur... Yani Ankara bu parayı istemiyor mu? Yoo istiyor. İstiyor da, ne olur ne olmaz diyor. Bir kere kesinleşmesi bekleniyor, erken paçaları sıvamanın anlamı yok. İkincisi bu kredinin koşulları belli değil. Yani ilk pakette olduğu gibi 4-5 yıl ödemesiz ve 15 yıl vadeli mi, yoksa daha mı ağır koşullara sahip?.. Henüz bu konularda bilgi yok. Tüm bu noktalar açıklığa kavuştuktan sonra paranın nasıl isteneceği ve nasıl kullanılacağına kesin karar verilecek. Yoksa Ankarada kimsenin para reddedecek hali yok Ümit Sezgin / NTV - CNBC-e Ankara Haber Müdürü | ||||
"Debelenme kaptan ben gidemem!" Erdoğan'a askerden acı ilaç MGK'dan beklenen!.. AKP meşruiyet arıyor Meşruiyet tartışmaları ne kadar meşru? Şimdi "sonrasını" tartışalım Tayyip Erdoğan "tamam" dedi Minimum değil yeterli destek!... Zirveyle "zirve"ye çıktık 27 Ocak sonrası Irak senaryoları Unutmayın ABD bize lazım!.. "Ucundan acık" destek olmaz |
|||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||